İzmir'de trafik, sorunlar listesinin en başına geçti.
Eskiden de vardı trafik sıkışıklığı...
Ancak bu kadar değildi.
En azından belli saatlerde tıkanırdı.
Bugün, neredeyse günün her saatinde yollar araç dolu.
Trafik, santim santim ilerliyor.
Öyle ki, ambulanslar sirenlerini çalsa da fayda etmiyor.
Fotoğrafta gördüğünüz gibi...
Konak'tan Alsancak Gar'a doğru trafik öyle bir tıkanmış ki, ambulans ilerleyemiyor.
Burası, İzmir'in ana arterlerinden Talatpaşa Bulvarı...
Araçlar, ortadaki refüje çıkarak ambulansa yol açmaya çalışıyor.
Çalışıyor ama ne fayda...
Ambulans, 100 metre gitse, yine tıkanacak!
Böylesine merkezi bir yerde bile ambulansa yol açılamıyorsa, sorun gerçekten büyük demektir.
Mustafa Kemal Sahil Bulvarı, Karşıyaka Altınyol, Yeşildere yolu, Akçay Caddesi, Ankara Caddesi'nde dur-kalk yapmadan yürümek, neredeyse imkansız.
Çevre yolları, sabah ve akşam trafiğinde resmen felç.
***
İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, kent içi ulaşım, ana arterler, kavşaklar, alışveriş merkezlerine giden yollar konularında günümüz şartlarına uygun çalışmalar yapılmasını istedi.
Yerel yönetimlerin bu kapsamda çalışma yapmaları gerektiğine vurgu yaptı.
Ulaşımı olumsuz etkileyen kentsel altyapının, İzmir'in ihtiyaçlarına cevap veremediğini ifade etti.
Muhalefet, "İzmir trafiği felç oldu. Bunu tedavi etmek lazım. Bunu yapacak olan sizsiniz" diyerek Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'i işaret ediyor.
***
Eleştirebiliriz, homurdanabiliriz ama şu gerçekleri de doğru değerlendirmemiz lazım.
Pandemi sürecinde İzmir trafiğine 250 bin yeni araç giriş yaptı mı, yaptı!
Ailenin bir arabası varken, sırf toplu taşım araçlarına binip koronaya yakalanmasınlar diye babalar eşlerine, çocuklarına da araba aldı mı, aldı!
Evdeki araç sayısı iki, hatta üç arabası oldu mu, oldu!
Trafikte seyahat halindeki araçlara bir bakın.
Çoğu araçta sürücüden başka kimse yok.
İki kişinin yolculuk ettiği araçlar, çok az sayıda.
Üç kişiyi bir araçta görmek ise neredeyse imkansız.
Toplu taşım araçlarını kullananların sayısı, pandemi öncesine göre yüzde 60 oranında azaldı.
Günde taşınan yolcu sayısı, 1 milyon 800 binlerdeyken, 800 binlere geriledi.
***
Pek çok ülke, covid 19 aşısını tamamladı, normal hayata geçti.
Türkiye'de aşılama, yüzde 15 civarında.
Yeterli aşılama olsaydı, eminim bugün özel araçlarını kullanan insanların önemli bir kesimi toplu taşıma araçlarını tercih ederdi.
Evet; yeni yollar açmak lazım.
Mevcut yolları genişletmek lazım.
Raylı sistem ağını genişletmek lazım.
Bunları yaparken de devletin desteği lazım.
Ulaştırma Bakanlığı'nın 2020 yatırım programına aldığı Halkapınar-Otogar metrosuna 30 bin liralık ödenek gönderilmesi, İzmir'e bakışı net biçimde ortaya koymuyor mu?
***
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Emniyet ile birlikte kafa kafaya verdi, geçici de olsa işe yarayacak önlemler aldı.
Mesela duraklamaya sebep olan çeşitli kavşaklarda yapılan çalışmalarla trafiğin akışı kısmen de olsa hızlandırıldı.
Sağa sola dönüş yapılan kavşaklarda bekleme yapılan şerit sayısı ikiye çıkarıldı.
Araç yoğunluğunun olduğu bazı yollarda ilave şeritler açıldı, ortala hız 29 kilometreden 39 kilometreye yükseltildi.
Bunlar, birer aspirin tedavisi elbette.
Trafiği kökten çözecek formüller değil.
***
İzmir, artık bu trafik yükünü kaldırmıyor.
Günde, ortalama araç sayısından 125 bin daha araç trafiğe çıkıyorsa...
Toplu taşım araçları, normalleşmeye kademeli geçiş başlamış olsa da etkili biçimde devam eden korona yüzünden tercih edilmiyorsa...
Raylı sistem, otobüs, deniz araçları, yine korona korkusundan kapasitesinin çok altında yolcu taşıyorsa...
Bir evde bir değil, iki, üç araç artık olağan kabul ediliyorsa...
Yakın mesafede bir yere dahi özel araçla gidiliyorsa...
Biz bu konuyu hiç tartışmayalım.
Çünkü böyle yaşamakta ısrarcı olursak...
Ömür biter, trafikteki bu tablo aynen devam eder.
Koca koca yeni yollar açılsa...
Birkaç yıl sonra, aynı sorunlar tekrar yaşanır.