GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Harun ÖZDEMİR
YAZARLAR
27 Haziran 2016 Pazartesi

Vergi zekât yerine geçer mi?

Nüfusunun %99’u, İslâm kültürünün üyesi olan bir devlette yaşıyoruz. Bu devlet ayrıca, dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan bir Müslümanın kederini keder, sevincini sevinç sayıyor.

Buna uygun bir dış politika izlemeye çalışıyor.

Bunu nasıl yapıyor, derseniz verebileceğim tutarlı bir yanıt yok!

Ancak; Gülen Cemaati hariç, her yerde Müslümanlardan yana taraf olduğunu söyleyebilirim!

***

Dünyanın her yerinde tavır alabilen yetkililerin nedense Türkiye’deki Müslümanlara sözü geçmiyor!

Vergiler hala,“gerçek mükellef”lerden alınamıyor!

Memleket bütçesi hala “dolaylı vergiler” ile denkleştirilmeye çalışılıyor.

Ekmek, su, telefon, tuz, şeker, süt, ayran, yumurta… üzerinden alınan dolaylı vergileri, zengin – yoksul eşit ödüyor!

Açlar ve yoksullar dolaylı vergileri öderken hiçbir avantaj elde edemiyor. Ama zenginler bu tür harcamalarını vergiden düşerek bedavaya getirebiliyor.

Gelir ve kurumlar vergisini ise, insafa göre ödüyor!

Demem o ki, bu zulüm sistemi; açlar ve yoksular aleyhine işlemeye devam ediyor.

Son 15 yılda ihale kanunu 200 kez değişebiliyor ama son derece adaletsiz olan dolaylı vergileri düzeltecek bir yasa çıkmıyor!

Ne yazık ki, kılınan namazlar, tutulan oruçlar bu zulme çare olamıyor.

***

Devlete yol göstersin diye kurulan Diyanet, yayınladığı fetvada;

Vergi bir vatandaşlık görevidir; zekât ise dinî bir yükümlülüktür. Ayrıca zekât ile vergi, yaptırım kaynağı, temel gaye, oran, miktar ve harcanacağı yerler bakımından birbirinden farklıdır. Bu itibarla, devlete ödenen vergiler zekât yerine geçmez. Zekâtın ayrıca verilmesi gerekir”  diyor. (http://www2.diyanet.gov.tr/dinisleriyuksekkurulu/Documents/Zekat.pdf )

Her yönüyle yanlış, tutarsız ve delilsiz bir fetva veriyor!

Cemaatlerin ve tarikatların zekât ve vergi konusundaki görüşleri de Diyanet’ten çok da farklı değil:   

T.C. kâfirdir; çünkü İslâm kanunları ile yönetilmiyor. Binaenaleyh bu devlete vergi vermek de caiz değildir. ‘Vergi verenin zekât vermesine gerek yoktur’ diyen, neûzubillâh dinden çıkar. Zekât; ancak efendi hazretlerine verilirse yerini bulur. Allah’ın rızası da bu yöndedir. Vermeyenin dinden çıkması an meselesidir ki, Allah korusun!”

***

Bu konuda Yüce Allah; Kur’an-ı Kerim’de sadaka/zekat toplama ve harcama yetkisi verdiği BAŞKANA demektedir ki;

Onların mallarından sadakayı AL ki, temizlensinler ve arınsınlar. Onlara namaz da kıldır. Senin kıldıracağın namaz onları sakinleştirir…” (Tevbe-103)

Diğer bir ayette de toplanan sadakaların kimlere harcanacağı anlatılmaktadır:

“Sadakalar; ancak Allah’tan bir farz olarak;

-Yoksullara (fakirler),

-Evsizlere (miskinler),

-Kamu görevlilerine (amiller),

-Uyum sorunu yaşayanlara (müellefe-i kulub),

-Zorunlu çalışmaya mahkûm olanlara (rikabdakiler-köleler),

-Borçlulara (ğarimdekiler),

-Allah’ın yolundakilere (fi sebilillahdakiler) ve

-Turistlere (ibn-i sebildekiler) harcanır...” (Tevbe-60)

Gelelim Diyanet ve bütün İslâmî paralel yapıların verginin sadaka/zekât yerine geçmez fetvasının yanlışlığına! Çünkü Diyanet fetvasında harcama yerleri farklı olduğu için zekat/sadaka, vergi yerine geçmez diyor.

Acaba Devlet topladığı vergileri nerelere harcıyor ki vergi, sadaka/zekat yerine geçmiyor?

-Türkiye yıllardır dünyada; yoksullara en çok yardım yapan ilk üç devletten biridir.

