GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
2 Kasım 2016 Çarşamba

95 gün!

Çok sevdiğim bir atasözüdür.  
Allah fakir kulunu sevindirmek isterse, önce eşeğini kaybettirir, sonra da buldururmuş.
Ege’de Sonsöz’de son üç ayda yaşadıklarımızı tam karşılamasa da en yakın, en uygun ifade bu olsa gerek... Tabi ki her zaman kaybettiğinizle bulduğumuz aynı eşek olmayabiliyor.
Hele hele bizim gibi üç ay sonra bulmuşsanız.
Üzüldük mü? Hem de çok!
Zerresini bile hak etmediğimiz ağır bir sürece maruz kaldık, bırakıldık. Bu memlekette FETÖ’cülük çamurunun hiçbir koşulda yapışmayacağı ender medya kuruluşlarından biridir Ege’de Sonsöz...  
Türk medyasının anlı şanlı kalemlerinin/patronlarının/temsilcilerinin Pensilvanya’da kuyruğa girdiği, bugün en kalın puntolarla ‘terörist’ yazanların ‘Hocaefendi’ diyerek dokuz sütuna sığdıramadıkları dönemde, “İkimiz bir fidanın zehir saçan dalıyız: APO-FETO!” başlığını atmış, atabilmiş bir yayın kuruluşuydu en azından.
İhanetçibaşı Gülen’in bizzat kendisiyle davalık olmuş, imamlarıyla, adamlarıyla her daim karşı karşıya gelmiş, yeri geldiğinde bu duruşunun bedelini ödemiş bir yayın organıdır.
Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk, İzmir Büyükşehir gibi FETÖ kumpaslarının karşısında aslanlar gibi durmuş, gerektiğinde yargılanmaktan, cezalandırılmaktan imtina etmemiş bir yayın kuruluşudur.
Süreci yakından izleyenler biliyor zaten…
Bunların hepsi belgeli satırlar.
Bırakın bankasında bizim oraların deyimiyle ‘delikli kuruşluk’ hesabının olmasını FETÖ’nün kapatılan haber ajansına bile 7 yıl boyunca aboneliği bulunmayan, İzmir’de ‘Anti FETÖ’cü bir liste yapılsa en tepesine rahatlıkla yazılabilecek bir gazetenin FETÖ’den kapatılması sadece komik değil tirajı komik bir vaka olarak kayıtlara geçmiştir.
Süreci sulandırmaktan öte bir sonuç doğurması mümkün olmayan bir ters operasyon yahut!
At izi ve it izinin karışmasının en bariz örneği olduğumuzu Cumhurbaşkanı’ndan 40 gün önce dile getirdik. Ödenmiş sermayesinin neredeyse tamamına FETÖ’den işlem yapılan, yargılanan televizyon ve gazetelerin olduğu bir kentte KHK’da sadece Ege’de Sonsöz gibi ‘anti FETÖ’cü’ gazetenin yer alması bir o kadar daha tirajı komikti, manidardı.
Anti FETÖ’cü Ege’de Sonsöz’ün adının FETÖ’cü Zaman, Sızıntı, Taraf, Aksiyon gibi gazetelerle aynı listede yer aldığını söylediklerinde kötü bir eşek şakası yapıldığını düşünmüştüm.
Saatlerce inanmamış, inanamamıştım.
Daha sonrasında ise olsa olsa isim benzerliği/karışıklığı olabileceğine inandım. Ki hala böyle bir ihtimali göz ardı etmiyoruz. Tabi ki masum bir karışıklıktan da bahsetmiyoruz artık. Bile isteye, kasıtlı bir karıştırma ihtimali üzerinde yoğunlaşmış durumdayız. Devletin 15 Temmuz’da yüzleştiği ihanet şebekesinin uzantıları tarafından yapılan bilinçli, kasıtlı bir ters operasyondan şüpheleniyoruz.
Muhtemel ki birilerini kurtarmak gayretine kurban edildik. Yahut mesleğimizde kalem sallayan kimi hasetlerce hedef gösterildik. Veya devletin bünyesinde hala dolaşan FETÖ’cülerin operasyonları sulandırmak için seçtiği bir hedeftik.
Tabi ki araştıracağız… Soruşturacağız… Tüm bu senaryoları ve daha fazlasını bir ayı aşkın süre önce İzmir’deki FETÖ soruşturmasını yürüten savcılardan Berkant Karakaya ile paylaştık. Suç duyurumuzu yaptık!
Şimdi hukuktan, yargıdan uğradığımız bu zulmün müsebbiplerini bulmasını bekliyoruz. Dahası umuyoruz. Diyorlar ki; bu sürecin arkasında AK Parti hükümeti var. Ege’de Sonsöz’e ayar vermeye dönük bir operasyona maruz kaldınız. Son dönem özellikle Cumhuriyet’e yönelik operasyonla birlikte düşünüldüğünde böyle ihtimali göz ardı etmeyebilirsiniz.  

