GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
10 Ekim 2021 Pazar 13:34

Kocaoğlu’ndan İl Danışma Kurulu’nda ‘körfez’ mesajı: 12 yıllık çalışma heba olmasın!

Önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, iki yıllık aranın ardından yapılan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Danışma Kurulu’nda yaptığı konuşmada Başkan Soyer’e çağrıda bulunarak körfez temizliği konusunda “sirkülasyon kanalı”nın yeniden ele alınması gerektiğini belirtti. Kocaoğlu açıklamasında “12 sene uğraşarak yaptığımız körfez temizlik projesini, sirkülasyon kanalının tekrar İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer tarafında ele alınıp, başlatılmasını, 12 yıllık çalışmanın ve projenin heba olmamasını rica ediyorum” dedi.

EGEDESONSÖZ- İlçe danışma kurullarının tamamlanmasının ardından CHP İzmir İl Danışma Kurulu bugün Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi (AASSM)’nde yapıldı.

CHP İZMİR'DE DANIŞMA KURULU HEYECANI

Oturumun kapalı bölümünde ise önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun konuşması damga vurdu. Kocaoğlu, genel siyasetin yanı sıra İzmir Körfezi’nin temizliği konusunda da açıklamalar yaptı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e de “sirkülasyon kanalı” projesinin devam etmesi çağrısında bulundu. Ayrıca basın mensuplarının 30 Ekim'de yaşanan depremin ardından hasar alan binalardaki dönüşümleriyle ilgili sorularını yanıtlayan Kocaoğlu, emsal artışı hususunda "Merkezi hükümet gövdesini sokmalı taşın altına" dedi.

HOMA DALYANI'NI REHABİLİTE ETMESEYDİM HOMA DALYAN'I, KUŞ CENNETİ DİYE BİR ŞEY YOKTU
Kocaoğlu, çevre konusunda duyarlı olunmasına dikkat çekerek yaptığı konuşmada “Eğer her şeye rağmen Homa Dalya’nını rehabilite etmeseydim bugün Homa Dalyan’ı, Kuş Cenneti diye bir şey yoktu. 12 sene uğraşarak yaptığımız körfez temizlik projesini, sirkülasyon kanalının tekrar İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer tarafında ele alınıp, başlatılmasını, 12 yıllık çalışmanın ve projenin  heba olmamasını rica ediyorum. İkinci konu da jeotermaldir. Biz ise jeotermali tu kaka olarak görüyoruz. Jeotermal coğrafyanın verdiği nimettir. Buna karşı olmak düşüncesini hiçbir zaman anlamıyorum. Ama jeotermalin vahşi bir şekilde uygulanmasına da sonuna kadar karşı çıkmak zorundayız” dedi.

EMSAL ARTIŞI İÇİN NE DEDİ?
Basın mensuplarının emsal artışına ilişkin sorularını yanıtlayan Kocaoğlu, kendi değimiyle belediye başkanlığının planlamada başlayıp, planlamada bittiğinin altını çizerek, "İmar’da, planlama çok önemli, bu bir afet sonrası olan bir şey. İlçe belediyelerinin de imar yetkisi yok. Bütün yetki Büyükşehir Belediyesi’nde. O bölgedeki ilçe belediyelerimiz de Büyükşehir Belediye Başkanımızla görüşerek olabilecek, meslek odalarının da uzlaşıyla kabul edebileceği bir yoğunluk artışıyla hem mağduriyetin giderilmesi hem de planlamanın, odaların ilkelerinin bozulmaması gerekiyor. Ortak bir yol bulacaklarına inanıyorum. Başka türlü olmaz" ifadelerini kullandı. 

Verilecek emsallerle ilgili bir oran değerlendirmesinde bulunamayacağını belirten Kocaoğlu, Bu dönüşüm değil, burada yaşanan yıkılan binanın yapılması meselesi. Bir kara parçasını düzeltip, yeşil alanlar yaratıp, caddeler, sosyal tesisler yapmak değil. Bu binaya bina yapmak işi. Babamdan kalan bina yıkılmış yahut eskimiş, yıkıyorum, yerine aynı binayı yapıyorum gibi bir şey bu" diyerek sadece belediyelerin değil Türkiye Cumhuriyeti devletinin de vatandaşlara destek olacak hamlelerde bulunması gerektiğini vurguladı. 

Kocaoğlu, bölgede yaşanan sorunların ortak paydada çözüme kavuşturulması gerektiğini söyleyerek "Bir yöneticinin en çok dikkat edeceği şey; emsal karar yaratmamaktır. Çok masum bir karar yaratırsınız, ondan sonra, orada oradan yürüyerek çok farklı bir boyuta, soruna, sorumluluğa ulaşılabilir" dedi.

İzmir'deki iktidar partisi mensuplarının popülist yaklaşımlarda bulunduğunu aktaran Kocaoğlu, tüm yükün belediyelere bindirilerek vatandaşın mağduriyetinin giderilmeyeceğini söyledi. Kocaoğlu, "Başta en büyük payın, en büyük gücün merkezi hükümette olduğunu da yerel yönetimlerimizin ve kamunun bilmesi gerektiğine inanıyorum. İzmir’de üretilen tüm kaynakların, vergilerin yüzde 95’ini merkezi hükümet alır, yüzde 5’ini belediyeler alır. Biz yüzde 5’inden vereceğiz, merkezi hükümet yüzde 95’inden verecek bir afet, bir proje, bir ihtiyaç olduğunda. Bu oranın hiçbir zaman unutulmaması gerekir. ben akıl vermiyorum, yetkili olsam söylerim, yetkili olmadığım için sadece yaklaşımımı söylüyorum. Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyesi elini sokuyorsa, merkezi hükümet gövdesini sokmalı taşın altına" şeklinde konuştu.