GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
6 Mayıs 2022 Cuma

Ülke çıkış arıyor

Cumhuriyet’in yüzyıllık birikimiyle hesaplaşmayı oyun zanneden İslamcılar, yirmi yıllık iktidarlarında Cumhuriyet’i dönüştürmek için devletin bütün kurum ve kuruluşlarıyla oynadılar. 
Ve ortadan kaldırdığının yerine ne getireceğini ve nasıl bir yapı oluşturacağını bilemeyen iktidar, ülkeye yıkım üstüne yıkım yaşatıyor.

Türkiye, uluslararası sistemin dengeden çıkmasıyla başlayan bunalımın yanı sıra, içeride sorunlu yönetimin yol açtığı büyük hasarla da baş etmek zorunda.

İslamcı siyaset ve neo liberal ekonomi kadrolarının iş birliğiyle ortaya çıkan garabet sonucu, akıllara ziyan günler yaşıyoruz. Tabii ki bu iş birliğinde “yetmez ama evet” diyen solun, Kürt milliyetçiliğinin önemli rolünü de not etmek gerekir.

Ve tam da millet akıllara ziyan günlerin getirdiği koşullar altında ezilirken, Millet İttifakı, altı siyasi partinin katılımıyla bir masa kurdu. Hedef, toplumsal mutabakatı yeniden inşa etmek.   

Yürüyen gerçek; Liberal ekonomiden kontrollü piyasa ekonomisine geçmek artık bir zorunluluk. Sosyal devlet, olmazsa olmaz koşul. Dünya ölçeğinde kamunun yeniden güçleneceği bir dönem geliyor.
Nedenine gelince, serbest piyasanın yarattığı hasarı ancak devlet müdahaleleriyle kontrol altına almak mümkün.

Millet İttifakı’nda varılacak mutabakattan bir revizyon kararı mı çıkar, yoksa restorasyona mı karar verilir, bunu göreceğiz.    

Ancak, güçlü iç cepheyi amaçlayan ortak bir program yapılmadığı sürece, toplumsal mutabakat çok zor. Güvenlik kaygısı, yoksulluğun önüne geçme potansiyeli taşıyor.
Ülkenin destabilizasyon sürecinde, Kürtlerin ve Ermenilerin oluşturduğu muhalefet hattına Arap mültecilerin eklemlenmesi fazla zaman almayacak gibi… 
Ve bu hattın ortak düşmanı olarak gösterilen Türkler… 
Batı, bu oyunu sevdi.

Türkiye’nin etkili bir ortak programa ve güçlü bir iç cepheye ihtiyacı var.

Hiç olmadığı kadar zor zamanlardayız. Ülke kaosa sürükleniyor.

Günün önemine binaen hatırlamakta yarar var. Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan’ın idam kararı Meclis’te oylanırken, Adnan Menderes, Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu’nun idamının rövanşı gerekçe olarak kullanıldı. “Üçe üç!” sloganı, toplumda derin ayrışmanın işaret fişeği gibiydi.

Ölümleri yarıştırmak ve kendi katillerini kutsamak, insanlığa sadece acı ve göz yaşı getirdi.

Duru bir akılla düşünmeye gerçekten ihtiyaç var.