GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yerel Yönetimler
26 Şubat 2016 Cuma 22:14

Kocaoğlu'ndan BMC ve Urla villaları mesajı, defterdar ile Delican'a sert tepki!

Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu mahkemenin SİT değişikliğini iptal etmesiyle yıkımı yeniden gündeme gelen Urla villaları, kentte stat krizi ve BMC’nin şok taşınma kararı hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Kocaoğlu'ndan AK Parti İl Başkanı Delican ve defterdara da sert tepki geldi!

EGEDESONSÖZ – İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu Kanal 35’te yayınlanan Farklı Açı programında Egedesonsöz Genel Yayın Yönetmeni Fatih Yapar ve Gazeteci Çağdaş Yılmazer’in sorularını yanıtladı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu mahkemenin SİT değişikliğini iptal etmesiyle yıkımı yeniden gündeme gelen Urla villaları, kentte stat krizi ve BMC’nin şok taşınma kararı hakkında çarpıcı açıklamalarda bulunurken, AK Parti cephesinden gelen ayrımcılık iddialarını yanıtladı ayrıca ulaşım ve projelerin son durumu hakkında da detaylı bilgi verdi.



Başkan Aziz Kocaoğlu, AK Parti MKYK Üyesi ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ’ın sosyal medya hesabından paylaştığı ‘okul yolu’ fotoğrafıyla başlayan polemiğin eşiğinde kentte AK Partili Belediyelere ayrımcılık yapıldığı iddiasını yanıtladı.



BUNLARIN SONU YOK!
Önce tartışma yaratan fotoğrafa değinen Büyükşehir Belediye Başkanı, “Böyle bir şeye gerek yoktu. Sayın milletvekilimizin ve belediye başkanının böyle bir davranışta bulunması doğru değil… Bir fotoğraf yayınlanıyor. Yol olmadığından, servis aracının itildiğinden bahsediliyor. Ondan önce bir fotoğraf var, insanlar var. Çocuklar arabayı iterken 3 tane insan var. Onlar da çocuklara bakıyor…  Biz de ‘O adamların bel fıtığı mı var?’ dedik… Bunun üzerine Sayın Vekil durmadı bu kez de ‘Yetişkinler iterse bu yol yapılmayacak mı?’ dedi… Özrü kabahatinden büyük bir tavır! En garibi de biz de ertesi gün Kiraz’da kırsal kalkınma programı çevresinde koyun keçi dağıtmaya gidiyorduk. Sayın Başkan da ‘Bize keçi lazım değil, yol lazım’ dedi. Bu yol büyükşehire, karayollarına, ilçe belediyesine ait olabilir. Bunun kimin olduğu önemli değil. Kimin sorumluluğunda olduğu da önemli değil. Hem belediye başkanımız, hem vekilimiz bizi arasa, özel kalemimize not bıraksa, ‘problem var’ dese biz bir şey yapamasak bile yolu sağlamlaştırırız. Bu hem bizim hem Kiraz’ın görevi... Başkan arasa malzeme istese yine sorun olmaz. Buradan ne siyaset malzemesi çıkar, ne de birine yarar sağlar! Biz Kiraz’a 27 bin metrekare parke döşemişiz. Çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Büyükşehir belediyesi ilçe belediyelerinde 40 tane küsur bulur. İlçe belediyeleri de bizde 30 tane kusur bulur. Bunların sonu yok!” dedi.

