GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ayda ÖZEREN
YAZARLAR
5 Şubat 2022 Cumartesi

Talih Cesurdan Yanadır

Talih insanlara iyi ya da kötü koşullar hazırladığına ve o yolda peşi sıra gelen tüm rastlantıları düzenlediğine inanılan doğaüstü güçtür.

İslami olarak tanımı ise oldukça çarpıcı “ ilahi iradenin insanlar için çizdiği hayat programı, baht

Bahtını yapan tahtını da yapıyor mu? Sanmıyorum.

Talihi yaver gitmiş, bahtı ona gülmüş cümlelerini sarf etmeden o hayatların başlangıç noktalarına ya da seyir defterlerine bakmak lazım.

Hayalleri neydi? Korkuları neydi? Hedeflerine ulaşırken kullandığı yöntemleri neydi? Mücadelesi en çok kimle ya da neyleydi?

Kristof Kolomb Jamaika’da yaşayan insanları kendisine ve tayfasına erzak sağlamaları ve gemiyi tamir etmeleri için ikna etme çabasıyla bilimin gücünü kullanmıştır. Yerli halka Tanrılarından bir mesaj getirdiğini eğer yardım etmeyi sürdürmezlerse bu gece ayı karartacağını söylemiş ve o gece yaşanacak “ay tutulması” bilgisini kendi lehine kullanmıştır. Yerliler elbette önce ona inanmamış, ancak gece olup ay tutulması başladığında korku dolu gözlerle gemiye koşmuş ve Kolomb’a “laneti kaldırması” için yalvarmışlardır.

Kolomb’un doğa üstü güçleri yoktu. Ancak yerliler cehaletin ve bilgisizliğin ötesindeydi. Onların bu yoksunluğunu fark ederek kendisi ve mürettebatı için Kolomb bilgi birikimini olumlu yönde kullanmıştı.

Cahil bir toplum cesur mudur? Korkularını yönetmek mümkün müdür? Başkalarının korkularını tetikleyerek kendi talihini kendi lehine çevirmek cesaret midir?

Cahil cesareti dediğimiz nedir peki? Bilgisizliğin getirdiği ölçüsüzlük mü?

Bağnazların kendi sonlarını göremediği hayatlarını başkalarının programladığı ve vaat ettiği muhteşem sona-cennetlik olmasına inanmaları bu yüzden mi?

Körü körüne inanç talih mi?

Ra’d Suresi 11. Ayette şöyle der “….Gerçek şu ki Allah, bir toplumun maruz kaldığı şeyleri birey olarak içlerindekini/birey olarak kendilerine ilişkin olanı değiştirmedikçe değiştirmez…”

Yani önce sensin değişimi başlatacak olan…Maruz kaldıkların içindekilerle örtüşmüyorsa…

Değişimi başlatabilmek için önce bilmek gerek. Araştırmak, karşılaştırmak. Kendin için koşulları, şartları tartabilmek bir işin gidişatını görmek, planlamak, ölçümleri yapabilmek ve sonrasında kolları sıvamak…

Binanın çatısından atlayacak bir yetişkin ölmeyi göze alandır; tecrübe vardır, yaşanmışlık vardır, belki de kararlılık gerektiren cesaret de vardır o yükseklikten atlamak için. Ama sonu bellidir, bilir. Ya ölecektir ya da ömür boyu sakat kalma riskini alacaktır. Bu son olasılıklarını bilmeyen iki üç yaşında bir çocuk kanatlanıp uçacağını sanarak gözü kapalı atlayabilir. Bu bilgisizlik onun ölüm sebebi olabilir.

Talih doğaüstü bir lütuf olabilir, cesaret ise delilikten kaynaklanabilir. İkisini aynı cümlede kullanan milattan önceden gelen bu slogan bana daha farklı düşünceler çağrıştırıyor.

Bilim odaklı, eleştirel düşünceye sahip, zekâsını kullanan, önyargıları olmayan, planlı, programlı, değişime açık, hayalleri ve hedefleri olanın cesareti de varsa talih onun yanındadır.

Talih bir program ise bu programın gidişatı kişinin kendi elindedir. Kader talihse irade öngörebilmektir, kendi iyiliğine karar verebilme özgürlüğüdür.

Seçimlerin senin, hayat senin.

Yaşayacakların sensin, cesaretin varsa korkularını yönetebilirsen, planlarını sürekli yaşadıklarınla şekillendirebilirsen talih senden yanadır.

Kendi kendine yardım ederken başkalarını incitmiyorsan talih senden yanadır.

Talih sen hazırsan yanındadır, oturanı bekleyeni değil hareket içinde olanı yakalar.

Talih aklını kullananın yanındadır. Nedenlerini araştırmadan en kolaya inananın değil.

Talih evrenin gerçeklerine inanmakta zorlanıp da ona dayatılan bilgilerle değil bu sırların peşinden koşanın yanındadır.

Talih bilgiyi sevenden peşine düşenden yanadır. Sağduyudan yanadır.

Talihinle buluşmak istiyorsan eğer:

Aklını kullan…Gerçeğin peşine düş, asla sana verilenle yetinme.

Vicdanına kulak ver, içgüdülerini dinle…

Kendin ol.

Cesur ol.

Değişime hazır ol…