GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
31 Mayıs 2021 Pazartesi

Devlet baba gel bi'bak! Sümerbank böyle öldü!

Cumhuriyet’in 30’uncu yılı onuruna…

İzmir’de…

Meles Çayı’nın yanı başında hizmete girdi…

Türk Sanayi’si için bir baş yapıttı…

Genç Cumhuriyet’in en fazla ihtiyacı olan “basma”yı üretecekti…

Bildiğiniz…

Karışık desenli basit desenli pamuklu kumaş, yani…

Adını, sanayi devi “Sümer Holding”ten alıyordu…

Atatürk’ün dev eserlerinden biriydi…

Ulu Önder bu dünyadan göçse de…

Eserlerine yenileri ekleniyordu…

Nitekim…

İzmir Sümerbank Basma Fabrikası, o muhteşem projelerden biriydi…

Bi’vakitler “Darağacı” olarak anılan…

Şehitler Caddesi’nde 1950’li yılların ilk aylarında kuruldu…

67 yıl önce…

Makineleri tıkır tıkır basma üretmeye başladı…

Fabrika’nın önünde bi’de satış mağazası vardı…

İzmir’in kadınlarının adeta buluşma noktasıydı…

***

Türkiye’nin sert esen ekonomi rüzgarlarına…

Ancak…

50 yıla yakın dayanabildi…

Öylesi bir üretimin artık modası geçmişti…

Devlet Baba’nın…

Kendisiyle birlikte teknolojiyi de yenilemesi gerekiyordu…

Yapamadı…

Mevcut koalisyon hükümeti ise, “Özelleştireceğim!” dedi…

O da olmadı…

Sonunda 50 yıllık Cumhuriyet Abidesi’nin kapısına kilit vuruldu…

Memleket genelinde…

500’e yakın mağaza ve 41 fabrika ile hizmet veren…

Sümerbank gibi bir devin…

İzmir’de ayakta kalan son tesisi de kaderine terk edildi…

***

Devlet Baba…

Kentin göbeğindeki 130 bin metrekarelik şahane fabrika arazisini…

İzmir İl Özel İdaresi’ne verdi…

Takvimler 2003 yılını gösteriyordu…

Milli Servet’in bir bölümü okul olarak değerlendirildi…

Gerisi yine “Amaaan, bana ne!” mantığına terk edildi…

Hırsızların değişmez “talan” mekanı haline geldi…

Bırakın camları, makine parçalarını…

Bahçedeki çiçekleri bile kökleyip, çaldılar…

Koca fabrika çatısı “kalk gidelim” olur mu; oldu vallahi!

Güzelim fabrika tinerci başkenti olarak anılmaya başlandı…

***

Oysa…

O basma fabrikası binlerce İzmirli’ye ekmek kapısı olmuştu…

Hala orada kazandıkları helal parayla…

Nasıl ev sahibi olduklarını…

Çoluk-çocuğa nasıl düğün yaptıklarını anlatanlar aramızda…

İşin ilginç yanı…

2003’te İzmir İl Özel İdaresi’ne emanet edilen…

Sümerbank’ın…

Umurbey Mahallesi’ndeki son derece kıymetli fabrika arazisine…

Taaa…

İl Genel Meclisleri için kapanma kararı alınıncaya kadar…

Parmağını süren olmadı…

Yani…

Göz göre göre “son nefesini vermeye” terk edildi…

***

(Bu arada geçmişten önemli bilgi: İzmir İl Genel Meclisi’nin o günkü üyelerinden Avukat Mahmut Esat Aslan, 2013’in ilk aylarında İzmir İtfaiyesi’nin bir töreninde dönemin Büyükşehir Reisi Kocaoğlu’na Şehitler Caddesi’ndeki Sümerbank arazisinden söz ediyor; “Burayı bizden Emniyet Müdürlüğü, Kültür Müdürlüğü istiyor… Sümerbank’ın bu arazisini İzmir Büyükşehir Belediyesi değerlendirirse iyi olur… Burayı bizden talep edin!” diyor… Sonra ne Büyükşehir’den ne de İl Genel’den yeni bir hareket gelmiyor… Bu kadim kentin o güzelim mülkü bağıra bağıra Hazine’ye gidiyor… Taaa ki, bu ayın ilk günlerine kadar… İzmir Valiliği, Hazine’ye ait o alanda Emniyet Müdürlüğü’ne hizmet binası yapılmak üzere Konak Belediyesi’nden plan değişikliği talebinde bulunuyor… 7 Mayıs’ta oy birliği ile kabul ediliyor… İl Genel Meclisleri tarihe karışmadan önce Sümerbank’ın Büyükşehir Belediyesi’nde kalması için adeta savaş veren isimlerin başında gelen Avukat Mahmut Esat Aslan, plan tadilatı kararına meclise katılmayarak karşı duruş sergiliyor… Şimdi top Büyükşehir Belediye Meclisi’nde… Büyük olasılıkla, Emniyet Müdürlüğü yapılsın diye İzmir kendi öz malı için “okey” diyerek el kaldıracak…)