CHP’Lİ BELEDİYELERE DAHA ÇOK NAZIM GEÇİYOR!
Başkan Kocaoğlu ‘ayrımcılık iddiaları’ için ise “Benim var demem de yok demem de bir anlam ifade etmiyor. Olaylara bakmak gerekiyor. Bizim duruşumuza bakmak gerekiyor. Kiraz’ın önceki belediye başkanı dönemimde belediye binası inşasının yüzde 70’ini üstlendik. Şimdiki belediye başkanımız da destek istedi. Yüzde 70’ine destek veririz dedik. Geçen gün sordum kendisine, ‘ihaleye çıkıyorum’ dedi. Biz de sözümüzü yineledik” diye konuştu. Kocaoğlu, “Sizden bir şey isteyip de alamayan AK Partili belediye başkanı var mı?” sorusuna ise, “AKP’li belediyelerde olduğunu sanmıyorum. Olmayacak bir şey için gelmiştir, olmasının imkanı yoktur anca öyle... Benim daha çok CHP’li belediyelere nazım geçiyor ‘yapmama’ konusunda... Karşıyaka Belediyesi’nin hiçbir projesine destek vermedik, Konak Belediyesi’nin keza öyle… Buca’ya parasal anlamda destek vermedik. Daha çok küçük belediyelere, ihtiyacı olan belediyelere verdik. Onlara elimizden gelen desteği veriyoruz. Yüzlerce koyun-keçi dağıttık. Bunun 150 tanesi Urla’da dağıtıldı. Geriye kalan 700 küsur tanesi Kınık ve Kiraz’a dağıtıldı. 10 ilçe bağlandığında arazi yollarını yapmaya başladığımızda ilçeler tarumar oldu. Arazi yollarını yapmaya Kemalpaşa’dan başladım. Parke kaplama kışın yapılmıyor, verimli olmuyor. Kışın arazi yollarında ister istemez yavaşlıyoruz. Havalar ısındığında başlayacağız. Bunlar hiç bitmeyecek zaten... Vatandaşın en çok kullandığı yolu yapa-yapa gidiyoruz. Ben ayrım yapmıyorum. Ayrım yaptığımı vatandaş da söyleyemez. Her partiden vatandaşımız var. Herkese kendi partisine oy verecek. ‘Orası bilmem ne belediyeye’ lafını konuşmak bile… 2016 senesinde benim değil, benim durumum değil, onu konuşup ondan medet uman, ondan çıkar sağlamak isteyen insanın durumunu yansıtır” ifadelerini kullandı.



ULAŞIM RAPORU
Master plan çalışmaları ekseninde detaylı bir ulaşım raporu veren Başkan Kocaoğlu, Aliağa ve Menemen’de aktarmalı sisteme geçiş ve kırsalda 90 dakika uygulamasının kısıtlanması konularına da açıklık getirdi.

“2009 yılında master planı bitirdik, şimdi ikinci master planı yapıyoruz” diyen Kocaoğlu, “İzmir Büyükşehir Belediyesi sadece kendi gücüyle, 11 kilometre raylı sistem devraldı. Şu anda 110 kilometre çalışıyor. 24 kilometrelik tramvay hattı yapımı da devam ediyor. 8.5 kilometrelik Narlıdere hattına başlayacağız. Bu sene ihaleye çıkarız. Ayrıca bence en önemli akslarımızdan birisi 9 kilometrelik Üçyol-Buca Koop hattını başlatabilirsek mükemmel olacak. Bitmişi 184 kilometre, Bergama’ya uzandığımızda 250 kilometrelik hattımız olacak. Bunu tamamlayarak 2019 seçimlerine gideceğiz. Bu başarı mıdır başarısızlık mıdır, buna halk karar verecek. Yüzbaşı Hakkı İbrahim Caddesi’ni yaptık, Ankara Asfaltı’nı kuzeyde rahatlatacak. Homeros Bulvarı’nın kamulaşması devam ediyor. Gültepe Mezarlığı’nın altından 2 buçuk kilometrelik tünel yapıyoruz. Levent Marina Kavşağı ve Alsancak Gar bölgesine alt geçit düşünüyoruz. Bunları artırırsanız merkeze araçların gelmesini özendiriyorsunuz. O zaman da herkes geliyor. Bunu battı-çıktılarla yaparak kent rahatlıyor gibi görünüyor ama şehrin dokusu bozuluyor. Son noktada da trafik kilitleniyor” dedi.

İZBAN’daki yeni aktarma uygulaması hakkında bilgi veren Kocaoğlu, “İZBAN’da Devlet Demiryolları ile birlikte çalışma sürdürüyoruz. İndi-bindi yapılıyor. Yarın direk seferler olacak ve çeker ihtiyacı doğacak. Esas taşıdığımız yolcu Menderes-Menemen arasında… Orada 3’lü vagon bekliyor. 6 vagonla tasarruf ediliyor. Bunları karşılıklı çalıştırıyoruz. Yarın Selçuk hattı açıldığında trenler boş mu gidecek? Aktarma büyük kentlerde olmazsa olmaz… Şuan 1500 otobüs çalışıyor, ben 90 dakika ve raylı sistemi yapmasaydım 3000 araçla bu yolcuyu taşıyamazdım. 1500 otobüsü de kente soktuğunuz zaman trafikte hareket edemezsiniz. Aktarmalı sistem uygulanmaya başlandığından beri biz kent trafiğini rahatlamaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

