GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Harun ÖZDEMİR
YAZARLAR
3 Temmuz 2016 Pazar

Bir Ramazan böyle geçti!

Ramazan ayını yüzlerce tv ve radyo kanalında incir çekirdeğini doldurmayan konuları ağlamaklı bir sesle huşu numarası yapan konuşmacıları dinleyerek geçirdik.

Aç ve açıktaki dar gelirli insanların ödediği “dolaylı vergiler”, yoksula zulmün en acımasızını yaşatırken ulema-i kiramın tv ekranlarında “akıl mı iman mı” tartışması yapması dayanılmaz bir hal aldı!

Bu adamlar beni öldürecek!

Bu ne gündem dışı, ne çağ dışı, ne halden anlamaz müfredattır arkadaş! Nedir bu hal!

Devletten maaşın kralını kovalayan zevat, her şeyi biliyor, her şeye akıl erdiriyor, cinin ve şeytanın hallerinden haberdar… Lakin iş garip - gurebanın ezildiği vergiler konusuna gelince ortalığı derin bir sessizlik kaplıyor!

Bu vergileri kim ödeyecek ki, ulema-i kiram maaş, harcırah, ödenek alsın… iş adamı Da kredi ve teşvik… ordumuz yeni teknolojiler ile havada, karada ve denizde muzaffer olsun!... Terörün her türlüsünün inine girilebilsin!

Kim, ne zaman insaf diyecek?

Cinlerin ve şeytanın hallerini tartışmaktan yorulmayan ulema-i kiram “vergi” ile “zekât/sadaka” arasında fark var mı, yok mu, bunu ne zaman açıklayacak?! Garip gurebanın vergi yükü ne zaman hafifleyecek?!

Bu konu ne zaman vuzuha kavuşturulacak?!

“Devletin haddinden fazla vergi alması, garip gurebayı vergi mükellefi yapması ne kadar “zulüm” ise devlete vergi vermemenin de “Devleti, Cumhurbaşkanını, Başbakanı, Hükümeti tanımamak olduğunu kim açıklayacak?!

Nice Ramazan gelip geçti, bu Ramazan da geçecek! Ancak nüfusun  %99’unun bilmek zorunda olduğu bu konu hakkında, henüz dişe dokunur bir malumat sahibi olamadık!

Şimdiye kadar kaç Ramazan geçti, daha kaç Ramazan geçecek, Allah bilir. Bu konuda halkın bilgilendirilmesi bir süre daha mümkün olamayacak!

Bende oluşan kanı şu:

Sayısı az olsa da bu konuları bilenler var. Ama kimse konuşmuyor, kimse halkı da devleti de bilgilendirmek istemiyor!

Hükümetler vergi konusunda yasa üstüne yasa çıkarıyor! Yetmiyor, dolaylı vergiler getiriliyor! Olmuyor, af, bir af daha çıkarılıyor, arkası kesilmiyor… Mütemadiyen af çıkarılıyor!

Bu da yetmiyor; kayıt dışı yöntemlerle uyuşturucu, silah ticareti, rüşvet, yolsuzluk, zimmet ve büyük hırsızlıklarla yurt dışına kaçırılmış paraların aklanması için bir biri ardınca “varlık barışı” ve “nereden buldun” yasaları çıkarılıyor!  

Her konuda… Ceza kanunlarında ve mali suçların hepsi için aflar çıkarılıyor. Af çıkmayan bir konu var, o da “Dolaylı vergiler!” Çünkü dolaylı vergiler yoksul-zengin ayrımı yapılmaksızın harcama anında, ekmek, su, elektrik, soğan… alırken otomatikman alınıyor. Borca bırakılamıyor, vergisi ötelenemiyor! Kimseden de ses çıkmıyor!

Ramazan boyu kimseden bir cümle dahi olsa bir açıklama duyulmuyor.

***

Aslında biz hoca kısmının bu işlerde mesaisi olmadığı için anlamıyoruz! Allah bu işin neresinde, rızası hangi yöndedir, onu da bilmiyoruz!

