GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
İnşaat/Emlak
27 Eylül 2021 Pazartesi 09:56

TMMOB'dan 'emsal artışı' açıklamasına tepki: Yıkılan binalar olduğu şekilde yapılmalı!

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e 'Emsali verin' talimatını değerlendiren Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (TMMOB) İl Koordinasyon Kurulu Dönem Sekreteri Aykut Akdemir, " Ben bu devlete sahip çıkıyorsam buna razıyım. O vergiler gelip burada kullanılmalı ve burada yıkılan binalar olduğu şekilde yapılmalı. Bu kadar basit! Biz bunu söylemek için herhangi bir siyasi parti üyesi olmak zorunda değiliz. Anayasayı okumuş herhangi bir vatandaş ve depremzedeler de bunu talep etmeli" dedi.

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDSONSÖZ - 30 Ekim 2020 tarihinde İzmir'in Seferihisar ilçesi açıklarında yer alan Samos fay hattında yaşanan 6,9 şiddetindeki deprem sonrası İzmir genelinde 118 vatandaş hayatını kaybederken, yüzlerce ev ise ağır, orta ve hafif olmak üzere çeşitli hasar gruplarına ayrılmıştı.

Deprem sonrası İzmirli depremzedeler İzmir Depremzedeleri Derneği'ni (İZEDA) kurarken, depremzedelerin gerek hükümetten gerekse yerel yönetimlerden ilk beklentisi emsal artışı olmuştu.

İzmir'de sıkça yaşanan emsal artışı konusunda AK Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi sık sık karşı karşıya gelirken, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (TMMOB) bağlı odalar ise emsal artışının çözüm olmadığı yönünde açıklamalarını süreç içinde sıkça dile getirmişlerdi.

30 Ekim depreminin yıl dönümüne sayılı günler kala bir türlü emsal artışı için net bir söylem gelmemesi sonrası depremzedeler sık sık itirazlarını dile getirirken, 25-26 Eylül tarihlerinde İzmir'e bir takım ziyaretlerini gerçekleştirmek için gelen CHP Genel Başkanı ve İzmir Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e “İzmir gibi çok daha kapasiteyi içeren yeniden yapılanmanın maliyetini 11 büyükşehir belediyesinin karşılaması mümkün değil. Doğrusu nedir, kat yüksekliği vereceksiniz gelip yapacaklar, maliyetini karşılayacaklar, kimsenin cebinden ek ücret çıkmayacak. Sosyal belediyeciliğin anlamı budur” söylemi ile emsal artışının yapılması talimatını vermişti.

TMMOB'DAN 'SOSYAL DEVLET' ÇIKIŞI
CHP Lideri'nin açıklamalarının ardından ise TMMOB'dan itiraz gecikmedi. Emsal artışının çözüm olmayacağını belirten TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Dönem Sekreteri Aykut Akdemir, "Emsal artışından önce daha çok önemsediğimiz bir kavram söyledi Kılıçdaroğlu. Sosyal devlet kavramı dedi. Sayın Kılıçdaroğlu’nun bahsettiği sosyal devlet kavramı bizim bildiğimiz şudur: Burada yıkılan bütün binalar devletin hükümleri tasarrufu altındaydı. Mülkleri, tapuları depremzedelere ait olmakla beraber orada oturma gerekçeleri, belediyenin verdiği izin üzerineydi. Burada hiçbir şekilde ruhsatsız bir bina yıkılmadı. O ruhsatların sorumlusu devletti, sosyal devletti. Sosyal devletin görevi de bu yıkılan binaları olduğu yerde nasılsa tekrar yeniden yapmaktır. Hiçbir şekilde emsal artışına gerek yoktur. Birincil görev budur. Oraya 8 bin konut yapana kadar o bedeller burada yıkılan binalar için harcanmalı. Burada yıkılan her bina yıkılmadan önce nasıla, hangi boyuttaysa o boyutta tekrar yapılmalıydı. Sosyal devletin görevi budur. Bizim sosyal devletin sorumluluğunu hatırlatmaktan başka bir görevimiz yok şu an TMMOB olarak" diye konuştu.