Kocaoğlu, ‘kırsalda 90 dakika freni’ için ise “Bunu bir yerde kesmek zorundayız. Zeytinalanı’nı aldık,
Kalabak’ı neden almıyoruz? Ayrancıları aldık, Zeytincileri neden almıyoruz? Kuzeyde Menemen, güneyde Menderes batıda da Güzelbahçe… Bu ilçeler ve bunlara bağlı mahalleler 90 dakikanın içinde kalacak, geriye kalanlar dışında… Ayrancılar’dan binen 4.8 lira verecek, bunun başka çaresi yok. Ben bu yemeği götürmek zorundayım. Urla’yı aldım, Güzelbahçe’nin ne kabahati var? Burada 4 tane mağduriyeti kabul edilebilen yerleşim yeri var. Bunları da 2.40’la götürebilirdik ama bir düzen uygulamak lazım. Konum olarak onlara denk geldi. Ayrancılar’dan 4.8 lira veriyor fazla ama yapacak bir şey yok… Veriyor ama bunu çıkartacak imkana kavuşuyor” yorumunu yaptı.

PROJELERİM AKSAMASIN YETER!
Büyükşehir Belediye Başkanı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na sunulan ‘metro dosyaları’nın akıbeti hakkında da bilgi verdi. Gelinen noktayı anlatan Kocaoğlu, “Biz o dönem ‘Yaptığımız işi yarım bırakmayız’ dedik. ‘Bunu yapacak paramız, irademiz, teknik kadromuz var’ dedik. Yaptık. ‘Buca tramvayını biz yapalım’ dediler. Proje ihalesine çıktığımızı söyledik, ‘iptal edersin’ dediler, iptal ettik. Halkapınar-Otogar hattını ve Üçyol-Tınaztepe hattını yapın dedik… Bu sefer de bir ara ‘Sizin projeniz yokmuş’ dediler. Yok çünkü iptal ettik! Bunu bana sormanıza, bunları konuşmamıza gerek yok. Benim isteyecek durumum da yok. Olmayacak duaya amin deme imkanım yok! Narlıdere hızlı bir şekilde onaylansın, bana verilsin, ben ihaleye çıkayım. Üçyol-Tınaztepe için izin verilsin. Kendim proje yapmaya başladım. Bizim en acil işlerimizden birisi Halkapınar-Otogar hattı… Oradaki çalışmayı ‘Hızlı tren gelecek’ dedikleri için durdurduk. ‘Hızlı trenle çözülür’ diye bakıyoruz. Bu ikisini yapsınlar başka bir şey istemiyorum. Yapacaklarsa da istemiyorum. Ben projelerimi götürdüğüm zaman aksamasın, tek isteğim budur” dedi.

BEN DE KENDİ İL BAŞKANIMA MI ANLATAYIM?
Bu kapsamda Başkent’te yaptığı iki ziyaret turu ve bakanlarla görüşmeleri de anlatan Büyükşehir Belediye Başkanı, “Konuşmalar gerçekten çok iyi geçti. Ama daha bir mesafe alamadık. Körfez’e ÇED ve katı atık bertaraf tesisi önceliğimiz… Orman Bölge Müdürlüğü’nün görüşü kaldı sadece… ÇED izni için herkesin olumlu görüşü vardı. Sayın Eroğlu orada konuştu, sonra telefonla da konuştum. Binali Yıldırım Bakanımızla konuştum. ÇED izni verilirse Körfez’de yol alacağız. Orman Bölge Müdürlüğü’nden onay gelince bakanlığa dosya verilecek” diye konuştu.