Ancak Ege’de Sonsöz’e yönelik toplamda 95 gün süren mağduriyetimiz boyunca en büyük desteği İzmir Milletvekili, Başbakan Binali Yıldırım’dan gördüğümüzü rahatlıkla söyleyebilirim. Dahası 2011’den bu yana İzmir’de siyaset yapan Yıldırım’ın şahsımızı, kurumumuzu tanıyor, biliyor olması en büyük şansımız oldu.  Derdimizi zamanında ve doğru bir merciye anlatabilme şansı…
KHK’nın yayınlanmasından sonra anında iletişim kurduğumuz Yıldırım, “Bir yanlışlık yapılmış, merak etmeyin biz bu yanlışı düzeltiriz” diyerek yüreğimize su serpti.
Ve ekledi: “Memleketim Erzincan’da bizzat bildiğim, tüm üyelerini tanıdığım, siyaseten de bana yakın olan “Erzincan Sanayici İşadamları Derneği’ni de aynı kararnamede (668) kapatmışız. Böyle dönemlerde böyle karışıklıklar ne yazık ki olabiliyor. Anlaşılan ters bir operasyona maruz kalmışız. Merak etmeyin biz yanlışımızı düzeltiriz”
Bu sözler o an yanımızda bulunan 4 İzmir milletvekilinin (Hamza Dağ, Atilla Kaya, Kerem Ali Sürekli, Necip Kalkan) huzurunda söylendi. Hatta vekiller sürecin takibi konusunda Yıldırım tarafından görevlendirildi. Haklarını teslim etmek gerekirse; hemen her platformda Ege’de Sonsöz’ün maruz kaldığı mağduriyeti anlattılar, savundular…
Başta Atilla Kaya ve Hamza Dağ olmak üzere özel bir teşekkürü hak ettiler.
Ayrıca haklı olduğumuzu da biliyorlardı.
Hatta Vekil Hamza Dağ’ın “Biz daha düne kadar sizin için Ergenekon’un yayın organı diyorduk” şeklindeki esprisinin altında ciddi bir gerçeklik payı da vardı.  
İlginç bir şekilde Ege’de Sonsöz resmen kapalı ama fiilen açık bir medya kuruluşu olarak 95 gün boyunca yayın yaptı.  Burada hakkını teslim etmem gereken birkaç AK Partili daha var. Başbakan Yıldırım’ın Başdanışmanı Ömer Sertbaş mesela... Ve uzun süredir tanıdığım, bildiğim İzmir’in siyaset ve iş dünyasının bilinen siması Aziz Demir…  
Ve tabi ki İl Başkanı Bülent Delican…
Kapatma kararından hemen sonra adeta valiliğe kamp kuran Delican, hatalı kararın altında imzası olanlarla çata çat mücadele etti.  Bazı ‘sinek ikili’ fırsatçıların “FETÖ’cülükten kapatılmış bir gazeteye yardım ediyor” saldırısına aldırmadan, makamını riske atarak…  
Sadece AK Partililere teşekkür edecek değiliz tabi ki!
Talihsiz kararı duyar duymaz koşar adım gazeteye kadar gelen, ‘ne gerekiyorsa…’ sözünü canı yürekten söyleyen meslektaşımız CHP Milletvekili Atilla Sertel’e…
“Gerekirse mecliste konuşurum, en zaman isterseniz”
diyen CHP’li Ali Yiğit’e
“Biz ne yapabiliriz diye düşünen/soran” Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş’a, Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila’ya, Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya’ya…
Talihsiz KHK’dan günler öncesinde Malatya’ya tayini çıkan eski valiye mektup yazarak, “Ege’de Sonsöz’ü Ankara’ya anlat” diyen Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’e…
Tabi ki İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na…
Ve tabi ki listesi bizde olan nice başkan, vekil, bürokrat, oda başkanı, yöneticisine..

Kurumsal olarak bir teşekkür metni yayınladığımız için daha fazlasını saymam uygun düşmeyebilir.
Ama canı yürekten yanımızda olan herkesi “dost” defterine not ettik. Bu bilinsin. Tabi ki böylesine ağır sürecin belki de tek hayırlı tarafı ‘dostu-düşmanı’ bir kez daha görme fırsatı vermesidir.
Bu açıdan listelerimizi güncelledik.  Maddi ve manevi açıdan çok yorulduk. Ha bugün ha yarın derken beklediğimiz düzeltme kararnamesi tam 95 gün sonra yayınlandı.
Ege’de Sonsöz projesini başından itibaren birlikte omuzladığımız Fahrettin Dokak kardeşim ve son süreçte geminin kaptan köşkünde güzel işlere imza atan Fatih Yapar kardeşimle yorucu ama her seferinde bir kucak umutla döndüğümüz Ankara seyahatlerini saymazsak her açıdan ağır bir bekleme sürecini yaşadık.
Nasıl bir iftirayla karşı karşıya kaldığımızı anlatmaktan öyle yorulduk ki en yakın arkadaşlarımızın düğününe/cenazesine bile gidemedik. Daha fazla kişiye meram anlatmaya takatimiz kalmamıştı çünkü.
O nedenle yaşadıklarımızı en azılı düşmanımızın bile yaşamasını arzu etmem doğrusu!  
Ben yine son altı aydır olduğu gibi İntegral Araştırma’da mesai yapmaya devam edeceğim.
Tabi ki Ege’de Sonsöz okurlarıyla daha fazla buluşarak…
Artık söz! Daha sık yazacağım.
Meydanı boş bırakmak yok!
Hele hele çakallara…