GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
3 Ağustos 2010 Salı

Terzi!

Fikri Sönmez.
Nam-ı diğer Terzi Fikri.
Birkaç hafta önce Fatsa’’daydım.
Sokaklarda adını, meydanlarda heykelini aradım olmadığını bildiğim halde.
Sıradan bir mezarda, sıradan bir ölü gibi bile yatırmadılar.
Hala hayatta olan eşi Nurten Hanımın deyimiyle namazında, orucundaydı.
Ama cenazesini yıkamadılar. Öylece mezara atıp gömdüler.   
En çok da o ağrına gitmişti garibin. Mezarına gitmek geçen yıla kadar tam 25 yıl yasaktı.
 
**
Kimdir Terzi Fikri’…?
Siyasetten bihaber olan akranlarına göre, ’‘Adama şööyle bir bakıp’’ takım elbise dikebilen yetenekli bir terzi. Arkadaş/dost meyhane ortamlarının neşeli delikanlısı’…
Dönemin ülkücüleri için adi bir komünist, yok edilmesi gereken bir Dev-Yol’’cu.
Solcuları için cesur, kararlı bir yoldaş.
Dönemin Başbakanı Demirel’’e göre, tehlikeli bir modelin pratikteki uygulayıcısı.
Fındıkçı için haklarını savunan bir solcu.
Tefecilerin, karaborsacıların amansız düşmanı’… Binlerce vatandaş senedini Fatsa Meydanı’’nda yaktığı anlatılır. Fatsalılara göre 8 ayda devrim yapamamışsa da sokakları çamurdan arındıran bir başkan. Bana göre ise ’‘birlikte yönetimin en güzel örneğini’’ 30 yıl önce uygulamış gücünü halktan alan bir başkan. Dönemin belediye başkanının ölümü üzerine yapılan yerel seçime bağımsız girip, CHP, AP ve MSP gibi etkin partilerin toplamından fazla oyla seçilmiş bir başkan hem de.
İşe 20 bin nüfuslu Fatsa’’yı 11 bölgeye ayırıp, halk meclisleri kurarak koyuluyor.
CHP, MSP ve AP’’lilerin de aktif görev aldığı 900 kişiden müteşekkil dev bir meclis.
Kararları Halk Meclisleri alıyor, başkan uyguluyor. Neredeyse antik Yunan’’daki doğrudan demokrasi, meydan demokrasisi gibi’…
Üç ay gibi kısa sürede Fatsa’’nın sokakları çamurdan arındırılıyor. Fatsa halkı imece usulüyle, belediyesine katkı koyuyor, sahip çıkıyor.
 
**
Tabi ki sağ var, sol var. Yani kan var.
Darbe’’ye altlık yapılıyor.
10 Temmuz’’un Hürriyet, Başbakan Demirel’’in ’‘Fatsa’’ya kanun getirilecektir’’ manşetiyle çıkar. 11 Temmuz’’da dönemin Genel Kurmay Başkanı Kenan Evren Fatsa’’ya uğrar. Kuvvet komutanlarıyla birlikte Perşembe’’de toplantı yaparlar. Havada ’‘operasyon kokusu’’ vardır.
CHP, MSP ve AP gibi taban tabana zıt partilerin ilçe teşkilatları, ’‘Fatsa’’da huzur var, sorun yok’’ açıklaması yaparak operasyonu durdurmaya çalışsalar da, 12 Temmuz’’da düğmeye basılır.
Adını ’‘Nokta Operasyonu’’ koymuşlardır.
Türkiye’’de ilk kez 20 bin nüfuslu bir yerleşim yerine devlet (TSK )eliyle topyekun bir operasyon yürütmüş, Başkan Terzi Fikri ve 900’’ü Halk Meclisi üyesi tutuklanmıştır.
Daha sonra bu operasyon 12 Eylül’’ün provası olarak nitelendirilecektir.
Çünkü asker ’‘tek bir nokta’’ ile yetinmeyecek, 60 gün sonra Türkiye’’nin idaresine ’‘el’’ koyacaktır.  
Terzi Fikri mahkeme sorgusunda şöyle demiştir: ’“Fatsa’’da sadece halkın aldığı kararları uyguladık.  Halk istedi, biz yaptık’”
Yeterli olmaz tabi ki. Erzincan Kapalı Cezaevi’’nde belki de bir işkence seansı sırasında/sonrasında kalp krizinden hayata veda eder. 4 Mayıs 1985’’te’… 47 yaşındadır.
 