Başkan, son genel seçim öncesi ‘Aziz Kocaoğlu’nun elindeki argümanları almak istiyoruz. Ankara’ya ne götürürse yanında olacağız’ söylemlerinin hayata geçip geçmediği sorusuna ise “Önümüzdeki günlerde göreceğiz. Olumlu olacağına inanmak istiyorum. Bıçak kemiğe dayanmadan konuşan kişiliğim yok! Körfez ÇED’inde de AK Parti İl Başkanı ‘Son bir dosya eksik kaldı’ dedi. Eksik falan yok! Sen ÇED’i verirsin, rehabilitasyonu yaparız. 9 senedir Dokuz Eylül Üniversitesi ile çalışıyorum. Orada bilgilerin hepsi var. İl Başkanı’na Ankara’da ‘Burada eksiği varmış’ deniliyor. Bunlar boş şeyler… Ben de kendi il başkanımı çağırıp ÇED sürecini mi anlatayım? Bekleyeceğiz, göreceğiz. Ondan sonra da bir şey konuşmak gerekiyorsa konuşacağız. Sabır taşıncaya kadar bekleyeceğiz” dedi.

STAT MESAJLARI
Kocaoğlu, Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı davada haklı bulunması sonrası kentte yapımı süren iki projenin durmasıyla yeniden patlak veren stat krizi konusunda açıklamalarda bulunurken, ‘Davalar geri çekilecek mi?’ sorusuna da yanıt verdi. Büyükşehir Belediye Başkanı, “Gölgesi görünen adamlar mizanseni var ya… Aynı mizanseni aynı milletvekili sakız çiğner gibi statlarda da yapıyor. Benim bir suçum yok! Ben İzmir Büyükşehir Belediye Başkanıyım… Mahkeme bu projelerin eksiklerini gördü ve durdurdu. Bunu giderecekler. Giderirlerse Karşıyaka Stadı’nın önü açılıyor, Göztepe Stadı’nda ise başka problemler var. Bu statların yapılmasını istemeyen bir belediye başkanı 2012 seçimlerinden önce ‘Örnekköy’e stat yapalım’ der mi? ‘Çiğli’ye stat yapalım’ dendiğinde ‘Tamam’ der mi? Bunu istemeyen bir belediye başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar’ın 7 bin 250 metrekare yer bağışlamasını sağlar mı? 4 bin 206 metrekareye bir kuruş para almadan verir mi? Suyu bulandırıyorlar. Yaptıkları bu kente yazıktır, eziyettir! Bana benim nazarımdan bak. İzmir’e İzmirli’nin nazarından bak. Küçük hesaplarla, küçük işlerle olmuyor. Ben gönlümü yüreğimi açıyorum. Sen de gönlünü, yüreğini aç! Aklı ve bilimi kullan. Yanlış yere stat yapma. Alt tarafı 15 bin kişilik iki tane stattır. Herkesin verebileceği bir paraya yapılan statlardır. Bu kentin dört başı mamur 25-30 bin kişilik şehir stadına ihtiyacı vardır. Ben onun için yer arıyorum. Benim samimi yaklaştığım kadar yaklaşsalar, sorunu çözmek için gösterdiğim çabanın yüzde birini göstersinler bu sorun çözülür. Parayı veririm yeri de veririm. Ama onun vebalini üstlenmem. 10 sene sonra ‘Kim buna alet oldu’ dedirtmem” ifadelerini kullandı.

Kocaoğlu ayrıca “Bornova’da stat yaptık, Tire’de yapıyoruz. Yer bulsak şehir stadını da yaparım. Daha burada stadın polemiği yapılırken, siyasi malzeme olarak kullanırken ben iki stada başladım. Diğerine de başlarım. İzmirli hemşerim gözlerini açsın. 12 yıldır burada konuşuyorum. Yapamayacağım şeyin sözünü vermiyorum. Ben İzmir için üzülüyorum. Benim adım belli soyadım belli... Yoluma devam ediyorum. İş yapmaksa beraber yapacağız. Dayatma yapmayacağız. Çözülmeyecek problem yok!” şeklinde konuştu.



