Söylerken bile…
Kalpleri titretecek kadar güçlü bir kelime…
Üstelik…
Bi’o kadar da ürkütücü…
Ayrıca…
Korkutan…
Akıllara geldiğinde ortamda “buz gibi hava” estiren bir deyiştir o…
“Kader”…
Ya da eş anlamlı haliyle…
“Yazgı”…
***
Okumaya başladığınız…
Yakın tarihimizden yaşanmış…
“Tıpatıp” birbirine benzer iki “tıp” olayı…
İşte…
Hayatımızı yönlendiren “kader” ile o kadar ilgili ki…
***
Takvimler, 1961 yılının 20 Temmuz’unu gösteriyordu…
Neredeyse…
63 yıl önce bugünler…
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin…
28 yaşındaki ortopedi asistanı Alp Reel…
O gün…
Hastasının röntgenini çekerken elektrik akımına kapıldı…
Kalbi durmuştu Alp’in…
Masaj işe yaramadı…
Göğsünü yardılar…
Talihsiz Alp’in kalbine masaj yapmaya başladılar…
Aradan asırlar gibi gelen dakikalar geçti…
Sonunda talihsiz doktorun kalbi “tik-tak” demeye başladı…
Kalp çalışıyordu ama…
Beyinde hasar meydana gelmiş…
Gencecik doktor “koma”ya girmişti…
Artık…
Boğazından açılan bir delikle besleniyordu…
Böylesi acı bir olayı…
Türkiye nefesini tutmuş yakından takip ediyor…
Gencecik doktor için dua ediyordu…
Avrupa’nın farklı ülkelerinden dünyaca ünlü hekimler geldi…
Ne var ki…
Doktor Alp bir türlü hayata dönemiyordu…
Artık bitkisel hayata girmişti…
***
Talihsiz doktor Alp…
Tam da o süreçte dünyaevine girmeye hazırlanıyordu…
Bir ay sonra hekim adayı genç bir kızla evlenecekti ama...
Umutlar giderek sönüyordu…
***
Yatalak hale gelmek büyük acıları da peşinden getiriyordu…
Komadaki gencecik doktorun…
Zaman geçtikçe vücudunda yaralar oluşuyor…
En beteri…
Kemikleri eriyordu…
Günler… Aylar… Yıllar…
Su gibi akıp giderken…
Talihsiz doktorun annesi ve babası…
Evlatlarının başından hiç ayrılmadılar…
Doktor Alp…
Tam “sekiz yıl iki ay / 2 bin 980 gün” yaşamak için adeta savaş verdi…
Ne var ki…
Hayata bir daha “merhaba” diyemedi!
19 Eylül 1969 akşam saatlerinde…
Hayata veda etti…
Adı…
Türkiye’nin tarihine…
“En uzun süre komada kalan kişi olarak geçti…”
Aradan…
Yıllar geçti; Dr. Alp Reel hiç unutulmadı…
***
Türkiye…
“Dr. Alp Reel Olayı”nın bir benzerini…
Yakın tarihimizde yaşadı…
10 yıl önceydi…
Türkiye’nin parmakla gösterilen sanatçılarından…
“Kenan Işık”…
Kaza geçirdi ve bi’daha uyanamadı…
Genç nesil, O’nu…
Özellikle “Kim Milyoner Olmak İster?” adlı…
TV’deki yarışma programından hatırlıyor…
Oysa…
Kenan Işık…
Türkiye’nin yetiştirdiği…
En güçlü sahne sanatçılarının başında geliyordu…
10 yıl önceydi…
Ve takvimler…
“21 Mart 2014”ü gösteriyordu…
Spor yaptıktan sonra saunaya giren Kenan Işık…
Daha sonra…
Fenalaşıp dengesini kaybederek kafasını yere çarptı...
Hastaneye götürülürken bilinci kapalıydı…
Beyin kanaması geçiriyordu…
Hemen ameliyata alındı…
Hayati tehlikesi büyüktü…
Dört saat süren ameliyat sonrası…
Bir daha ayağa kalkamadı…
10 yıldır bitkisel hayata bağlı biçimde yaşamını sürdürdü…
Geçtiğimiz gün (29 Temmuz) hayatını kaybetti…
***
Aslında…
“Kader” ya da “Yazgı”…
Önceden ve “değişmeyecek” bir biçimde belirlenmiş…
Olay ya da olaylar akışıdır!
Hatta…
Bi’adım daha ileri giderek…
“Önceden belirlenmiş bir (gelecek) bile diyebiliriz!”
Mesela…
Pek bilinmez ama…
Felsefedeki determinizm hareketi…
Kader üzerine kuruludur…
Ve o “kader”…
Aynı zamanda birçok farklı dinde de önemli yere sahiptir…
***
Bitiriyoruz…
Komadaki kişi acaba etrafında neler olduğunu…
Hissedebiliyor mu?
Büyük olasılıkla…
Farklı bir boyuta geçiyor…
Şimdilik bizim algılayamadığımız o boyutu…
İzmirli kadim dostumuz Dr.Ülkümen Rodoplu’ya sordum…
Dedi ki; yılların hekimi:
“Bilmediğimiz bir dünya…
Yakın bir gelecekte, “Koma” süreci…
O ayağa kalkamayan bedeninin de…
Ayağa kalkmasını sağlayacak…
Çünkü…
“Tıp eşittir, insan aklıdır…”
İnsan aklı…
Şimdilik kendi gizemini ve bedeninin sorunlarını çözebiliyor…
Mutlaka…
“Koma” durumunu da çözecektir…
Ama biz bunu görebilir miyiz?
Göreceksek eğer?
Ne kadarlık bir “zaman dilimi”ne ihtiyacımız var?
Mesela…
Torunlarımız “70 yaşı”na gelince mi?
Yoksa?
“Yarın kadar yakın sürede mi?”
İşte, o belli değil…
Ama…
İnsan aklı, ölüme de çare bulacaktır; bu kesin…”
Nokta…
Sonsöz: “Kader deyip geçme… Bak ne diyor sırrın sahibi: “Biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık… / İsra Suresi – 13. Ayeti…”