Bir yerlerde 2014’te Mahalli İdareler, Cumhurbaşkanlık, Milletvekilliği seçimleri ve Anayasa Referandumunun yapılacağı…
Bu seçimlerde CHP ve MHP’nin sandığa gömüleceği kararı alınmış…
Kılıçdaroğlu ve Bahçeli de bu kararı emir telakki edinmişler…
Sağ olsunlar, partilerini sandığa değil, adeta tabuta gömmek için ellerinden geleni seslerinin son perdesinde icraya koymuşlar bile!
Bu gidişle, 2002’nin tabuta çakılan partileri gibi CHP ve MHP de 2014’te tabuta çakılacak.
Barajın altında kalmak Kılıçdaroğlu için yıkım olsa da, Bahçeli bu konuda tecrübeli! Ona fazla dokunmaz!
Öngörüm kehanet mi yoksa siyasi bir öngörü mü beni anlamaya çalışın:
Hükümetin, devletin güvenlik bürokrasisi ile yürüttüğü terörü bitirmeye dönük yoğun çalışma programı ciddi bir aşamaya geldi.
Hükümet,dünyanın gözleri önünde Cumhuriyet tarihinin en büyük siyasal ve güvenlik krizini ve PKK terörünü çözmek için her türlü riski göze almış önemli adımlar atıyor.
Halktan çok büyük bir destek var.
CHP ve MHP genel merkezleri yaptırdıkları anketlerde, parti tabanlarının çoğunun “sürece” destek erdiklerini net bir şekilde gördüler.
Madem durum böyle, o zaman Kılıçdaroğlu ilk iş olarak parti hafızasına başvurup süreci sahiplenmek için inisiyatif alabilirdi. “Hükümetin bir şey yapmadığını, CHP’nin 20 yıl önceki çözüm modelini sahiplendiğini, aslında bu çözüm modelinin CHP’nin olduğunu” ileri sürüp Batıdan Doğuya ilçe ilçe gezip, halka anlatabilirdi!
Bunu yapmadı!
Bunu yapmadığı gibi tam tersi bir çıkışa imza attı:
“Hiçbir şey bilmiyoruz; bilen var mı?” deyip topu taca attı.
Ve, CHP’nin yakaladığı bu büyük bir fırsat, planlı ve programlı bir şekilde heba edildi!
Bununla da yetinilmedi, tabanını anlaşılmaz tepkilerle “sürecin zararlı sonuçlar vereceğine” inandırmaya çalıştı!
Bu yazı kaleme alındığı dakikalarda da Kılıçdaroğlu, bir elinde keser diğer elinde çivi tabuta bir şeyler çakmakla meşguldü!
Bahçeli’nin durumu da, Kılıçdaroğlu’ndan farklı değil! O da elinde keser, çivi il il gezip tabuta çivi çakmakla meşgul!
Oysa tarihi bir fırsat MHP’nin ayağına kadar gelmişti:
“Geç de olsa haklı çıktık! APO’yu neden asmadığımız, geç de olsa anlaşıldı! Marksist, Nasyonal Sosyalist ve bölücü bir katili asmadık, hapse attık! Bundan dolayı da çok eleştirildik! Geç de olsa sonunda haklı çıktık! Büyük bir katil olarak hapsettiğimiz bu adam,15 yıl sonra Türk-İslam sentezcisi olarak ıslah oldu. Hem kendini hem de ateşlere sürüklediği Kürtleri, İslam kardeşliğinde çözüme ikna etti!Bu başarı bizimdir; kimse sahiplenmesin!” diyebilirdi!
Ne yazık ki, Bahçeli de Kılıçdaroğlu gibi fırsatı tepti, topu taca attı.
Bu gidiş iyi bir gidiş değil!
Ak Parti açısından değil; demokrasimiz açısından!
Kötü yönetilen partiler barajın altında kalınca, o partilerin tabanı siyasal bunalımlara girecek!
Bunları rehabilite etmek de Ak Parti’ye düşecek!
Zavallı parti tabanları da, liderlerinin stratejilerinden çok; ses tonlarına bakıyorlar ve “Başkan bu kez çok kararlı! İlk seçimde Tayyip’i sandığa gömecek, Yüce Divan’da yargılayacak! Baksana nasıl bağırıyor!” diyorlar.
Liderlerin ses tonu, hepsini olmasa da hatırı sayılır miktardaki tabanı etkilemekte ve yanlış düşüncelere yöneltebilmektedir.
Bu kez durum çok farklı!
Bir lider “Bu seçimde oyların bir kısmını Ak Parti’ye verin, onun %60 oya ihtiyacı var!” diyemez. Ama öyle davranır ki, oylar Ak Parti’ye gider!
Bunda şaşılacak ne var?!!!
Ak Parti İzmir’de sık sık siyasi gaflar yapıp CHP’ye seçmen transfer edince oluyor da, CHP ve MHP, Türkiye genelinde Ak Parti’ye seçmen hediye edince mi olmuyor!
Sözüm partilerini devletten daha ciddiye alanlara:
Bu sözlerimi bir kenara yazın ve zaman zaman da okuyun.
Okuyun ki, 2014 depresyonunuz bünyede kalıcı bir hasar yapmasın!
Son olarak şunu da söylemem gerekiyor:
Tabii ki, gelecekte de demokrasi olacak!
Ama asla şu an CHP ve MHP’yi yöneten kadrolarla değil!
Şu anda yaşanan siyasal çekişmeler ve olup bitenler, büyük bir yalandan ibaret!
Bu partilerin yaptığı, muhalefet falan da değil!
Kılıçdaroğlu’nun da Bahçeli’nin de yaptığı, tabanı küstürüp Ak Parti’ye yollamak!
Bunu anlamak için atomu parçalayacak bir zekaya gerek yok!
Her şey ortada!