GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
30 Mayıs 2021 Pazar

Sırada hangi 'Devrim' var?

Bugün Pazar...

Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla...

Atatürk’ü bu köşede anma ve hatırlama günü...

Bir kez daha...

Az bilinen yaşanmış bir öyküyü paylaşalım...

Bunu yaparken de...

O kıymetli anıyı bugünlere taşıyan…

“İlginç Olaylar ve Anekdotlarla Atatürk” kitabının yazarı…

Em. Tümg. M. Erengil’i…

Saygıyla analım…

***

Henüz Milli Mücadele Hareketi başlamamıştı…

Anadolu’daki kongrelerin tarihleri bile belli değildi…

Bu güzel vatan için hayata geçirmeyi planladığı…

Devrimlerin hepsi kafasının içindeydi…

O günleri…

Gazi’nin yakın arkadaşı…

Gelecek günlerin ünlü devlet adamı…

Mazhar Müfit (Kansu) anlatırken…

Şöyle diyordu:

“Gazi, hatıra defterime ve günü gününe her olayı not edişime memnun olur, bazen de şaka yapmaktan kendisini alamazdı…”

***

İşte, öylesi günlerden biriydi…

Gazi, Mazhar Müfit’i görünce takılmadan edemedi:

“Hafızalarımız zayıfladığı zaman Mazhar Müfit’in defteri çok işimize yarayacak…”

Gözü, dostunun üstündeydi…

Her zamanki gibi hatıra defterini getirdiğini görünce…

Sigarasını birkaç nefes üst üste çektikten sonra şöyle dedi:

“Bu kez o defterin bir yaprağını kimseye göstermeyeceksin... Hep gizli kalacak… Bir ben, bir de sen bileceksin, şartım bu...”

Mazhar Müfit, “Buna emin olabilirsiniz Paşam” dedi…

Atatürk, önce tarihi yazdırdı; sol üst köşeye:

“7-8 Temmuz 1919… Sabaha karşı…”

Ve, Atatürk başladı yazdırmaya:

***

Zaferden sonra hükümet şekli Cumhuriyet olacaktır… Bu bir…

İki; Padişah hanedanı hakkında zamanı gelince gereken yapılacaktır…

Üç; Tesettür (örtünme) kalkacaktır…

Dört; Fes kalkacak, medeni milletler gibi şapka giyilecektir…

Tam bu sırada…

Mazhar Müfit’in elinden kalem düşer…

Birbirlerine bakarlar…

Gazi, “Neden durakladın?” diye sorar…

Mazhar Müfit, şaşkındır…

Atatürk’ün dostluğuna güvenerek ve de gülümseyerek şöyle der:

“Darılma ama Paşam, sizin de hayalperest taraflarınız var”

Atatürk’ün sesi, sertleşir:

“Bunu zaman gösterir… Sen yaz… Beş; Latin harfleri kabul edilecek…”

Mazhar Müfit, duyduklarına inanamaz…

Atatürk’ün kızmayacağını bildiği için…

“Paşam yeter, yeter…” der, ve…

Hayal ile uğraşmaktan bıkmış bir insan edası ile:

“Cumhuriyetin ilanını başaralım da gerisi yeter!” diyerek…

Defterini kapar ve koltuğunun altına sıkıştırır…

Ardından da…

Duyduklarına inanmayan bir adam tavrıyla…

“Paşam sabah oldu... Siz oturmaya devam edeceksiniz, hoşça kalın…” diyerek yanından ayrılır…

***

Aradan yıllar geçmişti…

Çankaya’da akşam yemeğinde…

Atatürk…

Gözleriyle dostunu işaret ederek misafirlerine şöyle seslendi:

“Bu Mazhar Müfit yok mu? Kendisine, Erzurum'da Cumhuriyet ilan edilecek, tesettür kalkacak, Latin harfleri kabul edilecek dediğim ve bunları not etmesini söylediğim zaman, defterini koltuğunun altına almış ve bana hayal peşinde koştuğumu söylemişti…”

***

Atatürk, bununla kalmadı…

23 Ağustos 1925’te…

Şapka devrimini açıklamış, Kastamonu’dan başkente dönüyordu…

Ankara'ya ulaştığında…

Otomobille eski meclis binası önünden geçiyordu...

Kapıda Mazhar Müfit’i görünce…

Yanına çağırdı ve nazı geçen dostuna şöyle seslendi:

“Azizim Mazhar Bey, kaçıncı maddedeyiz? Notlarına bakıyor musun?”

Nokta…

Sonsöz: “Biz büyük bir inkılap (devrim) yaptık… Memleketi bir çağdan alıp yeni bir çağa götürdük… / Gazi Mustafa Kemal Atatürk…”