GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
26 Ekim 2021 Salı

'Dip dalgası' hangi limana yanaşacak?

O “sihirli” iki kelimeyi…

Yani…

“Dip Dalgası”nı…

Bu ikinci söyleyişi…

İlk kez…

İki buçuk yıl önce dillendirdi…

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak ilk günleriydi…

Dedi ki:

“Ülkede farklı bir dip dalgası geliyor! O dalga yerelde büyüyerek bütün Türkiye’ye yayılacak…”

Sonra ara verdi…

Geride bıraktığımız hafta…

Aliağa’daki “Emek ve Barış Şenliği”nde…

“Tam zamanıdır!” diyerek…

Bir kez daha gündeme taşıdı:

“Toplumun tabanından gelen bir dip dalga var... O dip dalgayı bir limana yanaştıracak olansa, bir başkası değil, biziz…”

***

Nedir bu “Dip Dalgası”?

Aslında bir doğa olayı…

Tam karşılığı şöyle:

Anadeniz diplerinde yeğin (şiddetli) depremlerle oluşan, dipten deniz yüzüne doğru yayılan dalga…

“Tsunami” ile karıştırmayalım; o daha şiddetli!

“Dip Dalgası”nın…

Aslında Siyaset’te önemli bir karşılığı var…

Mesela, yakın tarihten bir örnek:

Muharrem İnce, 24 Haziran öncesi şöyle demişti:

“YSK’nın önüne sandalye koyup, bekleyeceğim… Gidemediğim illere de Cumhurbaşkanı olarak gideceğim… Dip dalgası diyorlar ya, öyle bi’şi değil… Bu tsunami!”

Aslında…

Yıllar, yıllar önce…

“Dip Dalgası”nı, Türkiye için tanımlayan ilk kişi…

16 yıl önce kaybettiğimiz İzmirli şair Atilla İlhan’dır…

Diyor ki, fi tarihinde büyük usta:

“Bir dip dalgası gelişiyor… Çünkü, Türkiye’yi yönetenler Batı’nın kontrolü altında ve bu kontrolün dışına çıkamıyorlar…”

***

Peki, siyasette “Dip Dalgası” ne demek?

Şu demek:

Bütün hesapların, planların, öngörülerin hak ile yeksan (bütünüyle ortadan kalkmak) olduğu sonuçların ortaya çıkması durumu!

“Dip Dalgası”nı, ilk 1950 seçimlerinde yaşadık…

Masanın üzerinde Altı Ok'lu CHP bayrağı…

Parti bayrağının üzerinde seçim sandığı…

Vatandaşa inanılmaz baskı…

Olur mu, böyle şey?

1954 seçimleri…

Devlet Partisi CHP yıkılıyor…

Demokrat Parti geliyor…

Şımarınca da…

Aynı Demokrat Parti…

Seçmenin “Dip Dalgası” tokadını 1957’de yiyor…

Bu kez oyunun % 20’sini kaybederek iktidar oluyor…

“Topal Ördek” misali…

Devalüasyonlar filan derken…

Dördüncü “Dip Dalgası” ile 1965’te Adalet Partisi geldi…

İsmet Paşalı CHP ağır yara aldı!

Beşinci “Dip Dalgası” 1977’de Ecevit’i Türkiye’ye kazandırdı…

Altıncı “Dip Dalgası” Turgut Özal’ı sahneye çıkardı…

1983’te ihtilal idaresinin partileri duvara çarptı…

Yedinci “Dip Dalgası”, Türkiye’yi AK Parti ile tanıştırdı…

O parti…

19 yılda bir düzineden fazla seçim kazandı…

Ancaaaak…

Yaklaşık 48 milyon 500 bin kişinin oy kullandığı…

31 Mart Yerel Seçimleri “tablo”yu kısmen değiştirdi…

Büyükşehirlerin yarısı muhalefete geçti!

Genel fotoğraf geçmiş “siyasi kırılmaları” hatırlatıyordu!

***

Peki; geçen hafta…

İkinci kez “Dip Dalgası”nı hatırlatan Başkan Soyer…

Sözlerinin arasına…

Hangi şifreleri yerleştirdi?

Birer birer çözelim o şifreleri!

Önce Türkiye’nin bugünkü fotoğrafını çekti, Tunç Başkan:

“Bir tarafta asgari ücretle çalışan milyonlar; öte tarafta ülkenin milli gelirinden faydalanan ayrıcalıklı yapılar… Farklı düşüncelere tahammül edemeyen, karşısındakinin haklarına saygı göstermeyen, her karşı görüşü terör diye tarif eden siyasal iklim; toplumu artık nefessiz bırakıyor…”

Sonra, “Toplumsal Buhran”dan söz etti…

“Ülke tarihinde görülmemiş ekonomik, siyasi ve toplumsal bir buhran yaşıyoruz… Karamsar değiliz ama seyirci de değiliz…”

Ardından, “Dünden daha kararlıyız!” diyerek devam etti:

“Çünkü toplumun tabanından gelen bir dip dalga var… O dip dalgayı bir limana yanaştıracak olan ise bir başkası değil, biziz… Umut bizleriz... Ülkemizde yaşadığımız tüm sorunlara çözüm üretecek yol haritamızı, tüm vatandaşlarımızın haklı taleplerinden beslenerek, dostlarımızla inşa ediyoruz... Hep birlikte, iyilikte yarışıyoruz…”

***

Bitiriyoruz…

Biraz fazla “felsefe yapar” gibi olduk ama…

Başkan Tunç Soyer’e göre…

Geliyor, gelmekte olan “Dip Dalgası”

Yerelde büyüyecek, Türkiye’ye yayılacak…

Peki…

Nasıl olacak bu iş?

Efes’te yaşamış Yunan Filozof Heraklitos’un dediği gibi olacak…

Yani…

“Değişmeyen şey, değişimdir…” diyerek…

İyi de…

Dip Dalgası’nın yanaşacağı liman hangisi?

Tunç Soyer, bir tek o limanın adını vermedi…

Ancak…

Tahmin etmek zor değil…

Nokta…

Sonsöz: “Hayat bir nefestir, aldığın kadar… Hayat bir kafestir, kaldığın kadar… Hayat bir hevestir, daldığın kadar… / Hz. Mevlana…”