GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Rifat ÖZER
YAZARLAR
9 Haziran 2024 Pazar

Takkiye

Sadık Hidayet İranlı bir yazar… 1903’de Tahran’da doğdu. Fransız Lisesini bitirdi. Üniversite için Avrupa’ya gitti. Tahran’a dönünce memurluk ve tercümanlık yaptı...

Bir ara da Hindistan’a gitti. Sanskritçeyi ve Budizmi öğrenerek, Aydınlanmış Kişi anlamlı Buda’nın kimi yazılarını Farsçaya çevirdi…

Sadık Hİdayet’in, İran Dili ve Edebiyatını, uluslararası çağdaş edebiyatla entegre ettiği kabul edilir... Beethoven ve Çaykovski’yi dinlemeyi sever, resimle de uğraşırdı…

İran’ın gerilemesine neden olarak, monarşiyi ve ruhban (din adamlığı) sınıfını görürdü…

Onlara yoğun eleştiri getirdi. Bu iki kurumun kendisince kötü yönlerini, İranlıların görmez ve duymazlığına bağladı, bundan rahatsız oldu. 1950 de yine Fransa’ya döndü…

‘Kör Baykuş ‘ en ünlü eseridir. Bir çok romanı ve özellikle “Hacı Ağa” adlı kitabı, Fransa’daki kütüphanelerde ve kitapçılarda bulunamaz olmuştu. Zaten eserleri Avrupadaki politik islamcı çevrelerce de eleştiriliyordu…

Bu iki kitap da 2005 yılında düzenlenen 18. Uluslararası Tahran Kitap Fuarında yasaklanmıştı… Sonra da kitaplarının tümü, Kasım 2006 yılından itibaren İran’da yasaklandı!

1951’de Paris’teki dairesinde, tüm delikleri kapatıp havagazı musluğunu açarak intihar etti… Temiz giyimli, tıraşlı, cebinde parası ve yakılmış müsveddelerin kalıntıları ile, mutfakta yerde yatarken bir arkadaşınca bulundu…

O’da, Paris’te Yılmaz Güney’li Pere Lachaise (Per Laşez) mezarlığında yatıyor şimdi…

***

Sadık Hidayet’in “Hacı Ağa” karakterini anlatan romanında ; baş karekterin çevirdiği dolapları ve marifetlerini öyle bir anlatışı varki, okurken insanın, bu karakter için sinirlenip öfkeye kapılmaması elde değil!

Anlatımların bir yerinde Hacı Ağa, “… Ne yapalım, hem takiyye yapmak caiz ki” de diyor! En iyisi, uzun da olan bunları isteyen meraklıları kitabından okuyabilir…

Çevirmen Okan Alay da kitaptaki önsözünde; Hacı Ağa’nın, İran’ın siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel yaşamını yansıtan kurmaca metin olduğunu söylüyor da… Günümüz İran’ının ve Ortadoğu coğrafyasının pek değişmediğini de ilave ediyor.

***

Sadık Hidayet’in, ölümünden 28 yıl sonra İran’da şunlar gerçekleşmiş oluyor;

Atatürk’ün çağdaş ilke ve devrimlerinden etkilenerek, Monarşik Rıza Şah tarafından kurulan laik rejim, İran’daki kırmızı ve siyah ittifakının el ele vermesiyle… 1979’da yıkıldı ve ilk tasfiye edilenler de ittifakçı kırmızılar, yani sol düşünürler oldu!

Ayetullah Humeyni’nin başında bulunduğu bir din devleti kuruldu… Başta kadın Milli Eğitim Bakanının idamı olmak üzere… laikler ve ilericiler etkisiz hale getirildi!

2022 yılında da, 22 yaşındaki Mahza Amini, ailesiyle ziyaret ettiği Tahran’da saçı görünüyor diye, ahlak polisi tarafından gözaltına alınıp dövüldü… Ölümü İranı ayağa kaldırdı!

***

İtalyan şair Dante “Ok vurdu hedefini yaydan çıktığı anda” demişse de, Sadık Hidayet’in okları hedefini bir tutturmuş, bir ıskalamıştı;

Ama…

İran’da olanları görseydi eğer, oklarından birinin hedefindeki laik rejimi kuranlar için, İran’ı geriletenlerden dermiydi şimdi?

“Mollaların eline bir testere geçecek olsa, testerenin dişleri birbirini yemeğe başlar” derken, üstelik bir de iktidar olmalarına, çok üzülmez miydi şimdi?

İyi Pazarlar…