GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
7 Ocak 2015 Çarşamba

İsyana davet!

Genel seçime şunun şurasında 5 ay kaldı. Kulisler epey hareketlendi.
CHP’de ön seçim ve il başkanlığı düğümü çözüm beklerken AK Parti’de de vekillik senaryolarına her geçen gün yeni bir isim ekleniyor.
MHP teşkilatı da yerel seçimde yakaladığı yükseliş ivmesini sürdürmek istiyor.
MHP’de hedef 2 olan vekil sayısını 6’ya kadar yükseltmek.
Başta Eski İl Başkanı ve Genel Başkan Adayı Müsavat Dervişoğlu olmak üzere Büyükşehir adayı Murat Taşer gibi isimler kulislerde listenin ön sıralarını zorluyor.
MHP teşkilatının genel merkezden ‘yerli aday’ talebinde bulunacağı ve uzun yıllar boyunca kenti Ankara’da temsil eden Oktay Vural ve Kenan Tanrıkulu’nun başka kentlere kaydırılmasını isteyeceği kaydediliyor. Daha çok yerli isimle zenginleşen kadrosuyla kentin vitrinine çıkmaya hazırlanan MHP’de kongrelerle birlikte teşkilatlarda yakalanan atmosferin seçime doğru ‘doğru/yerli aday’ hamlesiyle desteklenmesi bekleniyor.
HDP bile İzmir’den vekil çıkarmanın derdinde…
Seçimlere parti olarak gireceğine dair sinyalleri artık daha güçlü bir şekilde veren Kürt siyasi hareketi bağımsız adaylar üzerinden yakalayamadığı başarıyı parti olarak kayıtlara geçirmeyi planlıyor.
Aday profiliyle özellikle solun solundaki yapıları çözmeyi düşünen HDP’nin Selahattin Demirtaş’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kentten elde ettiği başarıyı 7 Haziran’daki sandığa da yansıtmaya çalıştığı konuşuluyor.
Gelelim ‘cacık’ meselesine…
Malumunuz CHP gibi kenti kalesi ilan etmiş bir partinin merkez yönetiminde İzmir yok! İzmirli yok. Numunelik, ilaçlık yok!
Koskoca Ege’den sadece 1 isim var. Aydınlı Bülent Tezcan…
İzmir söz konusu olduğunda Diyarbakırlı Sezgin Tanrıkulu’nun söz hakkı daha çok.
Ve İzmir’den sorumlu isim Gürsel Tekin…
İstanbullu Gürsel Tekin… Bu duruma itiraz eden çok… Ama kapalı kapılar ardında…
Aylardın yazıyorum… Arayan arayana!
- Haklısın, doğrusun!
Hepsi o kadar…
Genel Başkanın önünde hepsi el pençe divan…
Kendimi Timur’un karşısındaki Nasrettin Hoca kadar yalnız ve de çaresiz hissediyorum.
Ve ‘Bizimkiler bir fil daha istiyor’ demek durumunda kalmaktan korkuyorum bazen…
Kenti temsil eden vekillerin yarısı İzmirli değil…
Yahut kıyısından köşesinden İzmirli… Kentle bağları zayıf… Yıllar önce taşınmışlar, liseyi okumuşlar vs… Sıkı durun şimdi…
Bildiğim kadarıyla 26 vekilden en az 10’unun İzmir’de evi yok…

