GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
10 Ekim 2021 Pazar 11:46

CHP İzmir'de Danışma Kurulu heyecanı: Yücel ve Soyer'den 'iktidar' mesajı

Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanlığı İl Danışma Kurulu'nu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in de katılımı ile gerçekleştirdi. Basına açık olan bölümde CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel ve Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer katılımcılara seslenirken, gündemlerinde seçimler ve 10 Ekim Ankara Garı saldırısı vardı.

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - İzmir genelinde 9 Ağustos-5 Eylül tarihleri arasında ilçe Danışma Kurulu toplantılarını tamamlayan Cumhuriyet Halk Partisi, İl Danışma Kurulu toplantısını gerçekleştirdi.

İzmir İl Başkanlığı tarafından Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde gerçekleştirilen toplantıya, ev sahibi İzmir İl Başkanı Deniz Yücel'in yanı sıra, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP Parti Meclisi Üyeleri, CHP İzmir Milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, il başkan yardımcıları, ilçe başkanları ve çok sayıda partili katıldı.

Toplantının açılışında Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Örgütü'nün  seçim döneminden bu yana yaptığı çalışmaları içeren video gösterimi katılımcılara izlettirildi.

İl Danışma Kurulu'nda divana İl Sekreteri Fulya Alçay ve İl Başkan Yardımcıları Şener Akdemir ve Özkan Tice seçildi.

KOCAOĞLU'NDAN İL DANIŞMA KURULU'NDA 'KÖRFEZ' MESAJI: 12 YILLIK ÇALIŞMA HEBA OLMASIN!

YÜCEL: İSİMLERİ VE ANILARI ARTIK İZMİR’DE KENT MEYDANINDA DA YAŞAYACAK
Danışma Kurulu'nun açılış konuşmasını yapan Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanı Deniz Yücel Sözlerine 6 yıl önce Ankara'da gerçekleşen bombalı saldırıyı kınayarak başlarken, "İl başkanlığımızın 37. Olağan Kongresi’nden sonra pandemi nedeniyle yaşadığımız kısıtlamalardan dolayı bugüne kadar gerçekleştiremediğimiz il danışma kurulumuzda sizlerle,örgütümüzün değerli üyeleriyle bir araya gelmenin heyecanını yaşıyorum. Konuşmamın hemen başında, üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen acısı dinmeyen 10 Ekim Ankara Gar katliamının kurbanlarını anmak isterim. Emek, Barış ve Demokrasi sloganıyla Türkiye’nin dört bir yanından, 10 Ekim 2015 günü Ankara’da düzenlenen mitinge katılanlara yönelik,yasadışı terör örgütü IŞİD tarafından gerçekleştirilen katliamın üzerinden 6 yıl geçti. 103 canımızın hayatını kaybettiği, yüzlerce kişinin yaralandığı katliamın acıları ilk günkü gibi taze duruyor. Baskıcı ortama, artan şiddet olaylarına, ülke içinde yaşanan kamplaşmaya karşı bir nefes olmak, ülkeye bir soluk alanı kazandırmak, barışın sesini Ankara’dan tüm Türkiye’ye duyurmak için sadece bir miting yapmak istediler. Ne yazık ki Türkiye’nin dört bir yanından barış için, demokrasi için, emeğin gücü için gelenlerin toplandığı alanda patlatılan 2 bombayla barış sesleri, kardeşlik türküleri, kana bulandı. Bu katliamın acısını daha da arttıran şeyse, adaletin hala tecelli etmemesidir. Suruç’ta 33, Ankara’da 103 cana kast edilmesinin emrini veren ve bu katliamlara göz yuman eli kanlı canilerin hak ettikleri cezayı hala almamaları. Bu ve halkımızın kardeşliğine, vatandaşlarımızın canına kasteden ve bir yüzü karanlık bırakılan tüm katliamların, katillerin, ve göz yuman iş birlikçilerinin peşlerini bırakmayacağız. Ankara Gar'ı katliamında hayatını kaybeden kardeşlerimizin anısına İzmir Büyükşehir Belediyemiz bugün bir anıt açılışı gerçekleştirdi. Onların isimleri ve anıları artık İzmir’de kent meydanında yaşayacak. Bu bağlamda 103 canımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, acılı ailelerine başsağlığı ve sabır diliyorum. Mekanları cennet olsun" ifadelerini kullandı.

