GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
31 Ekim 2018 Çarşamba

Memleket meseleleri

Geçenlerde, ABD’ye gittiğinde, Newyork’ta “Türk ve Müslümanlara” hitap etmişti, Erdoğan… O günden beri, “Türk ve Müslüman” olmanın memleket meselesi olduğunu düşünüyorum. Çünkü olmayanlar var ve onların meselesi, Türk ve Müslüman olanlarla aynı değil, demek…

Mesela, memleket meselesi yerli ve milli ise, Türk ve Müslümanlardan soruluyor olmalı… Mühim mesele…

Rektörün teki açıkladı; Müslümanların Cumhurbaşkanı Erdoğan’a itaati farzmış… İşte bir mühim memleket meselesi daha…

“Andımız”ın geri gelme ihtimali sahiden memleket meselesi oldu. İslamcılar burnundan soluyor. Yerli ve milli zevatın çok zoruna gitmiş… Mühim mesele…

Rahip Brunson’ın iadesi ise zorlarına gitmemiş olmalı ki hiç sesleri çıkmıyor. Demek o kadar mühim değil.

Neyseki Dünya’nın en büyük hava alanını 29 Ekim’de açtık… Mühim mesele, heyecanlıyız.

Ancak bir hava alanının “en büyük” olmasının anlamı nedense kimseyi ilgilendirmiyor.

Hava alanının boyutları bir ölçek konusu olmalı… “En fazla kaç uçak inmeli?” “Kentin barındırabileceği maksimum nüfus nedir?” ve benzeri soruların yanıtları belirliyor olmalı hava alanının büyüklüğünü… Büyüklük, sıradan teknik bir mesele… Ama biz yine de sevinelim. Demek ki mühim mesele…

Hava alanı deyince, Katar’dan alınan uçan otel mi, malikâne mi, her ne ise o uçağı anımsamamak ne mümkün! O da mühim memleket meselesi olarak zihnimizde yerini aldı.

Gazeteci Kaşıkçı’nın tuhaf ölümü ise epeyce mühim bir memleket meselesi oldu… Suudi toprağı sayılan Konsolosluk binasında, Suudiler, Arap asıllı İngiliz veya ABD yurttaşı gazeteciyi öldürmüşler… Haftalardır bu haberle yatıp kalkıyoruz; o halde, mühim memleket meselesi…

Az kalsın unutuyordum, VİP salonunda karşılaşan iki mühim zat, -zaten mühim olmasalar, çok önemli kişilere özel salonda nasıl karşılaşsınlar!- birbirlerine sayıp dökmüşler… Bülent Arınç’ın oğlu ile Mehmet Metiner, ikisi de birbirinden mühim… Memleket meselesi olduğu için haberlere konu oldu.

Yine çok mühim bir memleket meselesi; Kim, nereye belediye başkanı olacak?

Aday adaylarının önemli bir kısmı, “hele bir başkan olayım, gerisi kolay” kafasında… Nasıl olsa istim arkadan geliyor. Dört dörtlük şark kafası.

Muhtemelen memleketin en mühim meselelerindendir, bu kafaların yaptıkları ettikleri…

 

Bir de mühim olduğu zannedilen meseleler var. Düşünce özgürlüğüne konan yasağa takılıp içeri düşenler, yaşa takılıp emekli olamayanlar, asgari ücrete talim edenler, borç batağında debelenenler, işsiz kalanlar, iş bulamayanlar, iflas edenler, çaresizlikten intihar edenler, çöküp duran binaların, yolların altında kalanlar, ilaç bulamayanlar gibi…

Bu meseleler mühim gibi görünüyor ama münafıklar abarttığından öyle görünüyor…

Bu arada, Kobane bombalanıyor… Hani, Fırat’ın doğusu, dedikleri… Mühim memleket meselesi mi, yoksa değil mi, orasını hiç bilemedim.

İşte böyle, mühim veya gayrı mühim memleket meselelerinin mekân tuttuğu günlerimizin getirdikleriyle ömür geçip gidiyor.

Ekonomik kurtuluş savaşımızın bütün hızıyla sürdüğü şu günlerde elbet de böyle türlü türlü memleket meselelerimiz olacak… Değil mi ki Efendimiz milleti kurtarıyor.