GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Filiz SEZER
YAZARLAR
28 Nisan 2023 Cuma

Sonsuz gençlik peşinde

Geçen haftayı bir yaşıma daha veda ederek kapattım ve dilimde sürekli aynı şarkı dönüp duruyordu: Bugün benim doğum günüm, annemin anneanne olduğu yaştayım. Her ne kadar kendime annem ve ablamın annelik yolunda koşar adım attıkları adımları hatırlatarak avunmaya çalışsam da yıllar içinde yaş algımın nasıl değiştiğini düşünmekten kendimi alıkoyamadım. Lafı hiç dolandırmadan itiraf edeyim, geçen yıllarla birlikte aklımdaki yapılacaklar listesinin yanına geçen zamanda hiç yap(a)mamış olduklarımı da eklemeye başladım. 

Çağdaş bir felsefe profesörü olan KieranSetiya, Orta Yaş Krizi – Felsefi Bir Rehber isimli kitabındaher ayrıntısını bütünüyle hatırlayamayacağımız geçmişe dönüp bakmanın eksik bir yaklaşım olduğunu anlatır. Ona göre geçmişte yaptığımız seçimler -kimisi buna kaçan fırsatlar da diyebilir- bir kilo elma, 5 metre yol gibi ölçülebilir şeyler değildir ve birini seçince diğerine hayıflanmak, arzuların çatışması doğaldır; insan hayatının zenginliğinin acımasız tarafıdır. İnsan yaşamının sonsuz seçenekli senaryosunu bir hikâyeye sığdırmak mümkün değildir, bunun için ancak ölümsüzlük gereklidir.

Ölümsüzlük insan neslinin üzerinde en çok düşündüğü ancak Adem ile Havva’nın cennetten kovularak, Uruk Kralı Gılgamış’ın Sümer tanrılarınca ölümsüzlükle ödüllendirilen Utnapiştim’denölümsüzlük sırrını öğrense de gerçekleştirmeyi başaramayarak kaybettiği en büyük hayali… Günümüzde transhümanistler teknolojinin desteği ile bu hayalin peşinde koşmaya devam ediyorlar ama bu ayrı bir yazının konusu olsun.

Diğer yandan ölümsüzlük elde edilse bile gençlik olmadan çekilecek şey değil. Ölümsüz değilsek bile hep genç kalalım arzusu da bugüne ait değil. Nitekim Gılgamış da Utnapiştim’denbir gençlik otu alıyor ve heybesinde sakladığı bu otu su içmek için durduğu dere kenarında bir yılana kaptırıyor. Böylece de binlerce yıl öteden hepimizi yaşlanma gerçeğiyle lanetleniyor.

Fakat kim geçmişten ders almış ki? Günümüzde görsel iletişim kanallarının etkisiyle bir yandan Mutluluk Tanrılarının baskısıyla diğer yandan genç ve güzel görünmek zorunluluğu ile kuşatılmış durumdayız. Kimimiz bu düzene kolayca uyum sağlayabilmişken kimimiz çemberin dışında kalmayı tercih ediyor.

Amerikalı ünlü iş insanı ve girişimci Bryan Johnson da modern bir Gılgamış. 45 yaşındaki Johnson, BlueprintProject ismini verdiği yeni yolculuğunda yılda 2 milyon dolar harcayarak ve 30 kişilik bir sağlık ekibiyle çalışarak yılları geri saymaya ve bedenini gençleştirmeye çalışıyor. Biz buna benzer bir durumu Benjamin Button’unTuhaf Hikayesi’nde okumuş, izlemiştik ve üzüntülere gark olmuştuk ama Johnson bu öyküye pek kulak asmamış görünüyor. Bedenini 18 yaşına getirmek amacıyla sürekli farklı testlerle takip edildiği farklı tedaviler uygulanıyor ve elbette beslenme düzeninden antrenmanlarına kadar çok sıkı bir program uyguluyor. Günü sabah 5’debaşlayıp akşam en geç 20:30 da karanlık bir odada ve yalnız olarak uyumakla tamamlanıyor. Tedavilerinin ve günlük rutinin detaylarını okuduğumda tanrılarla en zorlu savaşlara giren Gılgamış’ın bile bu kadar ağır bedel ödememiştir derken buldum kendimi.

Sonsuz gençliğin bedensel bir özellikler toplamından değil yaşam sevicinden geldiğini düşünürüm.Yaşam sevinci de aşkla, sevgiyle, dostlukla, sanatla, üretkenlikle, paylaşımla,bazen gözyaşı bazen de kahkaha ile kurulan geniş sofralar ile gelir bana göre. Rantsal dönüşüm uğrunda evimizin metrekareleri azalsa da gönlümüzün bahçesi ferah ve çiçekli olsun isterim. Nihayetinde, önümüz bahar!