GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
4 Kasım 2009 Çarşamba

Baykal ne demek istedi?

CHP kongre sürecinin sancılı geçeceğini biliyorduk. Çünkü kongre takvimi açıklandığında İl Başkanı Nalbantoğlu’’nun gerçekleştirdiği operasyonlar bu konuda yeterince ipucu veriyordu.’¶
Genel Sekreter Önder Sav ekibiyle hareket eden iki örgütü görevden alan İl Başkanı Nalbantoğlu, doğrudan Baykal’’ın talimatını yerine getirmişti.
İzmir kongre sürecine Baykal-Sav gerginliği/hesaplaşması ile başlanmıştı.
 
Ve Nalbantoğlu operasyonunun şifrelerini kısa sürede çözmüştük. İzmir’’in delegasyon kontrolünü elinde bulunduran Genel Sekreter Önder Sav, bizzat Baykal tarafından zayıflatılmak isteniyordu.
Yani Baykal, örgütte denge istiyordu. Bunun için Sav ekibinden iki ’‘kelle’’ almayı yeterli görmüştü. Rıfat Nalbantoğlu’’na bu yönde talimat gitmiş, o da Karşıyaka’’da Ertam Özen’’i görevden almış, Buca’’da Tuncay Taştan’’ı istifaya zorlamıştı.
 
İlk etapta Baykal’’ın talimatının yerine getirildiği gibi görünen operasyonun perde arkasına bakıldığında CHP Lideri’’nin İzmir’’deki operasyonlardan çok da mutlu olmadığı görüldü. Bu gerçek Nalbantoğlu’’nun atadığı Buca yönetim kurulunun iki gün sonra MYK tarafından görevden alınmasıyla iyice su yüzüne çıktı.
Buca’’nın atama yönetiminin MYK tarafından görevden alınmasında çeşitli faktörler olmasına karşın en büyük faktörün Genel Sekreter Sav ekibinin yönetimdeki ağırlığının olduğu kaydediliyordu. Susam’’ın etkisiz kalması, belediye başkanından kayraklı sıkıntılar da konuşuldu Buca’’da ama en büyük faktör Baykal’’ın operasyon istediği Sav ekibinin yönetimdeki ağırlığıydı.
Benzer bir tablonun Karşıyaka’’da da söz konusu olduğu, görevden alınan Ertam Özen’’in yerine atanan Hakan Barış Güldoğan ve ekibinin de Genel Sekreter Sav’’a çok da uzak olmadığı iddia ediliyordu.
Tüm bu gerçekler ya da şikayetler Nalbantoğlu-Baykal ilişkisini germeye yetiyordu. Ve kulislerde bir süredir İl Başkanı Nalbantoğlu’’nun da görevden alınabileceği bile konuşuluyordu.
Nalbantoğlu’’na şimdilik dokunulmadı. Ama 5-6 ay kadar önce ilk operasyon yaptığı Konak’’ta Uğur Yelekli’’den boşalan koltuğa oturttuğu, TKP ve YTP’’den ekip arkadaşı Mali Müşavir Aytekin Tunus görevden alındı. Hem de bizzat Baykal’’ın talimatıyla’…
Ve de eğer iddia doğruysa Eski İl Başkanı Kemal Karataş’’a yakınlığıyla bilinen Muhsin Kara’’nın kontrolünde bir ilçe yönetimi oluşturuldu.
 
