GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
8 Ocak 2016 Cuma

Sıra dışı bir yıl

Yeni yıl yazımda, 2016’da her şey çok daha kötü olacak demiştim. Gelişmelere bakılırsa az bile söylemişim. Doğrusu, kötümser öngörülerimin bu kadar da hızlı doğrulanmasını beklemiyordum. Düzeltiyorum, her şey çok daha kötü olmayacak, bölge cehenneme dönecek…

 

Hayat, yanlış yaşanmış zamanların hesabını mutlaka soruyor. Ama bu defa fatura çok kabarık gibi… Yapıyoruz, bir şey olmuyor; yine yapıyoruz, bakıyoruz yine bir şey olmuyor; bu sefer yaptıklarımızın yanımıza kaldığını zannediyoruz ve hep yapmaya başlıyoruz. Bunu biliyoruz ve yapıyoruz.

Kendi kendimize, zeki yaratık olduğumuza karar vermişiz.  Ama o kadar zeki değiliz. Yanlış olduğunu bildiğimiz şeyleri yapmayı inatla sürdürüyoruz. Kısa vadeli düşünüyoruz. Yaptığımız sadece kurnazlık.

Hayata ve Dünya’ya karşı çok acımasız davranıyoruz, kendi türümüze ha keza… Akıldan ve vicdandan yoksunlukla malulüz. Bunun elbet de bir bedeli olacaktı;

Yaptıklarımızın ettiklerimizin hesabını nasıl olsa ‘öbür dünyada’ verecektik, ‘bu dünyada’ yaptıklarımız da yanımıza kalacaktı…  Fakat öyle olmadı, hesap burada soruluyor. Kurduğumuz uygarlığın hayata ve yeryüzüne yaptıklarının bedelini ödemeye başladık; değil mi ki Dünya’ya ömür biçiyoruz.

 

Hepimiz Araf’tayız. Ne bir ağaç gibi hür olabildik, ne bir orman gibi kardeş… Hepsi lafta kaldı. Dünya nüfusunun dörtte üçü yoksul, yirmi milyon insan göç yollarında, iklim değişikliği hayatı tehdit ediyor. Mülkiyet sorununun, sınırsız sermaye birikiminin ve artı değerde önlenemez genişlemenin sistemde yol açtığı çatallanma, tarihsel bir sistem olarak kapitalizmin sonunu işaret ediyor. Ve bu son, beklenmedik biçimde, ani olarak ortaya çıkacak. Proleter kendiliğindenliği kuramı çöktü.

 

Başımıza gelecekler var. Burjuvazi ipleri elinden kaçırmamak için 2020’de 4. Sanayi devrimini başlatmayı planlıyor; şu bilişim devrimi dediğimiz… Burjuvazi başarır veya başaramaz ama deneyecek; asıl mesele, sosyalistlerin ne yapacağıdır.

Dünya bu yıldan itibaren hızlı bir değişim sürecine girecek. Modernitenin getirdiği 1. ve 2. Dünya Savaşı sonrasında, günümüz dünyasının içinden geçtiği üçüncü büyük savaş süreci, post modern dönemin ürünüdür. Yani bu defa çözüm modernizmden gelmeyebilir. Hedef, şirket devletlerin inşası... Buna karşın, yereli önceleyen ve devletin elindeki erki sınırlayan demokratik modernizm, solun savunacağı fikir olacak.

 

Bu hengamede, kapitalistler, küresel düzenin şirket devletlerini inşa etmek için dünyanın altını üstüne getiriyor. Demokratik modernizm fikri, ulus devletlerin restorasyonu fikri ve din devletleri fikri ise muhalefetin üç ana akımını oluşturuyor. Post modern dönem koşullarında başlayan Üçüncü Dünya Savaşı bu dört unsur arasında ve bölgesel iç savaşlar olarak düşük yoğunlukta sürüyor. Ne ki bunalımın tırmanacağını ve yayılacağını söylemek artık kehanet değil.

 

Dünya’nın ahvali böyle iken “2016, sıra dışı bir yıl olacak” demek abartı olmaz. Sistem dengeden çıkıyor ve sürekli yakıcı sorunlar üretiyor. Dünya, burjuvazi için de artık kolay yönetilebilir değil; ipleri henüz ellerinden kaçırmış değiller ama kaçırmaları yakın ihtimaldir. Bu nedenle, önlem alırken daha da acımasız oldular. Aramızdan kaçımızın öleceği o kadar da sorunları değil. Sadece, bunu sorun ediyormuş gibi yapıyorlar.

Dünya artık o bildiğimiz Dünya değil. Şimdi tabuları yıkmak, ezberleri bozmak zamanıdır. Sonrası kalmadı. Araf’ta bekleşecek zaman değil.