KENTSEL DÖNÜŞÜM KONUSU
Büyükşehir Belediye Başkanı programda kentin bir başka tartışma konusu olan kentsel dönüşüm hakkında da konuştu. ‘İzmir’de dönüşüm neden ilerlemiyor’ sorusunu cevaplayan Kocaoğlu, “Bizim yaptığımız yöntem yavaş ilerler ama ilerler. İlk örneği yapmak önemlidir. Uzundere’de mart ayında ihaleye çıkıyoruz. Yerinde, uzlaşıyla, gönül rızasıyla yapılan uygulamayı gerçekleştireceğiz. Kentsel dönüşüm yanlış yorumlanıyor. Bağdat Caddesi’nde binayı yıkıyor, bir kat fazla yapıyor. Maliyeti kurtarıyor. Yoğunluk artıyor ama yol büyümüyor. Sosyal tesis alanı büyümüyor. Hiçbir şey büyümüyor. Onun adı bina dönüşümü... Kentsel dönüşüm çarpık yapıların olduğu bölgelerden başlayarak yeniden bir şehir kurmak anlamına geliyor. Biz bunun peşindeyiz. 6306 sayılı yasanın nimetleri ve külfetleri var. Ben bu riski göze alamıyorum. Vatandaşın evini yıkmadın diye üzerime gelindiğinde onun altından kalkamayacağımı bilmiyorum. 6306 sayılı yasanın bazı maddelerinin değişmesi lazım. Yoksa ona göre de yaparız. Biz Uzundere’de başarılı bir uygulamayı gerçekleştirirsek, vatandaşın bugünkü dairesinin fiyatının değeri daha değerliyse herkes bunu isteyecek” dedi.

DEFTERDAR EFENDİ BANA NASIL…
Kocaoğlu’nun CHP’nin 2 genel başkanını ağırladığı toplantıda mezarlıkların Büyükşehir’e devri çağrısına Defterdarlık’tan sert bir yanıt gelmiş, kentte yeni bir kriz patlak vermişti. Mezarlık krizini anlatan Kocaoğlu çarpıcı söylemlerde bulundu. Bu çıkışı üzüntüyle karşıladığını ifade eden Başkan, “Devlet memuru niteliğinin, duruşunun kaybolduğunu görüyorum ve üzüntüyle değerlendiriyorum. İzmir Büyükşehir Belediyesi çalışanları devlet memurudur ve yasalara sahip çıkarı. Defterdar da öyledir ama verdiği bilgiler yanlış… Bu arazinin yer aldığı parselin (156 ada, 1973 parsel) tamamı 21 milyon 445 bin 280 metrekaredir. Defterdarlığın Büyükşehir’e verdiği arazinin büyüklüğü ise sadece 3 bin 533 metrekare… Türkiye Cumhuriyeti’nin gayrimenkulü bütün kurumların kullanması için Maliye Bakanlığı’ndan, Milli Emlak’tan verilir. 78 milyonun malıdır. İhtiyacı olan kamu kurumlarına verilir. Büyükşehir Belediyesi elinden geleni yapar. Kullanmadığı yer varsa verir. Defterdar ne demek? Defterdar devletin malına sahip çıkan, doğru söyleyen adam demektir. ‘Büyükşehir Belediyesi’ne 21 milyon metrekare yeri verdim’ demiyecek adam demek… Bunu kendine sindiremeyecek adam demek… Bir örnek anlatayım… Karayolları arazisine talip olduk. Bize ‘4 emsal’ yapın dedi… Plan çerçevesinin dışına çıkmadık, 3.5 emsal yaptık. Karayolları’nın 2 arazisi satıldı… Biri 500 diğeri de 800 metre uzadı... Siz Milli Emlak’ın malını satıyorsunuz. Belediyenin yeşil alanına istinat için yer istiyorsunuz. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tapulu arazisine ‘mera’ diye dava açtılar, aldılar. Milli Emlak bunu Karayolları’na şantiye binası yapılması için verdi! Benim elimden aldı, onlara verdi!  Sonra mahkemede çözüldü. Yarın ne olacak bilmiyorum. Mera diye aldılar, tapum gitti... Yazık günah değil mi? Defterdar efendi kalkıp da bana nasıl dil uzatabilir? Nasıl konuşabilir? Boğaz dokuz boğum... İnsan yutkuna yutkuna konuşacak. Karşısındakini tanıyacak. Belediye başkanları bile siyasette geri durmak zorundadır. Bunu Türkiye Cumhuriyeti’nde en iyi uygulanan belediye başkanlarından birisiyim. Bir defterdarın ya da bir başka müdürün bunu  yapmaya hakkı var mı? İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni manipüle etmeye hakkı var mı? Allah gönüllerine göre versin. Bu kente ve belediye başkanına ne yapıyorlarsa Allah onlara iki mislini versin. İyilik ya da kötülük…” dedi.