**
Her Türk gibi ölümünden sonra anlaşılır değeri. Anlayan İngilizler, Avrupalılardır. Halka dayalı yerel yönetim anlayışı nitelikli üniversitelerde tez konusu olur, ders olarak okutulur.
Türkiye Cumhuriyeti ise 25 yıl boyunca Terzi’’nin Kabakdağ Köyü’’ndeki mezarına toplu ziyareti yasaklar.
Ama Terzi Fikri’’nin Halk Meclisleri, 2010’’un Türkiye’’sinde Kent Meclisleri olarak yeniden doğar.
Hem de yasal bir zorunluluk olarak’…AB müktesebatı gereği yerel yönetimler gücünü halktan almak, yetkisini halkla paylaşmak zorundadır çünkü.
30 yıl önce kentini, halkıyla birlikte yönettiği gerekçesiyle Terzi’’ye ’‘nokta operasyonu’’ gerçekleştiren Türkiye, 30 sonra Halk Meclisleri’’ni Kent Meclisleri adı altında yasal bir zorunluluk olarak uygulayan Türkiye ile aynıdır.  
Devletin Kent Meclisleri ile Terzi’’nin Halk Meclisleri arasında dağlar kadar fark vardır tabii.. Biri gerçek öbürü (istisnalar olmakla birlikte) çakma/naylon’’dur. Birinde Başkan yetkisini halkla paylaşır hatta devreder öbüründe başkan yetkisini paylaşıyormuş gibi yapar.
Yine de devletin 30 yıl önce operasyon yaptığı modeli çakma da olsa uygulamaya koyması manidardır. Ya da tam bir yaman çelişki örneğidir. 12 Eylül’’ün bir numaralı mağduru Fikri Sönmez ve Fatsa halkı olmuştur.
Darbe’’nin provasını görmüşler, Terzilerini kaybetmişler, sonrasında devletin özel politikalarıyla siyasi/kültürel erozyona maruz kalıp teslim olmuşlardır. Şu anda AKP tarafından idare edilmektedir mesela.  
**
Bugün amansız bir evet/hayır yarışının/savaşının tam ortasındayız. Başbakan kendisini, partisini yaratan süreci sorguluyor. Darağacına çekilen fidanlar üzerinden ajitasyon yapıp, gözyaşlarına boğuluyor.
Muhalefet samimiyetsizlikle suçluyor. Kılıçlar çekilmiş durumda.
12 Eylül’’ün ilk ve en önemli mağduru Fikri Sönmez’’i hatırlamak ise 30 yıl önce temelini attığı Kent Meclisleri’’ne düşüyor.
Karabağlar Kent Meclisi Başkanı Murat Bakan, CHP Genel Merkezi’’nin önerisiyle hayranı olduğu Fikri Sönmez’’in heykelini İzmir’’e, demokrasinin başkentine dikmek için harekete geçiyor. Belediye Başkanı Sıtkı Kürüm projeye tam destek veriyor.
Aynı 30 yıl öncesinin Fatsası gibi’… Kent Meclisi’’nin önerisi Başkan tarafından aynen uygulanıyor. Bu kez uygulanan Terzi’’nin bizzat kendisi’… Yani anıtı, heykeli’…
 
Tüm bunları duyunca Can Yücel’’in Terzi için kaleme aldığı şu dizeler geliyor akla;
’“Terzi Fikri öyle bir giysi dikti ki Fatsa’’ya
O Gürcü öyle bir gürledi ki arkadaşlarıyla,
Noktalar, noktalı virgüller, askeri operasyonlar,
Kimseler çıkaramaz Fatsa’’nın sırtından!
Emek hakkının sımsıcak çıplaklığını’”
**
Demek ki inandığın gibi yaşar, bildiğin doğruların üzerine gider, omurgalı bir duruş sergilersen hayata karşı;
O gün ezilsen, ölsen, yok edilsen de;
Hoş bir seda bırakmışsan gök kubbeye’…
Gün gelir 30 yıl sonra başka bir noktadan fışkırır, dirilirsin.
Tıpkı Karabağlar’’da olduğu gibi’…