GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
7 Aralık 2022 Çarşamba

Smyrna filmi üzerine

İngiliz The Guardian Gazetesi yazdığı başlıkla konuyu özetlemiş:

“Çiğ, şok edici şiddet”…

Ben filmi daha izleyemedim ancak izleyenlerden ve yorumları okuyan dostlardan gelen öneriyle konuyu sıcakken ele almak istedim.  Liderlik ve yöneticilik hocası olduğum, bizim işimizin zor şeylere çözüm aramak ve çözüm bulmak olduğu için ben konuyu bu açıdan ele alacağım, izlemediğim bir filme yorum yapmam zaten olanaksız…

Ancak, dünyanın gidişatını yorumlarsam, 1970lerde çekilen ve ülkemizi yerin dibine batıran, önyargı yaratan bir Midnight Express artık olamaz, o köprünün altından çok sular aktı. Filmin yapımcısı Alan Parker Midnight Express için daha sonra “Hata yaptım” diye itiraf etti, son 50 yılda turizm ile yurdumuza gelenler toplumumuzun gerçek sıcak yüzünü tanıdı, artık “kara propaganda” eskisi kadar etkili değil. Ayrıca insanlar o kadar çok çirkinlikler, aldatmacalar, yanlış bilgilendirmeler, kara propaganda gördüler ki artık bu tip filmlerin inandırıcılığı da kalmadı.

Sonuç; İngiltere’nin en büyük gazetelerinden biri “Film Çiğ” diye başlık atıyor. Gazete ekliyor. Filmde “Rahatsız edici” bir Yunan önyargısı var diyor. İzleyen İngiliz rahatsız olmuş! Bizi bırak, İngiliz rahatsız olmuş… Ayrıca “Orada eski bir Helenik varlığı olduğu için Yunanlıların Küçük Asya bizimdir” tavrını çok rahatsız edici bulmuş, yorumu yapan gazeteci Phil Hoad. Filmin Türk-Yunançatışmasını bu tutumla anlatırken, “Çok kültürlüyüz” deyip Türkleri bu denli kötülemesi, Atatürk’ün Yunan topraklarında doğmasına karşın soykırım yapmakla suçlanmasının tarihi eğip bükmek olduğunun “hasta” bir bakış açısı olduğunu da eklemiş yazar…

Kısacası, bunları okuyunca ben pek karamsar hissetmedim, Yunanlı kendi çalmış, kendi oynamış, aklı başında her yabancı Phil Hoad’ın gördüğünü görecektir, film dünyaya pek hitap edememiş gibi görünüyor. Ancak, bu yorumum arkamıza yaslanıp, her şeyi devletten bekleyip boş verelim, sıkıntı yok, yaşamımızı bencilce yaşayalım anlamını da taşımıyor.

ABD’de siyaseti ve bu tür kara propagandaları lobiler yürütüyor. Ermeni, Rum, Yahudi lobileri. Varsıl, eğitimli Ermeniler, Rumlar, Yahudiler bu lobilere hem maddi, hem manevi kaynaklarını aktarıyor, bizzat aktif çalışıyorlar. Örneğin, ABD’deki lobileri komşumuz Ermenistan devleti mi yönetiyor? Onlar karınlarını zor doyuruyor, Türkiye’ye işçi olarak geliyorlar, o lobi ABD’de yaşayan Ermeniler tarafından aktif desteklenip, yönetiliyor.

ABD’de binlerce, belki milyonlarca eğitimli, varsıl Türk var. Bu Türklerin birçoğu Türkiye’de doğmuş, büyümüş, Türk okullarında eğitim almış, yani bu ülkenin, bu devletinkısıtlı olanakları, suyu, ekmeği, eğitimi, öğretmeni ile ABD’de geldikleri pozisyonlara gelmiş. Onlara büyük görev düşüyor, eğer biraz vefa hissediyorlarsa, büyüdükleri devlete ve topraklara. Yaz tatillerinde vatana uçup, Çeşme’de tatil, keyif, rakı, balık yapmaktan öteye, anlamlı bir şeyler yapmak gerekiyor.

Yıllar önce (2014) Russell Crowe’ın yönetip oynadığı Çanakkale Savaşını sıcacık bir Türk dostu olarak yansıttığı Water Diviner (Son Umut) filmini izlemiştim. Film Ermeni, Rum katliamı olmadığını, hatta onların Türklere katliam yaptığını, Türklerin iyi yüreğini ve de İngilizlerin yaptığı kötülükleri anlatıyordu. Senaryoyu ve kitabı yazan,eşiyle birlikte tarihi araştırmacı olan Andrew ve Meghan Anastasios yaptıkları tarihi araştırmada Türklerin vatanını koruduğunun, ANZAC’ların ülkelerinde o kadar uzakta ne yaptıklarını sonradan anladıklarınınfarkına vardıklarının altını çiziyor. Bunu Avustralyalılar yapıyor. Türkler nerede? Bu filmleri biz Türkler, kendi gücümüzle artıramaz mıyız?

Ülkemizde 80-90 milyon, dünyaya dağılmış milyonlarca Türk olarak, çoğumuz FETÖ, PKK taraftarı değil, vatanını, Atatürk’ü, onun yaptığı devrimleri ve temsil ettiği aydınlık, sevgi dolu, 100 yıllık Türkiye’yi “gerçekten” seven, benimseyen bir nüfus olarak Yunanlılardan, Ermenilerden sayı olarak çok daha fazlayız. Yine yurtiçi ve yurtdışında sayı olarak Yunanlılardan, Ermenilerden çok daha fazla eğitimli,  yönetmen, yazar, gazeteci, doktor, mühendis, meslek sahibi binlerce, milyonlarca kişiyiz, mutlaka sosyal medyada birbirimize pasif mesaj iletmek dışında daha büyük, daha anlamlı, daha aktif işler yapabiliriz, yapmalıyız.