GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
YAZARLAR
15 Nisan 2022 Cuma

Et ve sütün ekonomi-politiği ne olmalı?

Et ve Balık Kurumu’nun Et ve Süt Kurumu’na dönüştürülmesi, 27 Nisan 2013 de gerçekleştirilmişti.

Kurum, devletin genel hayvancılık politikası çerçevesinde, hayvancılık sektöründe düzenleyici ve destekleyici bir rol üstlenecek, piyasa ekonomisi kuralları içerisinde sektörde tam rekabet koşullarının tesisine katkıda bulunarak kamu yararı ile etkinliklerini sürdürecekti.

Et ve Balık Kurumu kamu yararına  görevlerini yaptı mı?

Kurum kamu yararına  görevlerini yapmadı.Aksine neler yapıldı?

-Kurum,et ve sütte fiyat oluşumuna üretici lehine müdahale etmedi. Bu şekilde süt  ve et kartellerinin egemen olduğu ekonomide çiftçi çıkarları korunamadı.

-Çiğ inek sütü üretiminin fazla olduğu dönemlerde,sütü diğer ürünlere dönüştürecek yapısal düzenlemeleri gerçekleştirmedi.

-Çiftçinin örgütlenmesini teşvik etmek amacıyla sütlerini kooperatiflere pazarlayan üreticilere özel destek sağlanmadı.

-Ette ve sütte kesinlikle DİR(Dahili İşleme Rejimi)’e izin verilmemeli idi,izin verildi.

-Dünya Borsa Fiyatlarıgerekçe gösterilerek   süt dozu ithali  yapıldı.

-Kurum,hayvansal üretimle ilgili bütün düzenlemelere,hayvan ıslahı ve sağlık koruma hizmetlerini de kapsamak üzere  müdahil olmadı.

- Koyun ve keçiyi sağlanan destekler, yeterince  gerçekleştirilmedi.Et açığının sığır sayısının artışıyla gerçekleştirilebileceği yanılgısına düşüldü .Bu yanılgı devam ediyor.Oysa Türkiye’nin doğal meralarının sığırdan ziyade koyun keçiye uygun olduğu konusu göz ardı edildi.

Özetle,dışa bağımlı ve ithalat lobisinin çıkarlarına yönelik tarım politikaları nedeniyle çiftçi  para kazanamadı. Yapılmakta olan ithalat, hayvancılığı olumsuz etkiledi .Çünkü yapılan her ithalatta yetiştiriciler fakirleşti, hayvan sayısı azaldı ve hayvansal üretimimiz düştü.

İthalat,ithalat lobisinin  yanı sıra AB/ABD’li tekelci firmalara yaradı. Onlar zenginleşti.Bir başka deyişle Fakir Türk Çiftçisi, Zengin Batı Çiftçisi’ne yardım etti.

İnekçilik yapan işletmeler verimli ineklerini sattılar ve satışlar devam ediyor.Borçları yüzünden çiftliklerkapanma noktasına geldi.Tüketici de ete ve süte ulaşamıyor.

Et Ve Sütün Ekonomi-Politiği Ne Olmalı?

Et ve süt  üretimini artırmak için,devletin piyasaya müdahalesi dışında yapısal çözümlere gereksinme var.

Bunlar arasında:

-Küçük ve orta ölçekli tarım işletmelerinin dirliğini artıracak yollar izlenmeli. Krediler, tarım dışı sektöre ve büyük çiftçilere değil, küçük ve orta ölçekli işletmelere verilmeli. Nedeni şu;Türkiye’de bu tür işletmeler, işletmelerin büyük bir çoğunluğunu oluşturuyor.Bunlarıntasfiyesi,işsizliği körükledi ve gelir dağılımını bozdu.

-Özelleştirilen ve kimileri de kapatılan Tarımsal KİT’lerin yanı sıra hayvansal üretimle doğrudan bağlantılı olan ; Süt Endüstri Kurumu, Yem Sanayi, Yapağı ve Tiftik Anonim Şirketleri yeniden açılmalı. ESK daha işlevsel hale getirilmeli.

-Yem,ilaç ve akaryakıt gibi girdilerden  KDV ve ÖTV alınmamalı.

-Mera ıslahına önem verilmeli. Meraların tarlaya dönüştürülmesi yoluna gidilmemeli ve  meraların amaç dışı kullanılması engellenmeli. Ayrıca Yem Ofisi kurulmalı. Sırası gelmişken şunu da söyleyelim. Hayvanlarımızın beslenmesini fabrika yemini öne çıkararak yaklaşmak doğru değil. En önemlisi, büyükbaş ve küçükbaş hayvanların yapısal özelliklerinden dolayı ota(kaba yem) ağırlık verilerek  beslenmesinin   zorunluolmasıdır. İkincisiise, fabrika  yemi için ham madde açısından dışarıya bağımlı olmamızdır.

-Kooperatifler aracılığıyla üreticileri sanayici yapmalı. “Üretici ürettiği ürünü   sanayiciye satsın ve sanayicinin fabrikalarında işlensin, üretici sanayici olamaz” görüşünün artık çağdığı olduğu ve “Katma değer ,ancak üreticinin sanayici olmasıyla üretende kalabilir ”görüşü egemen olmalı.Aksi durumda üreticilerin oligopol duruma gelmiş sanayicilerle başa çıkmalarının olası olamadığı  artık görülmeli.Var olan süt işleme kooperatiflerinin  ürettikleri malların da KDV’leri   sıfırlanmalı.

-Çiftçilerin kooperatifler aracılığıyla mallarını pazarlamaları için satış yerleri sağlanmalı.

-Kayıt dışı ekonomiyle etkin mücadele yapılmalı.

-Hayvan dahil  her türlü tarımsal ürünlerin ithalatı engellenmeli.

-Hayvan ıslahı çalışmalarına önem verilmeli. Tarım ve Orman  Bakanlığı, yetiştirici Birlikleri ve üniversitelerle ortak ıslah çalışmaları yapmalı.

Yazımı şöyle sonluyorum; önermelerimtartışılabilir. Ancak geldiğimiz  olumsuz nokta açık.Ne çiftçi, ne de tüketici memnun. Şimdiye değin izlenen politikalar bizi bu duruma getirdi.Temelde, küçük ve orta ölçekli tarım işletmelerinin dirliğini artıracak yollar izlenmedi, bu politika devam ederse, eti de ,sütü de  daha da zor bulabilir duruma düşeceğiz.