GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nüvit TOKDEMİR
YAZARLAR
12 Nisan 2010 Pazartesi

Hovarda Altay, Haylaz Buca!..

İzlemeye gelen hiç bir futbolseverin usundan geçmeyen bir maçtı...’¶
Bucaspor, bugüne değin gösterdiği performansın çok altında, Altay, eksiğine, maç öncesi moral bozukluğuna karşın dirençli ve daha istekliydi...
Her iki takımın bu görüntüsüne karşın, özellikle ilk yarıda olumlu futbol, derbiye yaraşır bir mücadele izlediğimizi söyleyemeyiz.
 
Altay açısından bir tek Musa Çağıran'ın direk dibinde bir kafa şutunun dışarı çıkması; Bucaspor için ise Yunus'un ve Mehmet Battal'ın pozisyon olarak gol durumu ama kendileri açısından vuruş etkinliği olmayan iki görüntüsüyle ilk yarıyı kapattık...
 
Ustalarla, devre arasında ilk yarıyı tartışırken "Bu maç berabere biter diyenler" ve "Bucaspor'u bu sezon böylesine kötü görüyoruz" diyenler olarak çoğunluktaydık.
Ne olduysa ikinci yarının başlaması ve Altay'ın Okay ile pozisyonu es geçtiği dediğimiz dakikada Musa Çağıran'ın golüyle oldu ve İzmir derbisi farklı bir havaya büründü...
İşte tam bu ortamda, Altay'ın özellikle Burak, Mehmet Budak ve Tiago ile geliştirdiği ataklarda, üstelik kaleciyle karşı karşıya kalınan pozisyonlardaki hovardalığı karşılaşmanın skorunu belirledi desek, yanlış olmaz...
 
Altay yüklendikçe, Bucaspor hızlı karşı ataklarla karşılık vermeyi düşündü ve bunlardan birinde Mehmet Battal ile çok uygun bir gol olanağı bulmasına karşın kullanamadı. Gol olmaz denilecek bir durumda da Onur ile eşitlik golünü buldu...
 
Şimdi Altay için "Hovarda" demezsek o kaçan pozisyonlar için daha ne diyelim ki?
Oysa bu maç gerçek görüntüsü içerisinde tam bir beraberlik hyavası soluyordu!
Nedendir bilinmez, Bucaspor bu sezon ilk kez yapabileceklerinin ve yaptıklarının altında bir performansla, çok top yitimi ve oyuna katılımcı güçlerinin eksik yönleriyle bir maç oynadı. Özellikle, bu sezon "oyun lideri" olarak rol almış bir Yılmaz'ın saha içinde, ikinci yarıda yaptıkları, agresifliği unutulacak gibi değil. Maçın hakemi Abdurrahman Yılmaz'ın ikinci yarıda Burak'a yaptığı hareketi kırmızı kartla cezalandırmaması ve ikisini de sarı kartla cezalandırması kabul edilebilir bir karar değildi. Hakemin bu kararını, hemen yanında görmesine karşın Özcan Kızıltan'ın cezalandırmaması ve Yılmaz'ı oyundan almaması da başka bir aymazlık. Yoksa takımda lider sorunu mu var?
 
Alttaki takımlar puan yitirirken, Adanaspor adım adım geliyor. Fikstür avantajına karşın bu ortamda çok dikkatli olması gerektiğini vurgulamamız gerekiyor. Ligin sonuna yaklaşırken, omuzlarındaki yük hayli yoğunlaşırken, galiba bu takıma yönetim ve teknik heyet dışında bir de psikolojik destek gerekiyor! Kötü gün yaşamamak için bu durumu da değerlendirmekte yarar var...
 
Altay, haciz, borç, eksikler derken önemli bir sınavdan aslında başarıyla geçti diyebiliriz...
 
Taraftarın öfkesini Bucaspor otobüsüne kusması; yönetimin sessizliği; Maç sonrası Lescon ve bir müteahhit arkadaşın icrası bu maçın getirisini de yok etti gitti. O öfke yarın Altay'a ilk altı yolunda büyük zarar getirirse ne olacak? Şimdi söylemek bile istemiyorum bunları...
 
Ama Altay hovarda, Bucaspor haylazdı biliyor musunuz!..
İşte o nedenle kopuk kopuk, düşlerin ötesinde bir maç izledik...