HEDEFİMİZ İKTİDAR
İktidarın nasıl olması gerektiğini tek tek açıklayan Yücel, "Danışma kurullarında; partimizin genel politikası açısından sosyal, ekonomik, kültürel, siyasal konularda, Türkiye genelinde ve yaşadığımız kent özelinde yönetim kademelerinin ve karar organlarının politika oluşturmasına katkı sunmak, yapılan parti çalışmalarını ve örgütsel faaliyetleri geliştirmek üzere demokratik bir ortamda konuşmak,tartışmak, istişare etmek ve fikir üretmeyi amaçlıyoruz.  Hedefimizi tek bir kelimeyle ifade etmek mümkün! 'Hedefimiz iktidar'.  Ama nasıl bir iktidar?  Toplumun tüm kesimlerini kucaklayan bir iktidar.  İnançları nedeniyle, etnik kimlikleri yada yaşam tarzları nedeniyle kimseyi ötekileştirmeyen, ayrıştırmayan, siyaseti yönetmek için toplumun sinir uçlarıyla oynayarak toplumu kutuplaştırmayan bir iktidar. Nasıl bir iktidar? Kendi öz yurtlarında yurtsuz kalan gençlerini, kayyum rektöre itiraz ettikleri için demokratik haklarını kullanan gençlerini, akademisyenlerini terörize etmeyen, toplu gözaltılarla tutuklamalarla toplumu sindirmeye çalışmayan bir iktidar.  Kadına şiddete dur diyen, devletin tüm kurumlarıyla kadına şiddete karşı tedbir alan, aktif tavır alan ve uygulayan bir iktidar. İşçiye, memura, emekliye, hak ettikleri ücreti veren, EYT’lilerin emeklilik hakkını, polise, infaz memuruna, sağlık personeline, din görevlisine 3600 ek gösterge hakkını teslim eden bir iktidar. Nasıl bir iktidar? Her geçen gün artan mazot fiyatları, elektrik parası, yem, gübre gibi girdi maliyetleri altında ezilen çiftçiyi koruyan, kol kanat geren, bir iktidar.  Eğitimi yaz boz tahtasına çevirmeyen, halk sağlığını hasta garantili ticarethanelere teslim etmeyen, Gençlerimiz, insanlarımız işsizlikten kırılırken, eş, dost, akraba atamalarıyla, liyakatsiz kadrolara 3 – 5 yerden maaş vererek devletin kurumlarını arpalığa çevirmeyen bir iktidar.  Nasıl bir iktidar? Ülkenin zenginliklerini eşit ve adil bir şekilde dağıtan, çalışan, üreten, hakça bölüşen; Tasada ve kıvançta birlik duyan, Geçmişiyle barışık, geleceğe umutla bakan, mutlu ve huzurlu bir toplum için çalışan ve çabalayan bir iktidar. Çağdaş demokrasilerde olduğu gibi yasama organının etkili bir şekilde çalıştığı, halkın sorunlarına çözümler getiren yasalar çıkardığı, Yargının özgür ve bağımsız olduğu, siyasi baskıyla yada talimatla değil, Türk milleti adına, Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına göre kararlar verdiği, Yürütmenin sadece icracı olduğu, yasama organı ve bağımsız yargı tarafından denetlendiği, basının özgür olduğu,kuvvetler ayrılığının tam anlamıyla hayata geçtiği bir sistemde, halkına hesap veren bir iktidar. Ülkemizin şu an içinde bulunduğu duruma baktığımızda; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurumsal yapısının bozulduğu, bin yıllık devlet geleneklerinin yok edildiği, bütün kararların ve güçlerin tek bir kişinin elinde ve uhdesinde toplandığıve ne yazık ki - de facto – fiili durumda, parti devletine dönmüş ucube bir sistemle yönetildiğimiz görüyoruz" dedi.

