GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Harun ÖZDEMİR
YAZARLAR
2 Kasım 2015 Pazartesi

Vesayet hanımın oyu istikrardan yana!

1 Kasım seçimlerinde ülke içinde ve dışında sandığa gidenlerin yarısı oyunu “istikrar”dan yana kullandı. Seçmenin yarısı, istikrarı Ak Parti’de görüyorsa, bunun çok önemli bir nedeni olmalı! Birilerinin gördüğünü, bizim de görmemiz gerekir!
Tek başına hükümet olmak için “propaganda diliyle” söylüyorum, Ak Parti’nin 4, CHP’nin 20, MHP’nin 30, HDP’nin ise 35 puana ihtiyacı vardı.
Bu tabloyu, önüne koyup düşünen seçmen, bence en kestirme yolu seçti ve oyların yarısını Ak Parti’ye verdi.
Geri kalan % 50 seçmen ise; başladı, kara kara düşünmeye, nasıl oldu, diye.
İzninizle, soruları netleştirip, düşünen vatandaşa az da olsa yardımcı olmaya çalışayım:
 
1-Seçmen neden “yolsuzluk” değil de “istikrar” dedi?
2-Neden “özgürlük” değil de “istikrar” dedi?
3-Neden “işsizlik, yoksulluk, banka borçları…” değil de “istikrar” dedi?
4-Neden “terör, isyan, bölünme” değil de “istikrar” dedi?
5-Neden “başarısız dış politika” değil de “istikrar” dedi?
6-Neden “fikir, basın-yayın ve eleştiri özgürlüğü” değil de “istikrar” dedi?
7-Neden “diktatörlük, padişahlık, başkanlık korkusu” değil de “istikrar” dedi?
8-Neden “kibir, tahammülsüzlük, şımarıklık” değil de “istikrar” dedi?…
 
Bu soruları, 26 partinin öne çıkardığı konuları dikkate alarak çoğaltmak mümkün. Sorular çoğalttıkça Ak Parti’ye oy veren seçmenin kararını değiştiremiyoruz! Çünkü; onun inandığı bir kavram var, “istikrar” diye.
Muhalefet de bunu anlamıyor, istikrarlı bir şekilde.
Türkiye’de, kampanyaların sayısını ne kadar artırırsanız artırın tercihler istikrardan yana olacaktır.
Türkiye’nin toplumsal mekaniğini çözmüş, çok az kişi bilir ki, iktidardaki partiye yönelik eleştirinin dozu arttıkça “iktidara en yakın” partinin şansı da o ölçüde artar!
Rakamlar ortada; iktidar olup istikrarı sağlamak için Ak Parti’nin 4, CHP’nin 20, MHP’nin 30, HDP’nin ise 35 puana ihtiyacı var. Ölümüne istikrar diyen seçmen çoğunluğunun, siyasetteki tek kılavuzu “istikrar” ise eleştirdikçe, kaos korkusunu yaydıkça, belirsizliği artırdıkça… oylar en yakın “iktidar olasılığı”na yani Ak Parti’ye kayacaktır.
 
Şu hayati soruyu asla yanıtsız bırakamayız:
80 bine yaklaşan cami ve mescidin olduğu, sayısı yüzü geçen İlahiyat Fakülteleri, binlerce İmam Hatip Okulu ve Kur’an Kursu’nun olduğu; sayısı bine yaklaşan tarikat ve cemaatin; muhafazakar yayın yapan gazete, dergi, radyo ve televizyonun ve internet sitesinin… olduğu 85 milyonluk Müslüman ülkede “istikrar” neden “yolsuzluktan, terörden, kaostan, baskıdan, adaletsizlikten, işsizlikten, yoksulluktan, ödenemez borçlardan…” daha önemli?
Dünyanın her yerinde dinlerin ve felsefelerin “ahlâksızlık” saydığı insani değerler, neden Türkiye’de “istikrar”a feda edilmiş olsu?
Bütün dinlerde ve felsefelerde geçerli olan ortak değerler, İslâm dininde fazlası ile var; halk da şu kadar dini eser yaratarak Müslümanlığında ısrarlı ise…!
Hal böyle iken; bu millet, neden “istikrar”ı en yüce sosyal ve siyasal değer kabul ediyor?
Türkiye’de yaşayan halk, tarihin en eski geleneklerini sürdürmeye çalışan, 78 milyonluk bir topluluktur. Buna, yurt dışında yaşayanları da eklediğimizde neredeyse 85 milyon oluyor.
Türkler, tarihin her döneminde, din değiştirirken de, imparatorluk yıkarken de hep “istikrar”dan yana olmuştur.
Çünkü istikrarsızlık, tarihte binlerce kez yaşanmıştır ve daha çok yolsuzluk, yoksulluk, baskı, zulüm, terör, adaletsizlik ortak düşmanlara daha büyük fırsatlar… yaratmaktan başka bir sonuç da doğurmamıştır. Her sözün peşine düşenler, pirinçten fazlasını kaybetmişlerdir. 
Bu seçimde de iç ve dış tehlikeleri daha fazla gündeme getiren ve bana göre çok da ikna edici teknikler kullanan muhalefet, her şeyi çok iyi düşünmüş ve uygulamıştı. Ama en önemli olanı göz ardı etmişti. Bunu yabancı veya topluma yabancılaşmış danışmanların fark etmesi ise mümkün değildi.
Bu nedenle, muhalefet sonuçlara çok şaşırdı!
Danışmanlar “Bu millette on paralık muhafazakârlık varsa, Ak Parti % 5’ten fazla oy alamaz” diye düşünüyorlardı!
Sonuçlar düşünüldüğü gibi çıkmadı.
Yabancıların göremediğini yerliler de göremediğine göre sonuçlar normal, değil mi?!