GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
26 Temmuz 2018 Perşembe

Gidiyor, tülbentini yemenisini sallayarak!

Meral Akşener, Türk Siyasi hayatında…

Yeni bir figür değildi ama…

Partisi yeniydi…

“İYİ Parti herkese iyi gelecek…”

Sloganı ile geçen yılın 25 Ekim’inde yola çıktı…

Hedefi…

Türkiye’nin en iddialı Merkez Partisi olmaktı…

Acayip şişirdiler kadıncağızı…

24 Haziran’a üç-dört ay kala…

“İYİ Parti %20’yi yakalar” diyenler bile çıktı…

İyice gaza geldi hanımefendi…

Haksız da değildi hani…

20 küsur yıldır milletvekiliydi…

Tansu Çiller’in adeta gölgesi olarak…

1995’ten beri TBMM’deydi…

Bir dönem İçişleri Bakanlığı yaptı…

2002’de DYP baraj altı kalınca partisinden istifa etti…

Bir süre AK Parti’nin kurulma aşamasında…

Abdullah Gül ile çalıştı…

Sonra karar değiştirdi…

Hayal kırıklığı yaşadığını söyleyerek…

MHP’ye katıldı…

Üç hilalli partide üç dönem vekillik ve…

TBMM Başkanvekilliği yaptı…

Devlet Bahçeli 1 Kasım 2015 seçimlerinde O’nu aday yapmadı…

Kriz çıktı…

O da Bahçeli’nin koltuğuna talip oldu…

2016’da MHP’den ihraç edildi…

Artık “yeni parti” ufukta görünmüştü…

Çok kısa sürede…

Kadın seçmenin kalbinde taht kurdu…

İYİ Parti’yi yarattı…

Az daha seçime giremiyordu…

CHP “ödünç milletvekili” verdi; paçayı sıyırdı…

***

Memleketi karış karış dolaştı…

Gittiği her yerde kadınlar boynuna sarılıyor…

Tülbent ve yemeni hediye ediyorlardı…

Meral Akşener zeki bir siyasetçiydi…

Tülbent ve yemeniyi simge yaptı…

Çılgın projesi “Tülbent Devrimi” oldu…

Gittiği her yerde tülbentini göstererek…

“Bu barışın, kardeşliğin sembolü... Erkekler kavga edip barışmıyorsa orada bir kadın çıkar alır başından tülbenti atar yere, millet barışır” deyince…

Kıyamet kopuyordu…

İYİ Parti’nin Genel Başkanı’ydı ama…

Hedefinde “Beştepe” vardı…

Tülbentini, yemenisini sallayarak…

“Ben Cumhurbaşkanı olacağım” diyor, başka bi’şi demiyordu…

***

Ve, 24 Haziran gecesi…

Takke düştü, kel göründü misali…

Meral Hanım…

Cumhurbaşkanlığı adaylığında…

3 milyon 650 bin oy topladı; %7.3’te kaldı…

Partisi bile beş milyona yakın oy almıştı…

“Millet İttifakı” içinde olmasa…

İYİ Parti belki yüzde 10’u bile yakalayamayacaktı…

Tam bir hayal kırıklığı yaşandı…

Hanımefendi çok uğraşmıştı ama…

Partisinden bile…

Bir buçuk milyon daha az toplayabilmişti…

Kendisine yakışanı yaptı…

Olağanüstü Kurultay istedi ve ekledi:

“Kurultay’da aday olmayacağım, aday olacak arkadaşlarıma başarılar diliyorum…”

Kurultay tarihine kadar…

Fikrini değiştirir mi?

Benim için sürpriz olmaz ama…

Verdiği kararı çiğnemez ise…

Doğrusunu yapar!

Tarihe geçer…

***

24 Haziran’dan sonra…

Aynen CHP’de olduğu gibi…

İYİ Parti’de de…

Çok sessiz biçimde olsa da…

Lider tartışılır duruma gelmiştir…

Hoş… Partinin başına “bi’şi gelmesin” diye…

Üst düzey yöneticiler…

Hanımefendiyi…

“Başımızda kalmalısınız…” diye ikna etmeye çalışıyorlar ama…

Tren kaçtı!

Şahsi fikrim…

Meral Hanım elinden geleni yaptı…

Başarılı bir kampanya yürüttü…

Ayrıca bireysel “hata” da yapmadı…

Asıl hata başka yerde aranmalı…

Bu partiyi projelendirenler…

Öncelikle…

Meral Hanım’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan oy almasını hedeflediler…

Bi’de baktılar ki…

Sadece CHP’den oy koparabilmişler!

Meral Hanım’a…

Hedef tayin ettikleri Cumhurbaşkanı Erdoğan ise…

Akşener’in adını bi’kez bile söylemedi…

Muhatap almadı…

Yanlış taktik…

İYİ Parti’yi “Merkez Parti” gibi anlamlı misyonundan…

Uzaklaştırdı…

***

Benim yaşımdakiler iyi hatırlar…

Cumhuriyet Tarihi’nde…

CHP’nin kazandığı son genel seçim olarak kabul edilen…

1977 seçimlerden sonra…

Zar-zor hükümet kuran Bülent Ecevit…

18 aylık iktidarın sonunda…

14 Ekim 1079 Ara Seçimleri’nde…

Son seçimlerde yakaladığı 41.4’lük oy oranından…

Yüzde 29.1’e düşünce…

Başbakanlık’tan istifa etmişti…

***

Bizim Siyaset Literatürümüz’de…

Çok geçerli bir söz vardır:

“Başarısızlık kelle götürmez… Zaten başarısızlığı kabul eden de çıkmaz!”

Bakınız CHP’ye…

Gidiyor mu Gandi?

Gitmiyor…

Çünkü, sekiz yıldır girdiği tüm seçimleri kaybetmiş olsa da…

“Ben başarısızım…” demiyor!

En fazla ne oluyor şu sırada?

Kazananlar…

Kaybedenleri iç hesaplaşmaya zorluyor!

Sonsöz: “Hayat bir nefestir, aldığın kadar… Hayat bir kafestir kaldığın kadar… Hayat bir hevestir, daldığın kadar! / Mevlana…”