BİZ KENDİMİZİ ANLATAMAZSAK…
Yücel sözlerine, "Bu düzeni değiştirmek için göreve geldiğimiz ilk günden beri İl yönetim kurulu üyelerimizle birlikte canla başla çalışıyoruz. Faaliyetlerimizi burada sıralamak yerine yaklaşık 20 dakikalık sunumuyla sizlerle paylaştık.  En önemli önceliğimiz mümkün olduğu kadar vatandaşımıza ulaşmaktı. Şunu çok çok iyi biliyoruz. Biz kendimizi anlatmazsak, insanlar, bizi başkalarının anlattığı şekilde değerlendiriyorlar. Her türlü iftirayı, karalamayı, algı yaratma yöntemlerini kullanan bir iktidar karşısında en doğru yöntem; herkese ulaşmak, herkese dokunmak, herkesi kucaklamaktır.  2 gündür bir çalışma yapıyoruz. İzmir milletvekillerimiz ve genel merkezimizce görevlendirilen milletvekillerimizle birlikte toplam 30 milletvekilimizle Kınık, Bergama, Aliağa, Menemen – Kiraz, Beydağ, Bayındır ve Tire’de köy çalışması yaptık. 194 köy ve 41 merkez mahallede çiftçimizle, üreticimizle ve esnafımızla bir araya geldik" ifadeleriyle devam etti.

ŞEHİR MERKEZİNE GİREMEDİLER ELEŞTİRİSİNE YANIT: SEN BU ŞEHİRDE YAŞAMIYOR MUSUN?
AK Parti cephesinden gelen "Şehir merkezine giremediler" eleştirisine yanıt veren Yücel, "Bu çalışma birilerini rahatsız etmiş ki; AKP’li bir vekil 'Misafir milletvekillerini şehir merkezine sokamadılar' diye bir şey yumurtlamış. Her zamanki gibi kirli dilleriyle Belediyelerimize çamur atmış. Be hey gafil!  Sen İzmir’de yaşamıyor musun? Siz ülkeyi batırdınız farkında değil misin? Cumhuriyet Halk Partili Belediyeler her türlü engellemelere rağmen, her türlü karalamaya rağmen halkın sorunlarına çözüm üretiyorlar. Sen uzayda mı yaşıyorsun? İzmir Büyükşehir Belediyesi yangınlara rağmen, sel felaketine rağmen, pandemiye rağmen, depreme rağmen tüm yatırımlarına  projelerine devam ediyor. Daha yeni Bayındır’da süt işleme tesisinin temeli atıldı. AKP iktidarı zor anında, dar anında vatandaşa İBAN numarası gönderip para isterken, Narlıdere metrosunun yapımı hiçbir aksama olmadan devam ediyor. Çiğli Tramvayının yapımı hızla sürüyor. Buca Metrosunu yapım ihalesi yapıldı. Buca Bornova tünelinin yapım işleri devam ediyor.  Siz 4 tane yangın söndürme uçağı alamazken , İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir’e 364 adet yeni otobüs kazandırdı. Deniz ulaşımı için yolcu gemileri alındı.  Siz İzmir’e çivi mi çaktınız?  Siz 3 tane maskeyi dağıtmayı beceremezken, belediyelerimi milyonlarca maskeyi vatandaşımıza ücretsiz ulaştırdılar. İktidara geldiğinizde dolar 1 lira 67 kuruştu, Bugün dolar 9 lira. İktidara geldiğinizde asgari ücretle 11 çeyrek altın alınıyordu, bugün 4 çeyrek altın zor alınıyor. Şimdi söyle bakalım kim becerikli kim beceriksiz?"  diye sordu.