***

Dönelim kaldığımız yere…

Ne zaman ki…

Büyükşehir Yasası’nın devreye gireceği…

İl Genel Meclisleri’nin kapatılacağı kesinleşti…

İzmir’den “tarihi atak” geldi…

İl Genel Meclisi Sümerbank alanını…

20 yıllığına Büyükşehir’e tahsis etmek için kolları sıvadı…

İl Genel’in “Son Başkan”ı Serdar Değirmenci

Acıtan macerayı şöyle özetledi:

“Sümerbank Basma Fabrikası arazisinin İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edilmesi, 21. Dönem İl Genel Meclisi’nde 7 defa karar alınmasına rağmen o günlerin Vali’leri (Cahit Kıraç ve Mustafa Toprak) tarafından 7 defa veto edildi… Sekizinci karardan sonra da Özel İdare kapandı... Aradan 10 yıl geçti değişen bir şey yok… İzmir dışında tüm illerde Özel İdare mal varlıkları ilgili büyükşehir belediyelerine devredilirken, bu kent CHP’li diye devir yapılmadı; cezalandırıldı… Bu yer hâlâ atıl, hâlâ sahipsiz…”

***

Merak edeler olabilir…

O günlerin İzmir Valisi Mustafa Toprak’tı…

Vermedi İzmir’in öz mallarını…

Ve, yine o günlerde…

(25 Ekim 2013 Cuma…)

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu müthiş tepkiliydi:

“Vali Bey, Sümerbank konusunda (Ben kanunları uygularım) diyerek, orasının müze olması için tek başına hüküm vermesi, bu kentin doğasında, geleneğinde, yönetiminde yok... Müze bu işin örtüsüdür… Bunu Vali Bey de çok iyi bilmektedir… Orada

asıl yapılmak istenen, imar planlarında turizm bölgesi olarak gözüken alanın, arsanın, satılması elden çıkartılması; bir yandaşa havale edilmesidir... Oradaki problem budur… Vali Bey'in bunu gizlemeye, saklamaya, üstünü örtmeye hakkı yoktur…”

***

Sonra, tahmin ettiğiniz gibi “soğuk savaş” çıktı…

Kente gelişi…

Altı ayı bile bulmayan Vali Mustafa Toprak

İzmir’in mallarını İzmir’e vermemek adına çabalarken…

Zaman su gibi geçti…

Vali Toprak ve yönettiği mal paylaşımı komisyonu…

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne “zırnık” koklatmadı…

Gelgelelim…

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın duruşu…

Vali Bey’i etkilemişti…

İzmir’e el sallayarak veda ettiği gün…

O’nu uğurlayanların arasında Başkan Kocaoğlu da vardı…

Vali aracın camını açtı ve…

Aziz Bey’e şöyle seslendi:

“Sen daha çok vali uğurlarsın Sayın Başkanım…”

***

Aradan 18 yıldan fazla geçti…

Artık fabrika alanından çalınacak bi’şi de kalmadı ama…

Hırsızların başkenti…

Tarihi Sümerbank Basma Fabrikası…

Giderek daha beter mezbelelik haliyle…

Bu kadim kentin göbeğinde…

Ve dahi…

“Mazi kalbimde yaradır!” dedirten görüntüleriyle…

İzmir’i seven herkesi kahrediyor…

Sahi…

Biz neden her şeyi bu kadar çabuk unutuyoruz?

Nokta…

Sonsöz: “Olmaz dediğin ne varsa olur… Düşmem dersin düşersin, şaşmam dersin şaşarsın… Öldüm der durur, yine de yaşarsın… / Hz. Mevlana…”