GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
7 Ekim 2021 Perşembe

Devlet Baba depremzedenin evini neden bedava yapmıyor?

340 gün önceydi…

Saatler, 14.51’i gösteriyordu…

Deprem…

İzmir’i 6.9’la vurdu…

Bayraklı’da onlarca binayı yerle bir etti…

118 kişi hayatını kaybetti…

1.400’e yakın vatandaş yaralandı…

16 bina tamamen yıkıldı…

1.500 bina…

Ağır ve orta dereceli hasar gördü…

Felaketin üstünden neredeyse bir yıl geçti…

Hala yaralar sarılmaya devam ediyor…

***

Ne acıdır ki…

O depremzedelerin bir kısmı konteynerde yaşamaya başladı…

Maddi gücü olanlar ev kiraladı…

Bazıları başka semtlerde yaşayan akrabalarının yanına taşındı…

Bir kısmı annesinin – babasının yanına sığındı…

Kimi hemşehrilerimiz…

Yamyassı olmuş dairelerin içinden…

Bi’umut, sağlam eşya aramaya çalıştı…

Kira ve eşya yardımı parça parça ödendi; vatandaş üzüldü!

***

Şimdi depremzedeler için evler yapılacak…

Nasıl, ne ölçüde; hala tartışması yapılıyor…

***

Yıkılan evin yerine yeni bir ev sahip olmak…

Depremzedenin hakkı…

Ayrıca…

Devlet Baba’nın görevi…

Anayasa’nın “Konut Hakkı” başlıklı 57’nci maddesi?

Aynen şöyle diyor:

“Devlet, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama çerçevesinde, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır…”

Bu vatandaşın sokakta kalmamasını sağlayan bir madde…

Bir de “deprem” felaketi için ayrı kanun var:

O’na göre de…

Devlet, depremde hasar gören veya yıkılanlara eğer DASK’ı (Doğal Afet Kanunu) yoksa yardım edemiyor…

***

Günün sorusu şu?

Devlet Baba, Bayraklı’da evini kaybedenlere…

Neden “ücreti karşılığı” ev yapıyor?

Evi başına yıkılan depremzede…

Neden yeni bir ev parası ödemek zorunda?

Binaların kağıt gibi çökmesine…

O garibim depremzede mi neden oldu?

Gidersin…

O binanın müteahhidinden hesap sorarsın anlarım…

Ama…

Evinin enkazı önünde ağlayan vatandaşa da…

Başını sokacak yeni bir yuva yaparsın helalinden…

Eskisinden küçük olur, büyük olur fark etmez…

Önemli olan…

Vicdanlarda “Baba Devlet” alkışlansın yeter ki…

***

Depremin olmasını vatandaş mı istedi?

Mümkün mü böyle bi’şey…

Sosyal Devlet’in görevi vatandaşını mutlu etmek değil mi?

O zaman bir yıldır neyin tartışması yapılıyor?

Paranla alacağın evin “emsal kavgası” mı önemli?

Devlet Baba’nın, depremzede aileye kalpten sarılması mı?

***

Kaldı ki…

O iskambil kağıdı gibi…

Depremde birbirinin üstüne yığılan daireler…

Yapılırken hiç mi denetlenmedi?

İnsanların evlerinin başlarına yıkılması kendi suçları mı?

***

Bayraklı depremi, acıyı taşırken…

Bir de “sosyal cengaver” yarattı…

Kısa adı “İZDEDA” olan…

İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği’nin başkanı Haydar Özkan’la konuştum…

Diyor ki:

“Proje alanı içinde olup resen (kendiliğinden) yıkılan binalarda metrekare kayıpları olduğu gibi, kat kaybı sebebiyle daire sahipleri kur’a usulüne göre dairelerini alacaklar… Üstelik şerefiye parası vererek aldığı katta cephe kaybı yaşayacak... Tüm daireler için iki yıl ödemesiz sıfır faizle borçlanmamız gerekiyor… Aslında Sosyal Devlet anlayışı her şeyin önünde gitse bu evler deprem sebebiyle yıkıldığı için hiç para ödememiz gerekiyor… Depreme, gel Bayraklı’yı vur mu dedik? Bu kadar can kaybettik… Dünya kadar yaralımız var… Hak kayıplarının önüne geçmek için kayıtsız şartsız rezerv alandan da bize birer konut verilmesi adaleti sağlar…”

***

Çok ilginç bir yargıda daha buluyor İZDEDA Başkanı…

Ve yine diyor ki:

“Proje alanı dışındaki ağır hasarlılara rezerv alandan hak sahipliği doğup yer satılırken aynı ilçede iki evi olanlar hak sahibi olamıyor… Hele hele evleri orta ve az hasarlı ise kaderiyle baş başa bırakılıyorlar…”

Peki, neden “emsal” tartışması yapılıyor?

Başkan Özkan, çok açık ve net seslendiriyor acılı depremzedelerin dileğini:

“Emsal artışı istememizdeki sebep maliyet düşürmek için… 500 bin TL. isteyen müteahhide emsali verip, 200 bin TL.’ye kadar maliyeti düşürüp, aradaki farkla da Devlet’ten isteyeceğimiz sıfır faizli iki yıl ödemesiz krediyi kapatabilmek…”

***

Bitiriyoruz…

Kalbi kırık vatandaş şunu soruyor:

“1999 Depremi sonrasında ekonomik kayıpları azaltmak amacıyla çıkarılan altı vergi arasındaki ÖİV (Özel İletişim Vergisi) bugüne kadar  alınmaya devam eden tek vergi… Bu yüzden en çok bilinen diğer adı Deprem Vergisi… Diyorlar ki, 2002 ile 2020 arasında yaklaşık 70 milyar lira tutarında deprem vergisi toplandı… Bu paranın birazıyla Bayraklı’daki yararlar sarılamaz mıydı?”

İnsan merak ediyor?

Amerika kıyılarını vuran kasırgalar kasabaları…

Yerle bir ediyor…

Evi yıkılanlar, araçlarını kaybedenler, çatıları uçanlar…

Zararlarını…

Ceplerinden mi ödüyorlar?

Nokta…

Sonsöz: “Adalet, önce Devlet’ten gelmelidir… Çünkü hukuk; Devlet’in toplumsal düzenidir…  / Aristo – Yunan filozof ve bilge…