GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
3 Ağustos 2021 Salı

Mülteci göçü için neden 'istila' dedi?

Bekledi… Bekledi… Ve…

Adı gibi…

Yılların O’na yakıştırdığı “Devlet” geleneğinin gölgesinde…

10 yıldır ekmeğimizi bölüştüğümüz Suriyeli göçmenler için…

Noktayı koydu:

“Suriyeliler bize emanettir… Buna diyeceğim bir şey yoktur… Ama ilanihaye (sonsuza kadar) burada kalmaları mümkün değildir…”

Belki de en son cümleyi en başa koymuştu ama…

Finali…

Daha çarpıcı yaptı:

“Düzensiz göç, adı konmamış bir istiladır; demografik yapımıza kumpastır…”

Ve bir de konuyla ilgili çok anlamlı bir sonsöz:

“Küresel ve bölgesel güçlerin bu düzensiz göçteki parmak izlerini iyi araştırmak gerekir…”

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli…

Neden?

Türkiye’yi komşu kapısı yapan “göçmenler” için…

Her biri “kulaklara küpe” tespitleri sıralamak amacıyla…

Geçtiğimiz haftayı bekledi?

Öyle ya…

Suriyeli kardeşlere kucak açışımız 10 yılı geçti…

Sınır kapılarımızdan istedikleri zaman çıkıyor…

Canları ne zaman isterse geri dönüyorlar…

Adı üstünde “komşu” kapısı…

Devlet Bahçeli, yaşanan “çarpıklığı” ve…

“Yarından sonra başımıza gelecekleri” tek tek anlatırken…

Önemli bir ayrıntıya dikkat çekiyor:

“Ülke olarak demografik istikbalimizi düşünmek zorundayız... Nüfus istiklalimizi korumak mecburiyetindeyiz... Önümüzdeki 50 yıl, 100 yıl için demografik bir projeksiyon hazırlanmalıdır... Gelecekte nüfusun bileşenleri nasıl olacak? Anadolu coğrafyasındaki demografik dağılımın içeriği nasıl şekillenecek?”

***

Türkiye’de geçici koruma altındaki…

Kayıtlı Suriyeli sayısı 3 milyon 700 bin civarında…

Buna kayıtsız Suriyelileri eklerseniz…

Sayıları 5 milyona yaklaşıyor…

Yani, kontrolü zor!

Hem de çok zor…

Nasıl kalkarız bu ağır sorunun altından?

Tamam, Devlet Bahçeli’nin dediği gibi…

Biz…

Merhamet ve hoşgörüsüne ihtiyaç duyulan bir milletiz…

Ama…

Suriyelilerin 10 yıldır verdiği fotoğraf…

Sımsıcak duygularımızın çöpe gittiğini gösteriyor…

Zaten ne diyor MHP Genel Başkanı?

“Bir yanda ülkesi için canını ortaya koyanlar varken, diğer yanda sığındığı ülkenin plajlarında keyif sürenler doğal olarak maşeri vicdanda (toplum vicdanı) sorgulanıyor… Bu çelişki tepki topluyor…”

***

Sen, Türkiye olarak…

Sana sığınan Suriyeliyi…

Son olarak da…

Taliban’ın elinde son nefesini vermektense bizim memleketi…

Cankurtaran gibi gören…

Yeni model Afganlıyı…

(Ki, şimdi onların sayıları da yarım milyon oldu…)

Kontrol bile edemiyoruz…

Nereye gidiyorlar?

Ne yiyip içiyorlar?

Kimlerle dostluk kuruyorlar?

Sokak köşelerinde mi uyuyorlar yoksa…

Yoksa bizim sınırı geçince…

Bizim bilmediğimiz birileri onlara kucak mı açıyor?

Memlekete girmiş neredeyse 6 milyon yabancıyı…

Ne denetlenebiliyoruz ne de kontrol edebiliyoruz…

***

Bi’de dikkat ettiniz mi?

Yeni model Afgan göçmenlerin tamamı “erkek”

Hepsi genç…

Hepsi, taşı sıksa suyunu çıkartır!

Neden kendi topraklarında savaşmıyor da…

Karısını, çoluğunu, çocuğunu bırakıp Türkiye’ye geliyor?

Biz bunları neden alıyoruz?

Vatanını korumaktan aciz Afganlının…

Bu kadim vatana ne hayrı olur?

***

İşte, bu nedenlerle Devlet Bahçeli haklı…

Partili, partisiz…

Bu vatan topraklarında yaşayan herkesin dikkatini çekmeye çalışıyor:

“Önümüzdeki riskli ve tehlikeli süreçte göç dalgasının sınırlarımıza iyice dayanacağı, ülkemizi zorlayacağı görülüyor… Buna karşı tedbirli olmalıyız… Teyakkuz halinde olmalıyız… Bir derviş sabrıyla kozamızı örmeliyiz…”

Bu sözlere kulak vermek gerekir…

Acaba, diyorum…

“Cumhur İttifakı”nın diğer ortağı AK Parti’nin çatı yönetimi de…

Şu son yaşananlara tanık oldukça…

Devlet Bahçeli gibi düşünmeye başladı mı?

Yaklaşan tehlikeyi görüyor mu, görebiliyor mu?

Nokta…

Sonsöz: “Afganistan’dan yaklaşık 2 bin kilometrelik yolu yürüyerek geçen göçmenler, sınırı geçmek için kaçakçılara 1000 dolar ödüyor… / Reuters Haber Ajansı…”