GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
16 Ağustos 2024 Cuma

Sonsuza kadar hep kalplerde!

Her şehir…

Bağrına bastığı aşıklarıyla anılır…

O kentin yarattığı…

Sayısı bir elin parmaklarını geçmeyen…

Rol modellerdir onlar…

Doğarken…

Sevda çiçekleri gibi güneşe doğru açarlar…

Gözyaşlarıyla uğurlanırlar…

Aradan 10 yıllar geçse bile…

Kitaplığınızda…

O’nu hatırlatan bir eser gördüğünüzde…

Gözleriniz nemlenmeye devam edecek…

Torunlarınıza göstereceksiniz…

Uzaylı zekasına sahip o afacanlar da…

Doğal olarak…

“Neden bu amcaya (İzmir Baba) diyorlar?”

Sorusuyla sizi de heyecanlandıracaklar ve…

“İzmir Baba”yı…

Nemli gözlerinizle…

Yarınların İzmirli bebişlerine…

Öyle bir keyifle anlatacaksınız ki…

İzmirli olmanın…

“İyi ki, Sancar Maruflu’yu tanırdım…”

Diyebilmenin tadını çıkaracaksınız…

Hatta ve dahi…

Takvimler “2050”yi gösterse bile!

***

O’nu tanıdığımda 70’li yılların ortalarıydı…

Fuar’daki “Makarna Evi”nde…

Karşılıklı “Afiyet olsun” sözcükleri gecenin raconu…

Maksat…

O’nun sohbetine katık olan dumanı üstünde kıymalı spagetti…

***

Şahane bir “İzmir Beyefendisi”ydi…

Gülerken gözlerinin içi gülerdi…

O’nun dost meclislerinde daima “mutluluk” yeşerirdi…

***

İnsan, insanı kalpten güzelliklerle anar da…

Kaçımızın aklına…

Bu kadim kentin göbeğindeki “tarihi saat kulesi”ne…

Doğum günü düzenlemek gelir?

Sancar, yapıyordu…

İzmirlileri “o saat kulesi anması”na çağırdığı davetiye…

Bugün gibi gözümün önünde…

Sancar Maruflu, şöyle yazmış 20 yıl önce:

“Bugün 10 dakikanızı 103 yıllık vefalı dosta ayırınız… Saat Kulesi 1901’de İzmir’e kazandırıldı… Bizleri hiç üzmedi, işgaller gördü, suikastler yaşadı... Piriştina'nın cenaze törenine mekan oldu, ağladı…  Önce biricik dostu Sarı Kışla’sını yok ettiler… Kahroldu... 19 Ağustos Tarihi Saat Kulemize vefa günümüzdür... Şayet; saat 16.00'da önüne gelip ona tatlı bir gülücük, bir tek çiçek, bir de dokunuş armağan ederseniz, çok sevinecek!”

“E, pes yani…” Diyeceksiniz ama…

Yüzlerce İzmirli gelmişti o akşamüstü Saat Kulesi’ni anmaya…

***

157 yaşındaki İzmir Belediyesi’ni yöneten…

34 belediye başkanının…

Osman Kibar’la başlayan son dokuzuna bilgi/birikim aşıladı…

Bu bir rekordur…

***

Türkiye’nin ilk halkla ilişkiler uzmanlarından biriydi…

Aklınıza gelen tüm siyasi liderlerle çalıştı…

Mesela…

Ecevit’i otobüsün üstüne ilk çıkartan sevgili Sancar’dır…

Ondan gördü, önce Demirel ardından Erbakan da yaptırdı…

İki binin üstünde devlet organizasyonu düzenledi…

500’den fazla firmayla çalıştı…

Artık…

İzmir’in “hafıza kartı” O’nun elindeydi…

***

Bu kadim kentin yetiştirdiği popüler insanları…

Son derece titiz bir koleksiyoncu gibi kalbinde “biriktirdi”

Ne doğum ve vefat günlerini unuttu; ne de bize unutturdu…

Tarihe mal olan mekanları…

“Bakın bi’zamanlar İzmir’in her köşesi Cennet’ti!” diyerek…

Hafızamızı tazelettirdi bizlere…

***

Bu şehir neden O’na “Tonton” dedi, yıllardır?

