Referandumun gizli 'evet'çileri

Ergenekon Terör Örgütü üyesi olmakla suçlanan görevdeki ordu mensupları, Hükümetten ne kadar nefret ederlerse etsinler, referanduma sunulan Yüksek Askeri Şuraya ilişkin maddesine kurtuluş simidi gibi sarılacaklarından emin olabilirsiniz.
 
1982’’den beri YAŞ kararlarıyla 1683 kişinin ordu ile ilişiği kesilmiş ve hiçbiri neden atıldığını öğrenemeden işinden gücünden olmuştur. YAŞ kararları yargıya kapalı olduğundan hiç kimse başvurup da haklı mı haksız mı olduğunu öğrenememiştir.
 
’“Yüksek Askeri Şuranın terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç, her türlü ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu açıktır’” maddesi ile Türk Hukuk sistemi devrim niteliği taşıyan bir yenilikle tanışmış olacaktır.
 
Çünkü;
Savunma hakkı hukuk düzeninin temelidir. Ne yazık ki, hukuk bilir(!) çevreler sırf AK Parti’’ye ders vermek için, nasıl bir ders vermekse artık, mağdurun savunma hakkını inkar edercesine seçmeni HAYIR’’a çağırmaktalar.
 
Beyler!
 
Başta Barolar ’“savun hakkını’” reddederek ilkelliği savunabilirler’…
 
Yakın gelecekte Ergenekon Terör Örgütü üyesi oldukları için ordu ile ilişiği kesilecek kişilerin mağduriyetini istismar etmeyi şimdiden planlayanlar da HAYIR’’cı olabilirler’…
 
Ordu’’yu Hükümete karşı kışkırtanlar ise bu değişikliği asla istemezler’…
 
’“Yüksek Askeri Şuranın terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç, her türlü ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu açıktır’” hükmünü bir kez olsun okuyan Ergenekon Terör Örgütü sanıkları ve yakınları gizlice EVET diyeceklerdir.
 
Bundan emin olabilirsiniz.
 
***
 
İnsaf sahibi CHP ve MHP’’liler; kadınlar, çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için yapılacak pozitif ayrımcılığı reddetmenin bu insanlara bir şey kazandırmayacağını ve vicdanen rahatsız olacaklarını görecekler ve EVET diyeceklerdir.
 
AK Parti’’ye ders vermeyi seçimlere bırakanlar; 
 
’“Herkes kendisi ile ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına.. ve ’…kişisel veriler ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızası ile işlenebileceği’” ilkesini insan hakları açısından önemli bir kazanım sayacak ve EVET diyeceklerdir.
 
Çocuk sahibi aileler;
 
’“’…Devlet, her türlü istismara karşı çocukları koruyucu tedbirleri alacak’” sorumluluğunu ortada bırakarak çocuklarını güvencesiz bir geleceğe mi emanet edecekler? Aileler HAYIR’’a anlam veremeyecekler ve güçlü bir EVET demeyi önemli bir kazanç sayacaktır. 
 
Sendika yöneticileri üyelerine EVET derlerse hangi yeni haklara sahip olacaklarından neden rahatsız olduklarını üyelerine ve kamuoyuna açıkladılar mı? Yoksa kaynağı belli olmayan bir merkezden aldıkları emirlerle sendikal faaliyetleriyle hiçbir ilgisi olmayan bir kampanyanın şaşkın malzemesi mi oldular? Bunu fark eden bir çok çalışan, sandıkta EVET diyeceklerdir.
 
Hangi memur, verilen uyarma ve kınama cezalarının yargı denetimine açılmasından zarar görecektir? En azından lise mezunu olan memurların önemli kısmı, karşılarına çıkan bu hakkı kullanmayı reddedip HAYIR mı diyecek? Tabii ki, EVET diyeceklerdir.
 
Yedi kişinin insafına terk edilen on binlerce hakim ve savcı yüksek kurulun baskısı altında olduğu için HAYIR mi diyecek? Göreceksiniz sandığa gidildiğinde EVET diyeceklerdir.
 
On iki bine yaklaşan birinci sınıf hakim ve savcılar HSYK üyelerinin seçiminde oy kullanma hakkını hangi mantıklı gerekçeyle reddedecek? Bu insanların HAYIR demeleri mümkün müdür?
 
CHP, Anayasa Mahkemesi ve HSYK konusundaki maddeleri, yargıyı siyasallaştıracağı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’’ne götürdü. Mahkeme de yetkilerini aşacak kadar ’“yerindelik denetimi’” yaptı. Ama ne yazık ki, çıkan sonuç hiç de CHP’’nin ve Barolar Birliğinin ileri sürdüğü gibi değildi. Aksine ’“bu değişikler yargıyı demokratikleştirmektedir’” gibi son derece açık bir görüş ortaya koydu.
 
CHP ve barolar Birliği bunu halktan ne kadar gizlerlerse gizlesinler, on binlerce yargı mensubu kullanacakları oyun rengini kamuoyuna açıklamadan EVET diyeceklerdir, emin olabilirsiniz.
 
***