Diren ÇELİK / EGEDESONSÖZ - İzmir Ticaret Odası Aralık Ayı Olağan Meclis Toplantısı, İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban’ın katılımıyla İzmir Ticaret Odası Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıda açılış konuşmalarının ardından kürsüde konuşma gerçekleştiren EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Öncelikle Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde şehit olan askerlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum. Şehitlerimizin ruhu şad olsun. Aziz milletimizin başı sağ olsun” dedi.
GENÇLER YAŞAMINI TÜRKİYE’DEN BAŞKA ÜLKELERDE SÜRDÜRMEK İSTİYOR
Türk ekonomisinin tarihinin en zorlu süreçlerinden birini geçirdiğini belirten Eskinazi, “Toplumda orta direği ortadan kaldıran, toplumda ahlaki çöküntüye neden olan yüksek enflasyonlu bir dönem yaşıyoruz. Ancak tek sorunumuz yüksek enflasyon değil. Türkiye mozaiğini oluşturan genç, yaşlı, çalışan, işveren, sanatçı, akademisyen, siyasetçi, ihracatçı, sanayici 85 milyon insanımızın yüzlerine baktığımızda büyük çoğunluğunun yüz ifadesinde karamsarlığı görmek mümkün. Bu karamsarlığın tek nedeni ekonomide yaşadığımız kötü gidiş değil. Zira toplumda görece olarak ekonomik açıdan daha iyi noktada olan pek çok meslek mensubunun geleceğini Türkiye yerine, yurtdışında aradıklarına şahit oluyoruz. Sağlık, yazılım, teknik hizmetler pek çok sektördeki kalifiye insanımız gencimizin yaşamlarını Türkiye yerine başka ülkelerde sürdürmek istediklerine şahit oluyoruz. Bu süreç Türkiye’yi, eğitimden adalete, spordan sanata, ekonomiden bilime her alanda geri götürüyor” diye konuştu.
TARİKATLARA MÜRİT YETİŞTİRME NİYETLERİ BELİRTİLİYOR
MEB Bakanı Yusuf Tekin’in TBMM görüşmelerinde bazı tarikatlarla bağlantılı dernek ve vakıflarla protokol yapmaya devam edeceklerini söylemesi üzerine eleştirilerde bulunan Eskinazi, “Eğitimimizi bilim eksenli, üretimi destekleyecek şekilde teknik ve mesleki ağırlıklı kurgulamamız gerekirken, tarikatlara mürit yetiştirme niyetleri en yetkili ağızlar tarafından dillendiriliyor. Türkiye’nin en büyük iki yargı kurumu arasındaki görüş ayrılığının hukuki yorum düzleminde olmadığını üzülerek görüyoruz. Cumhuriyetimizin 100. Yılında Süper Kupa Finalimizi Samsun’da ya da Ankara’da oynamamız gerekirken, Türk futbolunun marka değerini yükselteceğiz iddiasıyla takımlarımızın ve toplumumuz itirazlarına rağmen Suudi Arabistan’da oynamak için inat ediyoruz. Toplumun sinir uçlarına dokunmanın doğru bir yaklaşım olmadığını öncelikle kabul ederek pozisyon almamız gerekiyor” diye konuştu.
CUMHURİYETİN KAZANIMLARINA ZARAR VERDİ
Eskinazi konuşmalarının devamında şöyle konuştu:
Toplumsal uzlaşıyı sağladığımız takdirde ekonomi, adalet, sanat, spor, bilim, eğitim, sağlık, kültür her alanda daha verimli bir sürece gireceğimize tüm kalbimle inanıyorum. Görüşlerini kamuoyu ile paylaşma olanağı bulan kişiler olarak bizlerin toplumun ve temsilcisi olduğumuz grupların beklentilerini dillendirmemiz öncelikli görevimiz. Mühendislik eğitimi almış birisi olarak tüm olasılıkları düşünerek, matematiği hayatımızın merkezine oturtarak hareket etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Hayatım boyunca dersime çalışmak önceliğim oldu. Dersime çalışırken de verilerden çok yararlanıyorum. Matematik gerçekliğinden uzak alınan bir kararın Cumhuriyetimizin 100 yıllık kazanımlarına büyük yaralar verdiğini son 2 yılda yaşayarak gördük. Dünya, yapay zeka, dijitalleşme, e-ticaret, eğitim, sürdürülebilirlik başlıklarına yoğunlaşmışken, bizim bu gündemin uzağında kalmamız düşünülemez. Aksi takdirde; “Zengin kaynaklara sahip bir ülkenin fakir bekçileri olmaya devam edeceğiz.”
