Başkent Ankara…
14 Mayıs seçimi öncesi…
En yoğun ve heyecanlı günlerini yaşamayı başladı…
Siyasi partiler…
(An itibarıyla beş gün sonra…)
9 Nisan Pazar günü…
Milletvekili aday listelerini…
Yüksek Seçim Kurulu’na teslim edecek…
Saatler kaldı yani…
Ve siz…
Bunca yıldır böylesi “ruhunu arayan” bir seçim yaşadınız mı?
Dikkat edin!
Derin bir sessizlik hakim etrafa…
Her zamanki “seçim havası” yaşadığınızı söyleyebilir misiniz?
Peki…
Bu sessizlik ne anlatıyor?
Geleceğiz oraya…
Hepsinden önemlisi…
“Küçük partiler neden rahatsız?”
***
Sessizliğin üstünde / altında…
Politikanın “vefasızlığı” ve de “acımasızlığı” var…
Sanki…
Şekip Ayhan Özışık’ın o unutulmaz şarkısındaki gibi:
“Bahar gelmiş neyleyim, neyleyim baharı yazı…”
***
O milletvekili adayı listelerinde…
Kimler var, kimler yok…
Hafta sonu belli oluyor…
“Seçim sath-ı mail”nde nefesler tutulmuş…
Sakin gibi görünse de…
İçten içe…
“N’olacak halimiz?” heyecanı tavan yapmış durumda…
***
En etkili isimlerden biriyle başlayalım…
Muharrem İnce’nin…
İki gün içinde 100 bin imza toplamasına şaşırmayın…
Partisi küçük ama yarattığı “şahsi” heyecan büyük!
2018’de…
Cumhurbaşkanlığı sandığından…
15 milyondan fazla oy çıkarmak kolay mıydı sizce?
Asırlık bir partinin gücüyle sandığa gitmek de farklı bir güç!
Ya şimdi?
Sizce…
Ege seslenişi ile “Bizim Maarem”in…
Böylesi “puslu” seçim havasında…
Beştepe Sandığı’nda…
Bi’kez daha 15 milyon rakamına ulaşması mümkün mü?
***
İYİ Parti Lideri Akşener…
Az daha masayı deviriyordu…
Ucundan tutmasalar o masa çoktan “antikacı” yolcusuydu!
Allah’tan fazla büyümedi!
Gelgelelim…
Başka sıkıntılar var…
***
Mesele büyük?
Kim kime milletvekili adayı verecek?
Kim kimden milletvekili adayı alacak?
***
Bakın, neler oluyor “o sandık” uğruna!
Unutulmaması gereken bir “ayrıntı” var...
CHP'den milletvekili olmak için…
2018 yılında yapılan başvuru sayısı 2 bin 485 iken…
Bu günkü sayı 3 bin 500'ü geçmiş durumda…
Üstelik…
CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun bazı yakın kurmayları…
Olası “bakanlık” koltuğuna göz kırptıkları için aday olmadı…
En önemli ayrıntı şu:
İYİ Parti hariç…
Küçük partiler seçime CHP listelerinden girecekler…
Bir ya da iki milletvekili çıkaran yerlerde ortak liste kesin...
Diğer yerlerde ise…
CHP listelerinden küçük partilere “kontenjan” ayrılacak…
***
Mesela…
Şu ayrıntı çok konuşuluyor:
“Kılıçdaroğlu, Demokrat Parti dışındaki partilere 20’şer milletvekili verileceğini taahhüt etmiş…”
Ya da…
Sadece DEVA Partisi’ne 20 milletvekili kontenjanı!
Ankara rüzgarına bakar mısınız?
Mümkün mü böyle bir söz?
O listedekiler…
Olsa olsa “büyük ihtimal” şöyle sıralanabilir:
Demokrat Parti’ye 2 / Saadet Partisi’ne 3 / Gelecek Partisi’ne 3 / DEVA Partisi’ne 3 milletvekilli…
En taze Ankara kulisi:
“CHP listelerinden beş milletvekiline sözde DEVA okey çekmiş…”
Konuşan konuşana…
Ancak…
Acıklı bir durum var…
Seçim takvimi daralıyor…
Küçük partilerin de “pazarlık güçleri” giderek azalıyor!
***
Önemli bir ayrıntı karşı taraftan:
AK Parti’den milletvekili olmak için başvuranların sayısı…
Bu seçimde “6 bin”…
Beş yıl önce…
2018’de AK Parti’den vekil olma rüyası…
“Arzular Şelale” tanımına çok uygundu…
O günlerde…
Tam “7 bin 329” kişi başvuru yapmıştı iktidar partisine…
***
Bitiriyoruz…
Bu seçimin “kasvetli / sıkıntılı” havası var…
Aslında iki “ittifak” cephesi de…
“10 üstünden 10” huzurlu değil…
Peki…
Son derece “rahat” ve “huzurlu” bir siyasi lider var mı?
Bence var…
Künyesinde şu yazıyor:
Memleket Partisi Genel Başkanı…
Ve Cumhurbaşkanı Adayı…
Muharrem İnce…
Birkaç gün önce CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nu ağırladı…
Gazeteciler sordu:
“Uzlaşma, birleşme umudu var mı?”
Sözünü dudaktan esirgemeyen o Muharrem İnce…
“O tren kaçtı…” diyecekti, vazgeçti…
Onun yerine “kapıları” şöyle kapattı:
“Amaç anlaşmak, ikna etmek değildi zaten. Öyle bir amaçları olsaydı son güne kalmazdı, onu da milletimin takdirine bırakıyorum… 'Benim adaylığımda sandıklara sahip çıkamadınız' diye konuştuk. Trolleri konuştuk. Sonunda kapıdan uğurlarken (Hoşgeldiniz, güle güle)dedim…”
***
Bitiriyoruz…
Muharrem İnce’nin bu sözlerini yazın bi’kenara…
Arada sırada…
Birisi ya da birileri…
“Politika yiğitçe yapılmalı…” filan derse…
Aklınıza gelsin…
Nokta…
Sonsöz: “Politika gerçekleri gizleyip yalan söylemek değil, gerçeklerin istediğiniz yanını göstermektir… / Winston Churchill – Birleşik Krallık Başbakanı (1940 -1945 ve 1951 - 1955 yılları arasında…)