İNANCIMIZ VE KARARLILIĞIMIZ VAR!
Yücel, "Şunu altını çizerek ifade etmek istiyorum. Biz başta İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer olmak üzere, Belediye Başkanlarımızla gurur duyuyoruz. Zor koşullarda fedakarca görev yapıyorlar. Milletvekillerimiz Türkiye’nin her yerinde çalışıyorlar.  Parti meclisi üyelerimiz Türkiye’nin her yerinde çalışıyorlar. İlçe örgütlerimiz, Kadın kollarımız, gençlik kollarımız özveriyle çalışıyorlar. Bu düzeni değiştirecek gücümüz var. İnancımız var. Kararlılığımız var.  Bir misyonumuz var;  Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emaneti olan Cumhuriyetimizi; 2. Yüzyılında demokrasiyle taçlandırmak. Genel başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde, örgütümüzle ve yerel yönetimlerimizle birlikte… Kadınlarımız ve gençlerimizle birlikte…  Esnafımızla, işçimizle, memurumuzla birlikte… Bu düzenin değişmesini isteyen, dostlarımızla ve halkımızla birlikte… Danışma kurulumuzun partimize, ülkemize mücadelemize faydalı olmasını diliyorum" dedi.

SOYER: İKTİDARA HİÇ OLMADIĞIMIZ KADAR YAKINIZ
Toplantıda konuşman İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise, "Bugün güne çok ağır başladık. Çünkü 6 yıl önce tarihimizden en büyük katliamlarından bir yaşandı. Art arda patlayan bombalar ile emek ve demokrasi mücadelesi veren 103 canımız kaybettik. Acıları çok taze. Göreve başladığımız yılın 10 Ekim'de mutlaka böyle bir anıt yapacağımızı söylemiştik. onların anısına layık bir anıt yapmak için bir tartışma düzenlemiştik. Barışın kenti olan İzmir'de  barışın simgesi olacak. Bugün Danışma Kurulumuzun bu toplantısını son derece heyecan verici olduğunu görüyorum. 20 yıldır iktidara en yakın olduğumuz dönemden geçiyoruz. Bunu nerden biliyorum, çünkü genel olarak iktidar mücadelesinde seçim yaklaşırken iktidar sahipleri suhulet gösterirler, muhalefet sesini yükseltir. Bugün durum tersine dönmüş görüyor. İktidar giderek daha çok hırçınlaşıyor. İktidarın korku ile yarattığı suskunluk, bizlerin gösterdi yakınlaşma ile kırılmaya sese dönüşmeye başladı. Bunu da milletvekillerimizin yurt genelinde yaptığı çalışmalardan biliyoruz. Gittikleri her yerden dönüşte aktardıkları bilgilerden biliyoruz. Benim bildiğim hiçbir tarihte bu kadar yoğun ve yaygın bir çalışma görmedik.  Biz genel başkanımızın söylediği gibi iyilikte yarışmaya devam edeceğiz. İyilikte rekabete devam edeceğiz. İkinci yüzyıla cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırarak girmek istiyoruz. Bizim siyaset yapmamızın en önemli sebebi bu topraklarda atamızın bize bıraktığı mirasa ve torunlarımıza olan borca layık olup gereğini yerine getirmek. Emek barış ve demokrasi mücadelesini ileriye taşımak. Bu asli görevimiz doğrultusunda belediyecilik yapmaya ve siyaset yapmaya çalışıyoruz. Bizim asli görevimiz diye tarif ettiğim bu çerçeve içinde canla başla çalışmaya devam edeceğiz. İl yönetimimiz ilçe yönetimlerimiz tarafından yoğun bir çalışma yürütülüyor. Çok daha fazlasını üretmek mecburiyetindeyiz. Başka çaremiz yok. Daha çok çalışmak zorundayız" açıklamalarında bulundu.