Bilmiş olsak üç-beş kelam eder Müminlerin dünyalarının ve ahiretlerinin kurtuluşuna vesile oluruz!

Yeter ki bilelim! Ama bilmiyoruz!

***

Oysa konuşmamızı isteyenler var:

Bu nasıl bir zulümdür ki bütün yük, dar gelirlinin omuzlarında!

Nasıl oluyorsa artık zekât/sadaka bütçesinden yardım görmesi gerekenler “vergi mükellefi” oluyor?!

Garip gurebanın gelirinden harcadığı her kuruştan “dolaylı vergi” alınıyor! Bir Allah’ın kulu çıkıp da “Allah’tan korkun!” demiyor!

Gün boyu cin ve şeytan kovalayan biz hoca takımı, ne yazık ki, ekonomi ve maliye bilmiyoruz!  Dolayısı ile kim zalim, kim mazlum ona da karar veremiyoruz!

***

Gariplikler ülkesinde, tuhaf zamanlar yaşıyoruz.

Biz hocalar maliye ve ekonomi bilmiyoruz; maliyeciler ve ekonomistler de Kur’an’ı anlamıyor ve İslâm’ı ciddiye almıyor!

Dolayısı ile kimse kimseye yardımcı olamıyor!

Bu nasıl iştir arkadaş, üç kuruş parası olanı bir taraftan devlet, diğer taraftan paralel dini cemaatler yolmaya çalışıyor! Ne vergilerin miktarını biliyoruz ne de Kur’an’ın Müminlerden ne istediğini!

Bildiğimiz kesin olan bir konu var ki, herkesin gözü geçim sıkıntısı çekenin üç beş kuruşunda! 

Paralel dini cemaatleri ve tarikatları anlamak kolay! Ne bulsalar alıyorlar! Hem de karşılığında hizmet vermeden!

Devlet; şu kadar aç, açıkta, eğitimsiz, hasta, engelli, emekli, yaşlı, dul, yetim… ihtiyaç sahibi KİM “varsa yardım ediyor ama bu hizmetlerin “zekat/sadaka” ile bir ilgisi var mı yok mu, tek kelime etmiyor!

Soruyorum;

-Bu devlet İslâm’dan mı ümidini kesti Müslümandan mı?

-Müslümanların kahir ekseriyetinin oyları ile yıllardır Türkiye’yi yöneten Hükümetler, son 13 yılda ihale yasasını 180 kez değiştirebildi ama nedense aç ve açıktaki dar gelirliyi vergi zulmünden kurtaracak bir yasa çıkaramadı?! 

-Biz hocaların bu konulara aklı ermiyor; bakmayın cinden şeytandan konuştuğumuza! Biz aldığımız maaşa ve cemaatin vereceği zekat/sadakaya bakarız! Bilgimiz olmadığı için de dolaylı vergilerin kimleri ezdiğini, vergi afları, varlık barışı ve nereden buldun yasalarının kimleri koruduğunu bilmeyiz! Bilmediğimiz için de konuşmayız!

-Meleklerin hallerini, resim olan eve gelip gelmeyeceklerini, kabir azabını, şekersiz sakızın orucu bozup bozmadığını… sorun anlatalım; ama maliyeydi, ekonomiydi bu ilimleri bilmeyiz! Dolayısıyla da bu konularda dünyevî kelam etmeyiz!

-Bu devletin resmi ve sivil maliyecilerinden ne kadar fayda gördüğünü sorgulamak biz hocaların haddi olmamalı! Ama bu kadar af, af üstüne af, varlık barışı… yasaları gösteriyor ki, onlar da devlet ve millet düşmanı! Onların da aç ve açıktaki garip ve gurebaya acıyası yok!

NOT:

1-Kayseri’de ziyaret ettiğimiz Sevgili dostum Orhan Çakmak’a hasta haliyle uzun konuşmalarımıza tahammül ettiği için ve sevgili eşi Nilgün Çakmak’a gösterdiği içten misafirperverliğe ailece teşekkür ediyor, Allah’tan acil şifalar diliyoruz.

2-Şimdiden hepinizin Bayramı kutlu, günleriniz sağlıklı olsun.