GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ahmet Aydın AKANSU
YAZARLAR
22 Haziran 2016 Çarşamba

Güneş ışınlarını enerjiye çevirelim

Güneş acımasız yüzünü temmuz ayından önce göstermeye başladı. Alman bilim adamları bu yıl yaz mevsiminde son 80 yılın en sıcak günlerinin yaşanacağını açıklamıştı. 257 bilim insanının görev yaptığı Birleşmiş Milletler Hükümetler Arası İklim Değişikliği (IPCC) örgütünün 2013 yılı Eylül ayında açıkladığı acil başlıklı raporunda, yağış alan bölgelerde sel felaketlerinin yaşanacağı, sıcak bölgelerde ise kuraklığın en üst seviyelere çıkacağı belirtilmişti. Bilim adamlarının küresel ısınmanın aşağı çekilmesi için hükümetleri uyarmaları bir, bir yaşanmaya başladı. Güneşin kavurduğu şu günlerde psikanalist, felsefeci ve matematik dehası Alman bilim adamı Wilfred Ruprecht Bion’un “Çevre, insanların yaşama biçimini ve ekonomik gelişmesini belirleyen bir ögedir” sözü aklıma geliyor. Yani güneş ışınları aşırı boyutlara ulaştıysa onu enerjiye çevirmek akıl karı değil midir? Hem kömür santralları ile üretilen elektriğe gerek kalmaz hem de küresel ısınma bir nebze de olsun durdurulur.

Küresel Kömür Risk Değerlendirmesi

Dünya Bankası, Avrupa Kalkınma Bankası ve Avrupa İmar Bankası, yenilenebilir enerji kaynaklarına desteği arttıracağını, kömürle ilgili yatırımlarını kesinlikle desteklemeyeceklerini açıkladı. Nedeni açık, küresel ısınmanın ürkütücü noktalara ulaşması. Dünya’da yatırımlar konusunda önemli rol oynayan üç bankanın almış olduğu karar çevre adına önemli bir mesaj değil midir? Neden kömür santralleri ya da kömürle ilgili yatırımlara kredi verilmiyor?. Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün (WRI) yayınladığı ‘Küresel Kömür Risk Değerlendirmesi’ raporunda dünya üzerinde çalışılan 1200 kömür santralinin iklimlerin değişmesi bakımından büyük tehlike oluşturduğu ve kömür santrallerinden yılda 8 milyar ton karbondioksit gazının atmosfere salındığı belirtiliyor.

Yenilenebilen enerjisi projesi olanlar fırsatı kaçmayın

Dünya Rüzgâr Enerjisi Konseyi, dünyadaki rüzgar enerjisinin kullanımı halinde karbon salımının yılda 1,5 milyar ton azalacağını açıklıyor. Ulusarası Enerji Ajansı (IEA), jeotermal, biyoyakıt, güneş ve rüzgârdan oluşan yenilenebilir enerji sektörünün 5 yılda yüzde 40 artacağını, 2018’de doğalgazı geçip kömürden sonra ikinci sıraya yerleşeceğini söylüyor. Türkiye’nin güneş enerjisi bakımından İspanya’dan sonra Avrupa’nın en büyük potansiyeline sahip olduğunu belirten Güneş Enerjisi Yatırımcıları Derneği Başkanı Mehmet Özer, “2017 yılına kadar yerli ve yabancı yatırımları 500 milyon Euro’yu bulacak” diyor. Yani İzmir, Ege ve hatta Türkiye güneş, rüzgar ve jeotermal enerji bakımından dünyada eşi benzeri olmayan zenginliğe sahip olduğunu düşünürsek, Dünya Bankası, Avrupa Kalkınma Bankası ve Avrupa İmar Bankası’nın bu enerji türüne desteği için “Bu fırsatı kaçırmayın” diyorum.