ÇOĞULCU YAKLAŞIMLA HAREKET EDİLMELİ
İşçilerin emeğinin karşılığını almasıyla sosyal barışın tesis edileceğini ifade eden Eskinazi, “Bugün üreten, ürettiğinin ticaretini ve ihracatını yapan insanlar olarak bir aradayız. Tüm çabamız üretkenliğimizin, verimliliğimizin ve ürettiklerimizin daha katma değerli olması için daha çoğulcu bir yaklaşımla hareket etmek durumundayız. İşveren ve işçi aynı gemideyiz. İşçilerimiz emeklerinin karşılığını alırsa, toplumda sosyal barışın tesis edileceğine inanıyorum. Ancak, popülist kararlar toplumun tüm katmanlarına zarar verir. Son günlerde birkaç konuşmamda dile getirdim.
TÜRKİYE’DE ASGARİ ÜCRETE DAHA FAZLA ANLAM YÜKLENİYOR
Son 3 yılda asgari ücretin enflasyonun üzerinde arttığının altını çizen Eskinazi,”2024 yılı için belirlenecek asgari ücret için kamu, işçi ve işveren temsilcileri müzakerelerini sürdürürken, tüm tarafların Türkiye’de üretimin devam edeceği bir düzlemi göz ardı etmemeleri gerektiğine inanıyorum. Türkiye’de çalışanların yüzde 55-60 arasında bir dilimi asgari ücretle çalışıyor.Bu nedenle Türkiye’de asgari ücrete diğer ülkelerden çok daha fazla anlam yükleniyor. Gündemin sıcak başlıklarından bir tanesi 2024 yılı için asgari ücretin ne kadar olacağı. 2021 yılında 2 bin 852,9 TL olan net asgari ücret 2023 yılında 11 bin 402 TL’ye ulaştı. Bu süreçte asgari ücret yüzde 290 artarken, döviz kuru 13,8 TL’den 29 TL bandına geldi. Döviz kurundaki artış yüzde 109 seviyesinde kaldı. TÜİK verilerine göre 2021,2022 ve 2023 yılı TÜFE rakamlarına bakıldığında asgari ücretin enflasyonun üzerinde arttığını görüyoruz. Asgari ücretteki artışı yakalayabilmesi için bugün dolar kurunun 40 TL bandında olması gerekiyor” şeklinde konuştu.
YILDA İKİ KEZ BELİRLENMESİNE GEÇMEK BİZİM ELİMİZDE
Eskinazi son olarak, “28 Mayıs seçimleri sonrasında oluşan yeni ekonomi yönetimi enflasyonla mücadeleyi önceliklendirmiş durumda. Orta vadeli programda 2024 yılı için enflasyon yüzde 33, 2025 yılı için yüzde 15,2 ve 2026 yılı için yüzde 8,5 hedeflendi. Bu şartlar altında 2024 yılından itibaren asgari ücretin yıllık 1 kez artırılması doğru bir yaklaşım olacaktır. Enflasyonda OVP hedeflerinde bir sapma olması durumunda zaten yılda 2 kez asgari ücret belirlemesine geçmek yine bizim elimizde. Üreten ve ürettiğini ihraç eden sektörler adına, döviz kurlarının enflasyon rakamlarının altında kalmaması talebimizi de bir kez daha yeniliyorum” diyerek sözlerine son verdi.