URLA VİLLALARI YIKILACAK MI?
Mahkemenin SİT değişikliğini iptal etmesiyle yıkımı yeniden gündeme gelen Urla villaları üzerine de konuşan Kocaoğlu, “Önce bir defa prosedür tamamlanmadı. Başkanımız Sibel Uyar Balıkova’daki vatandaşların hukuk süreci tamamlanana kadar da bekledi. Aynı süreci burada da uygulamasını bekliyor. Hukuki süreç bittiğinde ya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğü ya Urla Belediyesi ya Büyükşehir bunu yıkacak. Planı yapan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olduğu için onlar da yıkabilir. Biz de yıkabiliriz, Urla da yıkabilir” diye konuştu. Kocaoğlu, “Çekince var mı?” sorusuna ise “Niye çekince olsun? Mahkeme kararı olursa gerekli hazırlıkları yapıp emniyet tahliye edecek belediye araçları yıkacak” yanıtını verdi.

BMC’NİN SAHİPLERİNE SESLENİYORUM…
Kent gündeminin diğer önemli maddesi, BMC’nin Sakarya’ya taşınma kararını değerlendiren Büyükşehir Belediye Başkanı, “Çok üzücü bir şey... İzmir’in temel firmalarından bir tanesi... BMC’nin tek başına gitmesi, bu yeri terk etmesi ayrı konu... BMC’yi alan gruplara, şahıslara seslenmek istiyorum. BMC İzmir’de herhangi bir arazide, OSB’de konuşlanabilir. Buradaki mevcut arsasını değerlendirebilir. BMC’yi tek başına düşündüğünüzde 1500 kişi falan çalışıyor bugün... 2000 kişilik kayıp belki çok görülmeyebilir ama İzmir’de otomotiv yan sanayisinin motoru BMC’dir! Burada 25 bin kişinin istihdam edildiği söyleniyor. Esas problem buradadır. Otomotiv yan sanayi İzmir’de çok ciddi bir sektördür. BMC’nin İzmir’den gitmemesi gerekir” ifadelerini kullandı. Kocaoğlu, teşvik sorunu ile ilgili olarak da “Sabuncubeli Tünelleri bittiği zaman Manisa 15 dakika... Teşvik sıralamasında Manisa’da 3, İzmir’de 1 bölgede... Sayın Ekrem Demirtaş’ın dediği gibi siz olsanız ne yaparsınız? OSB’ler doluncaya kadar bunu eşitleyin. Dolduğu zaman imalat yapıldığı zaman yeniden değerlendirilir. Bu bir türlü yapılamıyor. Bunun neden yapılmadığını merkezi irade biliyor” dedi.

YAZIK, BERABER ÇALIŞTIK…
DİSK Genel Kurulu’nda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu’ya yapılan protestonun ardından AK Parti İl Başkanı Bülent Delican’dan gelen ‘Büyükşehir Belediyesi’nde terör örgütü destekçilerinin istihdam edildiği’ çıkışına yanıt veren Kocaoğlu, “Büyükşehir’de bir sistem var. Türkiye Cumhuriyeti’nden, adaletten yana bir sistem var. Bu sendikayı ben desteklemiyorum. Hiçbir sendikaya yakın değilim. DİSK genel kurulundaki olayı ben de kınıyorum. Fuarda geçtiğimiz yıllarda yaşanan olayda tavrımı koydum. Orada DİSK Genel Başkanı da tavrını da koymalıydı. 10 defa olsa, 10 defa bu tavrı koyardım. Onun aleyhine siyasi şov yaptıramam. Tek başıma kalırım, Nihat Bey’le beraber açarım fuarı... Devlet adamı olmak bu... Sendika başkanı olmak da bu... Ama bu ayrı bir şeydir… İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde bu sendika örgütlü… Bunu kapamak gibi bir hakkım yok. Böyle bir örgütlenme anlayışım da yok. Hangi sendika yeterlilik alırsa onunla görüşüyorum. Sendika suçluysa kapatılır, başka sendika gelir. Aziz Kocaoğlu’nu yıpratmak için nasıl bir zeka anlamadım, ‘Terör örgütünü koruyor’ diyor. Yazık. Beraber çalıştık… Nasıl yoğurt yediğimizi biliyoruz. Sen kalkıp da siyasi çıkar için terör örgütü sendikasını koruyor dersen, beni bu şekilde itham etmek kime ne kazandırır? Yazık…”