Baykal tarafından gerçekleştirilen operasyonun hedefinde bu kez Nalbantoğlu’’nun kendisi vardı anlayacağınız. Ve Konak operasyonun anlamı, ’‘Nalbantoğlu çek git’’ demekle neredeyse aynı bana göre. Çünkü Nalbantoğlu’’nun en yakın ekip arkadaşının yerine Eski İl Başkanı Karataş’’a yakın isimler atanıyor ya da atanmak üzereydi.
CHP İzmir’’de göreve geldiği andan itibaren çok farklı bir il başkanı profili çizen, 5 yıldır yapılamayan toplantıları yaparak birlik ve beraberlik ruhunu yaşatmak için ciddi bir gayret sarf eden Nalbantoğlu, Deniz Baykal’’ın hışmına uğruyordu yani.
Ve de görev süresi boyunca il yönetim kurulu toplantısı bile yapamayan, neredeyse tüm ilçe ve belediye başkanlarıyla kamuoyu önünde kavga eden Kemal Karataş yine revaçta.
Baykal’’ı anlamakta inanın çoğu zaman zorlanıyorum.
Nalbantoğlu’’nun hatası siyaseti kendi doğruları üzerinden yapması belki de. Yani kimseyle tam anlamıyla ekip olmaması, herkese eşit mesafede kalmaya özen göstermesi, hiçbir belediye başkanına el açmaması ve de Genel Sekreter Sav’’la doğrudan savaşı göze almaması, alamaması’…
Baykal’’ın istediği ise kongre sürecini istediği gibi şekillendirecek, emirlere uyacak, asker gibi, çakı gibi bir il başkanı’…
Vur dediğinden vuracak, öl dediğinde ölecek’…
Sanıyorum Nalbantoğlu hiçbir ekibin adamı olmamasının cezasını çekiyor. ’‘Bi taraf olmayan bertaraf olur’’ sözündeki gibi’…
 
Peki bu operasyonun anlamı ne ve de tepedeki hesaplaşmanın kente yansımaları nasıl olacak?
Anlaşılan Genel Sekreter Sav ile Baykal arasında ipler iyiden iyiye kopmuş, savaş kızışmış’…
 Sav’’ı yok etmek için Kemal Karataş formülünün bile düşünülmesi bu anlama geliyor.
Konak, Önder Sav ekibinin etkili olmayı umdukları, yönetim kurulundaki çoğunlukları nedeniyle bir anlamda gizliden yönettikleri bir ilçeydi bugün akşam saatlerine kadar.
Şimdi Karataş’’ın kontrolüne geçiyor.
Hem İl Başkanı Nalbantoğlu’’nu hem de Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan’’ı ciddi anlamda sıkıntıya sokan bir karar bu.
Ve Baykal, İzmir’’in kritik ilçesi Konak hakkındaki infazını kente gelmeden bir gün önce gerçekleştiriyor.  
CHP Lideri’’nin Konak Belediyesi’’nin iki faaliyeti için İzmir’’e geleceği düşünülürse bu kez vereceği fotoğrafın anlamı çok büyük.
Bu fotoğraf Baykal’’ın kente ilişkin tasarrufları hakkında ciddi ipuçları içerecek. Ama kesin olan şu ki, İzmir’’de Kemal Karataş’’la birlikte hareket edenler Konak operasyonu sonrası bayram etti.
Sav ekibi bir darbe daha aldı. Nalbantoğlu ne olduğunu hala anlamış değil. ’‘Ben nerede yanlış yaptım’’ şarkısını söylüyor belki de.
Bekleyip göreceğiz.
Biz bekleyeceğiz fakat başka Sav ekibi olmak üzere İzmir’’deki pek çok yapının beklemeye niyeti yok.
Karataş formülünün canlanması halinde bence Ekrem Bulgun vakasında olduğu gibi bir son bekliyor Baykal’’ı’… Çünkü Sav ekibinin de boş durmaya niyeti yok. Ağır topları şu sıralar Çin’’de olsa da birkaç gün önce Eski İl Başkanı Alaattin Yüksel’’le görüşüp, kongre sürecine yönelik uzlaştıkları iddia ediliyor.
Ve de Baykal, Karataş tercihiyle Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’’nu da karşısına almış oluyor.
Bu da yeni süreçte Sav-Kocaoğlu ittifakını beraberinde getirebilir. Bazı ilçelerde başta Bornova olmak üzere bunun işaretleri hissedilmeye başlandı çünkü.
İşte o zaman Baykal’’ın işi iki kat daha zorlaşıyor. Değil Karataş’’ı il başkanı yapmak bizzat kendisi gelse kar etmeye bilir.