GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Neşe ÖNEN
YAZARLAR
6 Mayıs 2014 Salı

Sağduyu eksikliği sendromu

Politik alanda retorik yapanlar çoğunlukla siyaset üretmiyor.
Adı üstünde; laf salatası yapıyorlar.

Nerede?

Ülkemizde elbette!

Politikacılarımız ne yazık ki demokrasinin kök saldığı batı ülkelerindeki gibi rasyonel değil.

Galiba, çoğu, rasyonel olmayı belirleyen en önemli unsurlardan biri olan sağduyu eksikliğinden mustarip!

Elimizdeki veriler ne kadar güçlü olursa olsun evvela sağduyumuz ne diyor, ona bakmamız gerekmez mi?

Malum, önümüzde cumhurbaşkanlığı seçimleri var.

Cumhurbaşkanlığına kimin aday olacağı ya da seçileceği hakkındaki spekülasyonlar gırla gidiyor…
Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına aday olmayacağı, olsa bile kazanamayacağı tartışılıyor.

Oysa gerçek gün gibi ortada.

O kadar sarih, o kadar yalın!

Erdoğan, 30 Mart seçimleriyle, Türkiye’de tek ve en güçlü adam olduğunu tescillemiştir.

Bundan ötesi yok!

Dolayısı ile cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmak isterse, buna kanımca hiç kimse engel olamaz.

Kaseti yayınlansın ya da İmralı’dakini salsın.

Fark etmez!

Çünkü 30 Mart seçimleri sadece bir seçimden ibaret değildi.

Bizim siyaset yapıcılarının anlamadıkları bu işte…

30 Mart seçimleri Erdoğan’a halkın yüzde 43’nün destek verdiğini ispatlamadı.

Halkın yüzde 43’nün biat ettiğini ispatladı.

Aradaki farkı küçümsememek lazım…

Biat sadece rey anlamına gelmez.

Kelime; köken itibari ile aslen ‘egemenliğin ya da sultanlığın babadan oğula geçmesine razı olmak’ 
anlamındadır.

Bu itibar ile Erdoğan ne hata işlerse işlesin, halkın yüzde 43’nün gözünde ‘mübarek ve itirazsız itaat edilmesi gereken’ kişidir.

Sağduyu üzerine kurulu denklem bu kadar basitken; derin siyasi analiz ve istişarelerde bulunarak görüş mütalaa etmek laf ebeliğinden başka bir şey değil…

Ayrıca siyaset yapanların, halka yararı olacak politikalar yani sorunlarını çözecek yollar önermesi daha faydalı olmaz mı?

Spekülasyonlar üzerinden politik gündem oluşturmak kolaycılığı, az gelişmişliğimizin bir başka göstergesi!

Sözüm, köşelerinde ve sırça köşklerinde sahaya inmeden, halkın gerçek sorunlarını düşünmeden ve Türkiye’yi bir adım dahi ileri götürmeye katkısı olmayacak suni meseleler üzerinden ahkâm kesen entel konformistlere;

Gerçekçi politikalar üretemiyorsunuz.

Bari sağduyuya kulak verin.

Aklın yolu birdir zira!