ALTYAPINIZ OLMADAN ÜST YAPIYI NEDE YAPIYORSUNUZ?
Emsal artışının bölgeye ne türlü artı veya eksi getireceğinin sorulmasını da değerlendiren Akdemir, "Bu bütüncül bir planlamanın sonucu. Siz çıkıp ‘yalnızca şurada emsal artırıyorum. Burada artırmıyorum’ diyemezsiniz. Sosyal devlet, eşitlik. Burada artırırsanız başka yerde de artırmak zorundasınız. İzmir’in genelinde bir artış olur. Bunu nasıl engelleyeceksiniz? Hangi yetkiyle? Nasıl eşitlik kavramı, nasıl sosyal devlet? Bu bütüncül bir planlamanın sonucudur. Siz her bir kar artışı emsal artışı getirdiğinizde bir nüfusu getiriyorsunuz. Son 2-3 yıldır İzmir’in trafiğini görüyorsunuz ya da kanalizasyon sorununu hepimiz yaşıyoruz. Bu kalabalığı nasıl kaldıracaksınız? Altyapınız var mı? Altyapınız olmadan üst yapıyı nede yapıyorsunuz?" dedi.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI’NIN O DÖNEMDE ALDIĞI KARARLAR YANIŞ KARARLARDI
Emsal artışı konusunun her gündeme gelişinde Bayraklı bölgesinde bulunan yüksek katlı binaların örnek gösterilmesini 'hatayı tekrar etmemek lazım' diyerek yanıt veren Akdemir, "Geçmişte yapılan hataları tekrar etmek bir yöneticinin sorumluluğu ve görevi değildir. Hataları telafi etmektir sorumluluğu. Orada bir hata yapılmış. Bu doğru bir karar değil. Buranın gökdelenler bölgesi olması zaten hataydı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın o dönemde aldığı kararlar yanış kararlardı. Biz o zaman da söyledik. Doğru bulmadık. Yanlış yapıldı. Biz yanlışı söyledik. Depremi yaşadık. Bu provaydı. Deprem değildi bizim yaşadığımız şey. İzmir depremini yaşamadık biz. Bu İzmir'in yaşayacağı deprem değildi. İzmir'in en planlı yerinde bu depremi yaşamamıza rağmen yaşadığımız sorunlar ortada Şimdi buraya emsal artışı vereceksiniz. Altyapınız yok. Ne olacak?" diye konuştu.

BİZ KİMSENİN KARŞISINDA DEĞİLİZ
Emsal artışı konusunun büyükşehir meclisinden yada bakanlık tarafından verilmesi halinde TMMOB'u itiraz edip etmeyeceğini de değerlendiren Akdemir, "TMMOB’nin itiraz etme gerekçeleri… Biz bir taraf değiliz. Biz, hiçbir siyasi hareketin ya da siyasi partinin karşısına geçme derdinde değiliz. Biz, İzmir kentine dair doğru planlamanın yapılması için sözümüzü söylüyoruz. Bu kadar nettir. Elimizdeki tek gücümüz de kendi bilim teknikten gelen gücümüz ve diğer tarafıyla da hukuk. Biz kimsenin karşısında değiliz. Muhalif de değiliz. Sözümüzü söyledik. Yıllar önce söylediğimiz söz bugün karşımıza çıkıyor. Biz gökdelenlere de karşı çıktık. Şimdi çıkıp herhangi bir yönetici ‘Folkart’lar doğru karardı’ diyor mu? Bunu diyen bir tane yönetici varsa biz susalım hiç konuşmayalım. ‘bu gökdelenler doğru karardı, doğru iş yapıldı’ densin, biz dükkanı kapatalım" dedi.

MÜTEAHHİTLERİN DİLİ BİZİM DİLİMİZ DEĞİLDİR
Odaların siyasiler tarafından yapılan açıklamalar ile depremzedeler ile karşı karşıya mı getirildiğinin sorulmasını da değerlendiren Akdemir, "Burada istemeyen biz değiliz. İstemeyen hükümet. Hükümet burayı bir türlü göçe zorluyor. Rant politikaları yüzünden buradaki demografik yapıyı bozmaya ve göçe zorlamaya çalışıyor. Bir diğer tarafıyla yerel yönetimler ve muhalefet partileri de burada derdini anlatabilmek için halkın istediklerini yapmak üzerine bir söz vermeye çalışıyor. Ama şöyle bir şey var: Siz muhalefetsiniz, sosyal devleti savunuyorsunuz. Sosyal devlet şunu yapar: Burada ne yıkıldıysa aynısını gelir yapar. Hiç kimsenin cebinden para çıkarmadan… O kadar para toplandı. Nerede o paralar? Deprem vergisi ödüyoruz. Benim ödediğim vergilerle buradaki depremzedelerin evleri yapılabilir. Ben buna gönülden razıyım. Ben bu devlete sahip çıkıyorsam buna razıyım. O vergiler gelip burada kullanılmalı ve burada yıkılan binalar olduğu şekilde yapılmalı. Bu kadar basit! Biz bunu söylemek için herhangi bir siyasi parti üyesi olmak zorunda değiliz. Anayasayı okumuş herhangi bir vatandaş ve depremzedeler de bunu talep etmeli. Bunun hiçbir detayı yok. Kat artışıydı, oydu buydu… Müteahhitlerin dili bizim dilimiz değildir. Bütüncül bir planlamanın sonucudur bunlar" dedi.