Sancar kardeşim anlatıyor:

“Başbakan Demirel’le, Manisa’da temel atma törenindeyiz… Önce Alman milli marşı sonra Türk milli marşı çalınacak... Kaseti verdim… Almanların marşı çalındı, sıra bize geldi ama ses yok; delireceğim… Demirel, oturduğu yerden bana seslendi: (Yahu tontonum niye üzülüyorsun ses ver, hep beraber söyleyelim…) dedi… Korkma, diye başladık; o günden sonra adım tonton kaldı…”

***

Neredeyse 80 yıl önce kurulan…

Ve…

Kısa adı “İZFAK” olan…

İzmir İl Fakirlerine Yardım Derneği’ni kuran…

Merhum Mazhar Zorlu ağabeyimizdi…

Bu dernek, bugün yaşıyorsa…

Sancar Maruflu’nun eseridir…

***

Bir yıl bile olmamıştı (13 Eylül 2020)…

45 yıllık hayat arkadaşını kaybedeli…

Ne büyük aşk yaşadılar, eşi Ziraat Mühendisi Ayla Hanım’la…

N’aparsınız; dünya böyle dönüyor işte…

***

“68 Kuşağı” olmaktan gurur duyardı…

Selimiye Kışlası’ndaki acılı günleri anlatırken bile…

Hayatı ne kadar sevdiğini gülen gözlerinde görebilirdiniz:

“Selimiye Kışlası’nı ilk tanıyanlardanım… Çoğu arkadaşım rutubetten böbrek hastası oldu... 15-16 Haziran Olayları’nda Faik Türün bizi (misafir etti) orada... 68 kişi içeri atıldık... İsmet İnönü sahip çıktı bize, savunmamızı Turan Güneş yaptı… 72 gün kaldık…”

Solcu olduğunu bilmelerine karşın…

Süleyman Demirel ve Turgut Özal gibi…

Devlet adamlarından büyük itibar gördü…

***

Hep merak etmişimdir…

Onca sanatçı dostu vardı ama…

Dario Moreno’yu…

Tarihi Asansör sokağında canlı canlı neden…

Bi’tık daha hüzünle yad ederdi?

Sancar Maruflu anlatıyor:

“Dario’nun babası, babamın yanında çalışıyormuş… Bir olay oluyor, kavgayı ayırmak isterken Dario’nun babası bıçaklanıyor ve ölüyor… Dario 7 yaşlarında babasız kalıyor… Babası ölürken babama, (Oğluma ve aileme sahip çık!) diyor… Babam hep sahip çıkmış… Şimdi de ben çıkıyorum… Hem doğduğu hem vefat ettiği günlerde etkinlikler yapıyorum…”

***

Bitiriyoruz…

İki eşsiz kalemin minik katkılarıyla…

Kemal Anadol…

Sancar’ımız için diyor ki:

“İzmir’in şaşmaz belleği…

68 kuşağının simge ismi…

Cumhuriyet değerlerinin yılmaz savunucusu...

Katıksız Atatürkçü…

Eşsiz bir kentsoylu…”

Ve, bi’kaç altın cümle de meslek büyüğüm Okan Yüksel’den:

“O; gönül adamı, İzmir aşığı, Türkiye sevdalısı, tepeden tırnağa Kuvvacı ve dillerden hiçbir zaman düşmeyecek bir destan adamıdır. (…) Çok genç yaşta yüklendiği önemli apoletler O’ nu hiçbir zaman şımartmamış, (…) insan kişiliği ile hep önde gelen olmuştur…”

Bi’de izninizle bizim kalbimizden gelsin dostum Sancar’a:

“Bir şarkısın sen, ömür boyu sürecek...”

Selam olsun…

Bu kentin sevdalısı, vefa adamı İzmir Beyefendisi Sancar Maruflu’ya…

Nokta…

Sonsöz: “Dediler ki; gözden ırak olan gönülden de ırak olur… Dedim ki; gönüle giren gözden ırak olsa ne olur… / Hz. Mevlana…”