- Efendim İzmir geri kaldı. Çünkü lobi oluşturamıyor. Dolayısıyla da Ankara’dan istediğini alamıyor.
Nasıl alsın?
Lejyoner vekillerle, kentle bağı olmayan ithal siyasetçilerle bu nasıl mümkün olsun ki!
Kentin sesi-soluğu olacak, çekip çevirecek, kentlinin önünde yürüyecek, Ankara ile İzmir arasında sağlam bir köprü kuracak, gerekirse köprünün bizatihi kendisi olacak vekiller için İzmir, genel başkanlarının onları gönderdiği bir seçim bölgesinden ibaret…
Bazılarının gençlik-çocukluk anılarını saymazsak İzmir çoğu için hiçbir şey ifade etmiyor.
Hal böyle olunca da kentten, kentliden kopuk siyasetin İzmir’e faydadan çok zararı dokunuyor.
*
İzmir’i yıllar önce Ankara’da başarıyla temsil eden siyaset adamlarından Hasan Denizkurdu geçenlerde göle sağlam bir taş attı. Kentin son dönemdeki makus talihine isyan eden Denizkurdu, ‘İzmir’e 20 Spartaküs lazım’ derken, “Gerekirse bağımsız seçtirelim” diyecek kadar gözünü karartıyordu. Onu ve pek çok İzmirliyi bu noktaya getiren son dönemdeki sahipsizlik duygusuydu.
“Gerekirse İzmirliler, Egeliler bağımsız ya da farklı partilerden seçilir. Gerekirse işi grup kurmaya kadar götürmeliler” diyecek kadar ileri gidiyordu Denizkurdu.
Demek ki İzmir’i temsil edenleri kente ait görmüyor, onlarla kent arasında bir bağ kuramıyordu.
İzmir ne iktidar partisi AKP’den ne de yerel iktidarı teslim ettiği CHP’den umduğunu bulamıyor.
Birinin ‘çantada keklik’ gördüğü kent öteki için ‘ulaşılmaz bir ciğer’ hükmünde…
Kenti en yüksek mertebede temsil ettiren parti MHP…
Yıllar önce kabinede görevlendirdiği 2 vekilinin birini Grup Başkan Vekili ötekini Genel Başkan Yardımcısı yaptı Bahçeli.
‘Sorun ne o zaman?’ diyeceksiniz. Tek sorun ikisinin de İzmirli olmaması… Şaka gibi!
*
Durup dururken, yeni yılın ilk günlerinde neden böylesine yükseldiğime gelince…
İktidara ziyadesiyle yakın bir gazetede Ankara tecrübeli bir ismin yazısını okudum.
Yeni Asır’dan Zafer Şahin’in…
Diyor ki Şahin ‘İzmir’e bakan formülü’ başlıklı yazısında.
Orman ve Su Bakanı Veysel Eroğlu’nun 2. Bölgeden, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nunsa 1. Bölgeden aday yapılabileceği konuşuluyor.
İstanbul Eski İl Başkanı Müezzinoğlu ile İSKİ Eski Genel Müdürü Afyonlu Veysel Eroğlu…
Daha önce de İstanbullu Süleyman Soylu’nun adı geçmişti. Genel Başkan Yardımcısı…
Koskoca Ege’yi kabinede sadede bir ismin, Denizlili Zeybekci’nin temsil ettiğini de dikkate alarak düşündüğümde, bölgenin siyaseten ne denli yalnız ve de çaresiz olduğunu görüyorum.
İzmir’den neden cacık olmaz’ın fotoğrafıdır aslında tüm bunlar…
Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, bir süre önce AK Parti İl Başkanı Bülent Delican’ı ziyaretinde ‘Bakanlık yapacak isimleri gönderin Ankara’ya’ diyerek çok önemli bir konunun altını çizmişti.
Yerden göğe kadar haklıydı Demirtaş! 
Kimse kurusa bakmasın dostlar! 
Zafer Şahin’in yazısı doğru çıkarsa, kabineden Afyonlu Veysel ile İstanbullu-Trakyalı Mehmet İzmir’e gönderilirse, İzmir’in ‘yerli vekilleri’ şapkayı önlerine koyup düşünsünler…
Bu her şeyden ve herkesten önce onlara yapılmış bir hakarettir. Bu, ‘sizin bakanlık yapacak çapınız, kapasiteniz yok’ demenin açık bir yoludur.
Diyeceksiniz ki; onların da böyle bir derdi mi var?
Kendi aralarında toplanıp bakanları pay eden, ‘falan bakanın işine filan vekil’ şeklinde taksimat yapıp,
 bakanlıkların işlerini takip etme noktasında görev dağılımı yapan yani tavşanın suyunun suyu olmaya dünden razı olanların bu tabloya isyan edeceğini mi sanıyorsunuz?
Sanmasam da öyle isyan etmeleri gerektiğini söylüyorum. 
Efendiler! Hanımlar!
Kendinizi ve de kentinizi daha fazla ezdirmeyiniz.
En az İstanbullu Mehmet kadar Afyonlu Veysel kadar İzmirli Ali, Aydın, Hamza, İlknur da bakanlık eder. Yahut İzmir’den kabineye girecek birileri mutlaka bulunur. Aranırsa tabi ki!
Buradan AK Parti, CHP, MHP gibi partilerin teşkilatlarını açıkça isyana davet ediyorum. 
İthal adaya hayır! İzmir’i artık İzmirliler temsil etmeli. Kentin Işılay Saygın’dan bu yana devam eden ‘bakansızlık’ talihini yenelim.
Unutmayın ki, bakanınız yoksa göreniniz de olmaz.