GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ahmet Aydın AKANSU
YAZARLAR
13 Mayıs 2016 Cuma

Kaliteli yaşam için çevre bilinci şart

Siyasi fikirleri Fransız devriminde etkili olan filozof ve yazar Jean Jacques Rousseau’nun “Temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşamayı istemek yetmez. Bunun için çaba harcamak gerekir” sözünü çok doğru buluyorum. Gelecek nesillere karşı sorumluluk hisseden, çevre sorunlarına karşı duyarlı ve bilinçli bir insan yetiştirmek için ailelere büyük görevler düşüyor. Sağlıklı bir yaşamın sürdürülmesinde çevremizi evimiz gibi düşünmeliyiz. Bu düşünceyi daha da genişleterek mahallemiz, iş yerimiz, şehrimiz, ülkemiz ve dünyamız olarak değerlendirmeliyiz. Toplumumuzun büyük bir kısmında çevre bilincinin yeterince oluşmaması nedeniyledir ki çevre, ilgilenmeye değmeyen bir konu olarak algılanmaktadır. Ailede çevre eğitiminin ana hedefi, ahlak anlayışını ve tüketim bilincini topluma kazandırmak, ihtiyacı kadar tüketen, gelecek nesillere karşı sorumluluk hisseden, çevre sorunlarına karşı duyarlı ve bilinçli bir insan modeli yetiştirmektir. Yaşamın sürdürülmesinde, birçok malın kullanıcısı ve gelecek nesillerin tüketim alışkanlıklarının kazanılmasında toplumun en etkili birimi ailedir. Bu bakımdan aile olarak, tüketim ve çevre üçgeninde aşağıdaki basit önlemleri uygulayıp gelecek nesillere ne kadar yaşama şansı tanıdığımızı bir gözden geçirelim mi? Doğada yok olması çok uzun zaman alan pet şişe, metal kutu, plastik kaplar ve poşetler yerine daha kısa sürede yok olabilen kağıt gibi kazanılabilen veya cam gibi ürünler satın alınmalı, kırılan, bozulan, kullanılmayan eşyaları atmak yerine tamir ederek tekrar kullanılacak hale getirilmeli, buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makineleri, TV gibi cihazları satın alırken ve bunları kullanırken enerji faktörü dikkate alınmalı. Düşük enerji harcayan cihazların seçilmesine özen gösterilmeli, kullan-at anlayışıyla üretilen plastik veya kağıt mutfak eşyaları yerine cam ve porselen olanlar tercih edilmeli,    plastik torbalar biriktirilip tekrar kullanılmalı. Türkiye’de 5 kişiden biri naylon poşet yerine alışverişlerinde bez torba kullansa, bir nesil boyunca ülkemiz 31 milyar 46 milyon 400 bin naylon poşetten kurtulacak. Çünkü, bez torba kullanmak, bir kişi için haftada 6, ayda 24, yılda 288, yaşam boyunca ise 22 bin 176 plastik poşeti kullanmamızı engelliyor, binalarda aydınlanma ve verimsiz kullanım önlenmeli, Damlayan musluklar hemen tamir edilmeli. ( saniyede bir kez damlayan çeşmeden, 1 saatte 0.7 lt , bir günde 17lt su boşa akar, çevre dostu olarak bilinen deterjanlar kullanılmalı, evlerde cam, kağıt, plastiklerin ayrı ayrı toplanması ve geri dönüşüm için gerekli önlemler alınmalı, alış-veriş ambalajı en az ya da dönüştürülebilen ürünler satın alınmalı. En önemlisi ise karbon ayak izinizi küçültmeniz için ihtiyaç olmadan aşırı tüketimden kaçınılmalı,

İzmarit atanlar tespit edilip cezalandırılacak

Yapılan istatistikler ormanların yangınlarında insan faktörünün yüzde 92 olduğunu ortaya koyuyor. Sorumsuzca ve gelişi güzel atlan sigara izmariti yüzde 44 ile birinci sırada. Çoban ateşi yüzde 13, tarla ve bahçe temizliği yüzde 12, piknik, yabancı turistler, kampçılık, avcılık yüzde 11 ve yüzde 12’si ise kasten yakarak arazi açmak için yapılıyor. Sadece yüzde 8’i doğadan kaynaklanan yıldırım düşmesi ve elektrik tellerinden sürtüşmesinden kaynaklanıyor. Ormanların yüzde 92’lik bölümünü biz insanların sorumsuzluğu ve dikkatsizliği yakıyor. İzmir Orman Bölge Müdürlüğü ve Jandarma Komutanlığına bağlı motorize ekipler ormanlık alanların içinden geçen otoyollarda araçlardan izmarit atanlar tespit edip trafik müdürlüğüne plakalarını bildirilecek. Yüksek miktarda cezalar söz konusu. 

Doğa sevgisi böyle aşılanır.

“Binlerce ilköğretim öğrencisi kendi meyve bahçelerini kuruyor, doğa ile iç içe olmayı öğreniyor. Çünkü insan doğanın bir parçasıdır” sloganının kullanıldığı gazete ve televizyon reklamları beni mest etti ve “İşte Çevre proje böyle olur” dedim. Çocuklar doğayla iç içe büyüme şansı yakalayıp tarımsal ve ekolojik yaşam deneyimi kazanacaklar. Çeşitli meyvelerin dikiminden gelişim sürecine kadar tanıklık etmeleri ve kendi elleriyle diktikleri ağaçlardan meyve yemeleri ne kadar güzel. Bravo Milli Eğitim Bakanlığı, bravo Ankara Üniversitesi Kalkınma Çalışmaları Merkezi ve Cappy firmasına.  “Çocukların meyve bahçeleri” projesi Adana’da gerçekleşti. Diğer bölgelere de örnek olsun. Bir projede TEMA’dan

“Yediğiniz kayısı, şeftali, kiraz, vişne, erik ve diğer meyve çekirdeklerini lütfen çöpe atmayın ve herhangi bir yerde toprağın 10 cm altına gömün. Üzerine de bir bardak su dökün” sloganı kullanan TEMA, “En büyük israflardan birisi meyve çekirdeklerinin çöpe atılması. Ülkemiz adına küçümsenemeyecek büyük bir servet. Doğaya yardım etmek, gelecekte etrafımızı saracak beton ve gökdelenlerden alamayacağımız oksijeni karşılamak için bile bu çekirdeklerden çıkacak ağaçlara ihtiyacımız olacaktır” mesajı yayınladı.
Yazarın Diğer Yazıları