GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Kemal ANADOL
YAZARLAR
11 Mayıs 2023 Perşembe

Mitingler ve anımsattıkları…

İngilizce olan miting sözcüğünü Türk Dil Kurumu Sözlüğü “Gösteri amacıyla ya da bir olaya dikkati çekmek için, genellikle açık yerlerde yapılan herkesin katılabileceği toplantı” olarak tanımlıyor.

Yakın tarihimize geçen iki önemli miting de İzmir’le ilgilidir. Birincisi 14 Mayıs 1919 gecesi eskiden Yahudi mezarlığı olan Maşatlık parkında yapılan mitingdir. İzmir’in ertesi gün Yunan ordusu tarafından işgal edileceğini öğrenen Reddi İlhak Cemiyetinin koşullar gereği aceleyle düzenlediği miting gece yapılmıştı. Binlerce meşalenin aydınlattığı körfeze karşı İzmir’in Türk halkı işgali protesto ediyordu. Bu mitingde konuşmalarıyla öne çıkan Vasıf Çınar ve Mustafa Necati ilerde kurulacak Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanları olacaklardı.

İkincisi de, bu kez Yunan ordusunun İzmir işgalini kınamak için Türk Ocağı ve Karakol Cemiyeti’nin düzenlediği İstanbul Sultanahmet mitingidir. Kürsüde matem rengi siyaha boyanmış Türk Bayrağının bulunduğu mitingin parlayan yıldızı ise Halide Edip (Adıvar) Hanımefendidir.

Ülkemizin çok partili yaşama girmesinden sonra mitingler hız kazanmış ve rağbet bulmuştur. 1946-50 yılları arasında Demokrat Parti’nin açık hava toplantıları heyecan yaratmıştır. DP’nin iktidara gelmesinden sonra ve özellikle 1954 seçimlerinden sonra ana muhalefet partisi CHP’nin mitingleri geniş katılımlara ulaşmıştır. Bugün Kurtuluş Parkı ve Vedat Dalokay Nikâh Salonu olan yer 1957 yılında belediye fidanlığıydı. Bir oy fazla alan partinin tüm milletvekillerine sahip olduğu insafsız “mutlak çoğunluk” sistemine karşın CHP Başkent Ankara’yı kazanmaya kararlıydı. Atatürk Lisesi son sınıf öğrencisi ama politize bir gençtim. Merakla gittiğim alan tıklım tıklımdı. Enflasyon o gün de belirleyici bir etkendi. “Oy fasulye yedi buçuk lira” pankartları ile allı pullu süslenen süpürgeler belleğimdeki yerinde duruyor! İnönü’den önce kısa konuşmalar yapmak üzere kürsüye çıkan adayları anımsıyorum. Kasım Gülek, Faik Ahmet Barutçu, Kamil Kırıkoğlu, İsmail Rüştü Aksal, Turhan Feyzioğlu… Paşa alana geldiğinde yer gök inliyordu! Bu miting seçim sonuçları için önemli bir gösterge olmuştu. Nitekim CHP Başkent Ankara’yı iktidarın elinden almıştı!

Belleğimde yer eden ikinci miting ise 1965 yılında Millet Partisi Başkanı Osman Bölükbaşı’nın Samanpazarı mitingidir. Boşluğu hâlâ doldurulmayan bir hitabete sahip Bölükbaşı kürsüye çıkar çıkmaz gelenlere seslenmişti: “Ankaralılar bu meydanda güneşi batırmaya kararlıyım!” Gerçekten tam beş saat süren konuşmasını dinleyiciler sonuna kadar izlemişlerdi. Yaz sıcağı altında başıma güneş vurduğunu anımsıyorum. Bölükbaşı, iktidara karşı domuz sıkısı cümlelerini alkışlayanlara sesleniyordu: “Aah ah! Alkışlar bana oylar başkasına!”

***

Günümüze gelince… Otuz iki yaşında milletvekili seçilmiş ve parlâmento yaşamı oldukça uzun sürmüş bir politikacı olarak gerçekten büyük bir üzüntü içindeyim. Beyaz cam ekranından alanlara uzanan konuşmalar, demeçler adeta zehir saçıyor. Ağızdan çıkan argo ve maalesef küfür sözcükleri çocuklara izletmemek gerekiyor. Ne yazık ki dijital çağı yaşıyoruz; bu olası değil. Ayrıca ülkenin bu kadar kutuplaşması hem milletin hem de milletin geleceği için hayra alâmet değil. 14 Mayıs 2023 seçimlerinin kazasız belâsız ve hepsinden önemlisi şaibesiz sonuçlanmasını diliyorum. Ulusumuzun oldukça uzun demokrasi deneyimi bu sınavdan da başarıyla geçeceğini gösteriyor.

Şimdi okurlarıma bir sürpriz yapmak istiyorum. Daha önce bu köşede yazdığım “Demokrasi Marşı” şiirimi yayınlamıştım. Şiir bestelenerek gerçek bir marşı haline geldi. Sizlere sunuyorum. Beğenip beğenmemek elbette sizin takdirinizde. Pazar günü kullanacağınız oyun ülkeye esenlik getirmesini diliyorum.