-Yurt içinde ve dışında muhtaçlara gıda, sağlık ve eğitim desteği veriyor, su sağlıyor, konutlar ve yollar yapıyor.

-Yüz binlerce engelliye, yaşlıya evde veya kurumda düzenli sağlık, bakım ve refakatçi hizmeti veriyor.

-12 milyonu aşan emekliye ve yüz bini aşkın dul ve yetime, şehit ve gaziye ve yakınlarına mali destek sağlıyor.   

- 17 milyon öğrenciye 12 yıl boyunca parasız eğitim veriyor. Ayrıca, 200’ü aşkın üniversite öğrencisine ve yurt dışında on binlerce mastır ve doktora öğrencisine burs veriyor.

-150.000’i aşkın Diyanet ve Kur’an Kursu personeli, yüz bini aşkın Din Dersi öğretmeni, İlahiyat Fakültesi personeli ve sivil mollaya… özetle 3 milyonu aşkın kamu personeline aksatmadan maaş veriyor.

-Dünyanın en güçlü ordusunu ve polis teşkilatını tam teçhizatı ve her türlü ihtiyacı ile istihdam ediyor.

-Dünya standartlarını zorlayan hava, kara, deniz, demiryolu ve iletişim hizmetlerinin en yenisini yapıyor ve işletiyor. 

-Sanat ve edebiyata ciddi destekler sağlıyor.

-Deprem, sel, yangın gibi her türlü doğal afet ile mücadele ediyor ve mağdurları koruyor...

Kafir T.C., bu hizmetleri yurttaşları arasında ayrım yapmaksızın verirken Diyanet, İlahiyatlar, Kur’an Kursları,  cemaatler, tarikatlar, dini vakıflar ve dernekler acaba ne yapıyor?

-Devlet topladığı vergileri YANLIŞ kişilere mi harcıyor?

-Müslüman paralel yapılar, T.C.’nin yapmadığı hangi hizmeti yapabiliyor?

-Toplanan ayni ve nakdi yardımların “makbuz”ları ve harcama muhasebesi,  daha mı sağlam?

-Bunu bilen ya da araştıran var mı?

***

Soruyorum, Diyanet ne kadar haklı?

Vergi; neden zekat/sadaka yerine geçmiyor?!

Açtan ve yoksuldan toplanan “dolaylı vergileri” dini yapılar, muhtaçlara iade mi ediyor?

Havada, karada, denizde muzafferiyetine dua edilen TSK’nın ideallerine ne kadar yararlı olabiliyorlar?

-Müslüman paralel yapıların toplamı, kaç acı ve yoksulu besliyor, kaç hastayı tedavi ettiriyor, kaç yaşlıya emekli maaşı ödüyor?! Bunu açıklayacak bir bilgi var mı?

-“Sadakalarınızı Allah’ın rızasına uygun şekilde okullarımıza verin; zira ilim farzdır!” diye yardım toplayanların okullarında “sadece parası olanlar” okuyabiliyor. Öğretmenlerin çoğu ise bu okullarda “asgari ücretle” çalıştırılıyor. Ayrıca, esnaf esnaf gezilip para ile okuyan öğrencilerin adı kullanılarak bedava okuyorlarmış gibi toplayabildikleri kadar da burs topluyorlar.

-Devlet ekonominin bütün sektörlerine altyapı, hibe, teşvik, kredi ve yol gösterici teknik hizmetler verirken Diyanet ve İlahiyat Fakülteleri de dahil hangi cemaat ve tarikat, Türkiye ekonomisine pozitif bir katkı yapabiliyor. Oğullarına ve damatlarına pay edilen şirketler ve holdingler hariç!

-Her bir tarikatın ve cemaatin taraftarlarına anlattıkları bir hedef var, o da “devleti ele geçirme” iddiası! Bu yapıların şu anda Ak Partili olduklarına bakmayın; günü geldiğinde her partiye oy verebilirler...

Doğrusunu söylemek gerekirse bu oluşumların her biri birer “paralel yapıdır” ve “iktidar düşmanı”dır. Kimse Gülen cemaatini suçlayarak paralel yapı konusunu kapatamaz!

Diyanet ve İlahiyat Fakülteleri, neden Devletin yaptığı hizmetleri ve verdiği sosyal yardımları görmek istemiyor?!

Koca koca kurumlar ve fakülteler İslâm diye neyi okutuyorlar, Allah aşkına?!

Ramazan ayındayız ve TV ekranları muhteremlerin istilası altında! Ağlamaklı sesleriyle huşu numarası yaparak kimlere, hangi mesajları vermeye çalışıyorlar?!

Bu devlete kim vergi veriyor?!

Vergiler kimlere harcanıyor?!

Bunu merak eden var mı?!