GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Nüvit TOKDEMİR
YAZARLAR
19 Ocak 2011 Çarşamba

Buca'da nereden nereye?

Ne güzel günler yaşamıştık geçen yılın mayıs ayında...
Bir futbol şölenine tanıklık etmiş, İzmir'in yedi yıllık Süper Lig yoksunluğuna son veren Bucaspor'u yürekten alkışlamış, gurur duymuştuk...
Görkemli çıkışın sürmesi tüm İzmir'in dileği olmuştu...
Bir "Uygunsuz" davranış ile başlayan dağılma, o güzel çıkışın, görkemin kısa süreli olduğunu gösterdi Buca'ya da, İzmir'e de. Bucaspor yönetimi çok kısa sürede bu dağılmanın, takımın kötü gidişinin önüne geçemeyince, sarı-lacivertliler ligin dibine çakılıverdiler. Ellerinde tutunabileceklri salt Ziraat Türkiye Kupası kaldı...
Bakıyoruz, Buca'da hemen her konuda bir tartışma var, sorunlar yumağı giderek büyüyor ve önlem olarak da göze çarpan hiç bir gelişme yok...
Teknik direktör Samet Aybaba, kupada oynadıkları Gençlerbirliği maçıbı yitirdiklerinde, "yalnız bırakıldıklarını, parasız-pulsuz, moralsiz büyük bir mücadele verdiklerini ama kimsenin kendileriyle ilgilenmediğini" anlatarak veryansın ediyor.
Bir sonraki gün, Bucaspor Başkanı Şeref Üstündağ çıkıp, "Aybaba, Buca'ya değil, İzmirliler'e sitem etti" diyerek, olayı öteliyor...
Aradan bir kaç gün geçiyor, takımın snatrforu Manucho, 50 bin liralık alacağını gerekçe göstererek sözleşmesin tek taraflı feshederek Manisaspor'a kiralık olarak gidiyor. Bucaspor, onun yerine 120 bin lira peşinatı ödeyerek Cenk İşler le sözleme imzalıyor. Ve hemen ardından takımın hukuk işlerinden sorumlu yönetim kurulu üyesi Avukat Emin Özmen , "Manucho yönetmeliğe aykırı hareket etti. Sözleşmeyi feshettikten sonra bir ay içinde başka takımla sözleşme imzalayamaz. O nedenle kendisi hakkında 150 bin TL'lik tazminat davası açtık" açıklaması geliyor.
Aynı gün gazetelere, Aybaba'nın 3 aylık maaşını alamadığı için avukatı aracılığı ile Buca Kulübü'ne bir uyarı yazısı gönderdiği haberi düşüyor. Av. Özmen, bu kez "Öyle bir yazı gelmedi. Gelse de yönetmeliğe göre makul bir süresi var" diyor...
Angolalı kaleci Carlos "gitti-gidiyor" derken, takımda duruyor. Tek başına çalışmalara katılıyor. Belli ki, teknik direktör Aybaba ile aralarında bir soğuk savaş var...
Yerine Estonya'lı kaleci P.Londak Antalya kampına getiriliyor, sonra da "beğenmedik" gerekçesiyle gönderiliyor ama nedense İzmir'e geri çağrılıyor!..
Sorunlar yumağı bu kadar değil...
Giderek büyüyor. Bucaspor Profesyonel Şube Başkanı Adnan Dolma, "Ailevi sorunları" gerekçe göstererek istifa ediyor. Oysa biliniyor ki, Dolma sezon başından bu yana yönetim içindeki sorunları dile getiren tek isim. Tribünlerden tepki gören de o, yönetim içinden gören de o!..
Bu arada, yöneticilerden Sedat Çiftçi ile Çeliker Gökçin'in de istifa hazırlığında oldukları gündeme geliyor...
Yenilenme çalışmaları süren Buca Arena'da da parasızlık nedeniyle işlerin ağır yürüdüğü söyleniyor...
İzmirli ve de Bucalı futbol kamuoyu, sarı-lacivertli takımın olumlu takviyelerle ligin ikinci yarısına iyi bir çıkış yakalamasını beklerken görüyor musunuz nelerle boğuşıuyor Buca takımı?
Kendi içinde sorunlarını çözemeyen bir takıma İzmirli nasıl bakar? Zaten tek yürek olmayı bir türlü becerememiş bir İzmir, Buca'ya özellikle de ekonomik açıdan nasıl destek olur söyler misiniz?
Hele ki, sezon başında Süper Lig'e çıkmış bir takma trilyonlarca para geldiğini bilen İzmirli futbol kamuoyu böyle bir desteğe yanaşır mı hiç?
Aslında bu noktada, "Bucaspor'da Neler Oluyor?" diye sormak da yanlış...
"Bucaspor nasıl kurtulur?" diye sormak daha anlamlıdır...