GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Engin ÖNEN
YAZARLAR
2 Ekim 2024 Çarşamba

Bir acayip zor yarış!

Ülke gündemi o kadar yüklü ki, hangi sırayla yazmak gerekir diye düşünüyor insan ister istemez. Ortadoğu’da savaş, ABD’de rüşvet, Arnavutluk’ta Bektaşi devleti, sığınmacı sorunları, okullardaki temizlik sorunları, Sinan Ateş suikastı ve Narin cinayetindeki kutsal ittifak kalkanı vs.

Bir süredir içten içe kaynayan başka bir gündem daha var. Tayyip Erdoğan’ın karşısına kim aday olarak çıkacak? İki favori isim. İki Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu.

Bir süredir her ikisi de, daha erken, ülkenin başka önemli gündemleri var deseler de, hazırlıklarını yapmayı sürdürüyorlar. Bilhassa İmamoğlu, İstanbul’un yanı sıra yurt genelinde, neredeyse her gün bir etkinlik sürdürüyor. Açılış, miting ya da mitinge dönüşen açılışlar ve ziyaretler.

Bu miting ve ziyaretlere katılan seçmenler de onu bir belediye başkanı olarak değil de, Cumhurbaşkanı adayı olarak karşılıyorlar. “Kurtar bizi” feryatları da yükseliyor zaman zaman. Demirel’e “Kurtar bizi Baba” diye seslenen kalabalıklar gibi.

Mansur Yavaş, Ankara dışında çok ziyaret yapmıyor şimdilik. Çünkü onun konumu İmamoğlu’ndan farklı. “Partim beni aday gösterirse” vurgusunu ısrarla tekrar ediyor. İmamoğlu ise hiç böyle bir ifade kullanmıyor. Çünkü partide ağırlığı var zaten. Hangi ile ya da ilçeye gitse CHP örgütü, milletvekilleri veya belediye başkanları eşlik ediyor.

Mansur Yavaş, milliyetçi muhafazakar seçmende karşılık buluyor şüphesiz. Ama CHP’den kazanacağı için bu partiden aday oldu ve kazandı. İYİ Parti veya MHP’den aday olmadı. Her ne kadar en popüler ve iddialı adaylardan biri olsa da, yine de CHP’den aday olduğunda şansı yüksek.

Kamuoyu araştırmalarında isim soruluyor ama CHP’den aday olacağı varsayımı ile yanıtlar toplanıyor. CHP dışında bir partiden aday olacağı varsayımı ile sorulsa, destek bu kadar yüksek olmayacaktır.

Bu ikili arasında başlayan Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusundaki rekabete farklı kriterler açısından bakınca, avantajlı olan aday değişebiliyor. Parti örgütü, delege, milletvekilleri ve belediye başkanları düzeyinde bakınca İmamoğlu, Yavaş’a göre belirgin olarak avantajlı konumda.

Erdoğan’ın rakip gördüğü ve oyunu ona göre kurduğu kişi de şüphesiz İmamoğlu. Ahmak davasından, diploma haberlerine kadar pek çok çaba bunun sonucu. Eleştirilerini yönelttiği ve yıpratmak istediği kişi de Yavaş’tan ziyade İmamoğlu.

Dikkat ederseniz Yavaş, hükümet veya Erdoğan ile pek polemiğe girmiyor. Son günlerde sadece Belediyenin okulları temizlemesi karşısında Milli Eğitim Bakanlığının engelleme tavrını eleştirdi.

Her iki aday da Erdoğan karşısında seçimi kazanabilecek konumdalar. Ama Erdoğan karşısına sadece birinin çıkması koşuluyla. Çünkü CHP’nin İmamoğlu’nu aday göstermesi durumunda Yavaş’ın ne yapacağı henüz belli değil.

Bu iki siyasetçi de belediyecilik üzerinde sıkça hizmeti ön plana çıkarmaktalar. Yani siyaseti bir hizmet yarışı olarak tarif etmekteler. Bu doğru ama eksik bir tanım. Çünkü siyaset sadece hizmet değildir.

Kürt meselesi hizmet ile değil siyaset ile çözülecek bir konu. Cemevlerinin kültür merkezi mi yoksa inanç merkezi mi kabul edileceği de siyasetin konusu. Gezi tutukluları ve adaletsizlik de hizmet ile değil, siyaset ile çözülecek bir mesele. Kadın hakları, LGBT bireylere yaklaşım, çevre sorunları ve sokak hayvanları meselesini hep bu açıdan değerlendirmek lazım.

Bir de bu konularda iki aday arasındaki farklılıklar, gelecek dönem için kazanma ihtimali dışında da önemli kriterler olacaktır