GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
18 Ekim 2015 Pazar

Kişilik ve benlik üzerine

 “İnsan her şeyini gizleyebilir ama karakterini asla…” Stendal
Bu hafta sonu çok sevgili arkadaşım, oğlumun DEÜ’nde yüksek lisans hocası, psikolog Prof. Dr. Rengin Karaca’yla beraberdim. Bana geçen ay çıkan “Kişiliğim ve Ben” isimli kitabını ve dört diğer kitabını hediye etti, akşam hemen “Kişiliğim ve Ben” isimli kitabını okumaya başladım. Sohbet tarzında yazılmış bu kitabı çok sevdim ve ara ara okunmasında fayda gördüğüm kitapları buradan tanıttığım için bu hafta da Nobel Yayınlarından yeni çıkan bu güzel kitabı size önermek ve biraz anlatmak istedim. Başka bir yazımda da diğer kitaplara değineceğim.
Bu kitabın temel amacı insanın kişilik gelişimine ve içgüdüleriyle gerçek dünya arasında dengeyi kurabilmesine, yani vermek ve almak arasındaki dengeyi kurup sağlıklı bir egoya sahip olabilmesine ve içindeki gerçek ”ben”i bulabilmesine, uyumu yakalayabilmesine ilişkin anlaşılabilir bir bakış getirebilmesi. Kişiliğimizi, iç dünyamızı derin bir denize benzetiyor sevgili Rengin. “Ne kadar derine dalmaya çalışsak da tam olarak anlamamız ve çözümlememiz mümkün değil” diyor. 
“Sağlıklı kişilik nedir” sorusuna ise şöyle yanıt veriyor: “Ruh sağlığının birçok toplumda yaygın olarak kabul edilen bazı temel kriterleri bulunur: Evlilik yaşı geldiğinde evleniyorsa, çocuk sahibi oluyorsa, düzenli bir iş yaşamına sahipse, sosyal çevresi varsa ve ilişkilerinin iyi düzenleyebiliyorsa, toplumun gelenek, görenek ve inançlarına uygun bir yaşantısı varsa birey “normal” bir vatandaş olarak kabul edilmektedir. Bu sıradan günlük bir kabuldür” diyor. Gerçekten bu derin denizde, her güne başladığımızda, sıradan, günlük birçok olay yaşarken, ne kadar derine dalıp anlamaya çalışsak da tam olarak anlayamadığımız, çözümleyemediğimiz ne kadar çok sayıda gariplikler yaşıyoruz…
“ “Kişilik bozuklukları” başlığı altında sınıflandırılan bir grup insan var ki bunlar günlük yaşamda, iş yerinde, evde, sokakta “normal” insan olarak kabul edilmekte ancak çevresindekilere hayatı zehir etmektedir” diye ekliyor Rengin kitabında. “Bunlar birlikte olduğu, çalıştığı, yaşadığı insanın psikolojik dengesini yerle bir eden, hastalanmasına bile neden olabilen zararlı bir örnek… Bu ve diğerleri, bir hastalık sınıflandırmasına dahil değildir. Bana sorarsanız en kötüsü de budur” diyor… Çevremize baktığımızda bu çeşit ne çok insanla iç içe yaşadığımızı, çalıştığımızı, devre devre arkadaşlık kurduğumuzu ve bizim iç dengelerimizi bozup bizi de saçma sapan hareketlere ittiklerini yaşamayanımız var mı acaba?
Sevgili Rengin’in annelik, hocalık, bilimsel ve hayat tecrübesi içinde duyarlık ve hassasiyetle yazdığı birçok satırda yaşadıklarıma örnekler gördüm ve bana adeta bir terapi gibi geldi bu kitap. “İnsan kendisini güvende hissedebilmeli, yaratıcı ve üretken olabilmeli, yaşamdan tat alabilmeli, kendisiyle ve çevresiyle barış içinde olabilmeli” diyerek kitap boyu pratik önerilerde bulunuyor. “İdeal insan olunması mümkün değildir. Önemli olan yaşamayı, üretmeyi, mutlu olmayı, kendimiz olmayı becerebilmektir” diyor. Galiba problemleri de üretken olmayan, boş olanlar mı yaratıyor? Üretken olmayanlar mı mutlu olamıyor? Anahtar üretken olmakta mı acaba?
Rengin ‘in üretimini, emeğini kutlamak gerek. Kitabın girişi Stendal’in hoş bir cümlesiyle başlıyor: “İnsan her şeyini gizleyebilir ama karakterini asla…” ve sevgili Rengin kitabını “ruhunu eğitebilmiş sağlıklı kişilikler adına” annesine ithaf etmiş… Başka söze ne hacet, kaç yaşında olursak olalım, gelişmek, büyümek her zaman bizler için… Mütevazilik içinde ruhunu eğitmek, sağlıklı kişilik geliştirmek isteyen her yaştan, herkese bir başucu kitabı bu kitap…