GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
İş Dünyası
26 Aralık 2023 Salı 17:58

Kestelli'den faiz mesajı: Oranlar büyümeyi yavaşlatıyor

İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, “Enflasyonla mücadele amacıyla artırılan faiz oranları üretimi zorluyor ve dolayısıyla ekonomik büyümeyi doğal olarak yavaşlatıyor. Ekonomide acı reçete olarak adlandırılan bu yaşadığımız süreci, reel sektörün üretim gücünü koruyarak ve halkımızın enflasyon nedeniyle yaşadığı geçim sıkıntısına çare üreterek bir an önce atlatmak zorundayız” dedi

Diren ÇELİK / EGEDESONSÖZ - İzmir Ticaret Borsası Aralık ayı meclis toplantısı İzmir Ticaret Odası Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ve Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer sözlerine Pençe Kilit Harekatında şehit olan askerler için başsağlığdileklerinde bulundu. Toplantıda ayrıca, 2023 yılı değerlendirildi.

GEÇİM SIKINTISINA ÇARE ÜRETİLMELİ
Başkan Kestelli ekonomide yapısal reformların şart olduğunun altını çizerek, “Depremin neden olduğu hasar, yüksek enflasyon ve maliyet artışları, baskılanan faiz oranları ve döviz kuru ekonomik dengeleri olumsuz etkilemişti. Yeni ekonomi yönetimi rasyonel politikalara dönüşü ısrarla vurgulayarak Orta Vadeli Programı hazırladı. Makroekonomik ve finansal istikrarın sağlanması, Enflasyonun tek haneye düşürülmesi, Yatırım, istihdam, üretim, ihracat perspektifinde büyüme ve istihdamın devam ettirilmesi, Sosyal adalet ve refahın güçlendirilmesi şeklinde dört temel amacı olan programı piyasalarda olumlu karşılandı. Enflasyonla mücadele amacıyla artırılan faiz oranları üretimi zorluyor ve dolayısıyla ekonomik büyümeyi doğal olarak yavaşlatıyor.Ekonomide acı reçete olarak adlandırılan bu yaşadığımız süreci, reel sektörün üretim gücünü koruyarak ve halkımızın enflasyon nedeniyle yaşadığı geçim sıkıntısına çare üreterek bir an önce atlatmak zorundayız.Fiyat istikrarı için atılan adımları olumlu buluyoruz ama sorunlarımızın sadece mali ve finansal önlemlerle çözülemeyeceğinin, kalıcı iyileşme için yapısal reformların da şart olduğunun bir kez daha altını çiziyoruz” diye konuştu.

ÇÖZÜMÜN PARÇASI OLMAK İÇİN HAZIRLIKLIYIZ
Kestelli, tarım sektöründe 2023 yılını değerlendirerek, “TÜİK tarafından açıklanan ilk üç çeyrek yani 9 aylık verilere göre tarımın milli gelirdeki payı bir önceki yılın aynı dönemine göre değişmeden yüzde 6,7 olarak gerçekleşti. Aynı dönemde milli gelir reel olarak yüzde 4,7 büyürken, tarımsal hasılada ise binde 1 oranında gerileme yaşandı. 2023 yılını ürün veya ürün gruplarının üretimi açısında baktığımızda; tahıl üretiminde yüzde 7,4, sebze üretiminde binde 3, meyve üretiminde yüzde 2 oranında artış yaşanırken; yağlı tohumlar üretimi yüzde 13 oranında geriledi. Ürün bazında incelediğimizde ise buğday, arpa, mısır, mercimek, soğan, domates, limon, mandalina, portakal, kiraz, şeftali, ceviz gibi ürünlerin üretiminde artış yaşandı. Çeltik, kuru fasulye, ayçiçeği, pamuk, üzüm, kayısı, zeytin, fındık ve antep fıstığı gibi ürünlerin üretiminde ise düşüş oldu.Tarımın doğası gereği ekim alanına, iklim şartlarına ve verimliliğe bağlı olarak üretimde artış ve azalışların olması normal bir durum. Ülkemizde tarımın yaşadığı asıl sorunlar bu doğal koşulların etkisini azaltacak altyapının ve kültürel uygulamaların geliştirilmesindeki eksikliklerden kaynaklanıyor. İşletme ölçeklerin küçük olmasını, maliyetlerin yüksekliğini, üreticilerin sermaye yetersizliğini, desteklemelerin etkin olmamasını, altyapı yatırımlarının eksikliğini, işçi sorununu, teknoloji entegrasyonundaki eksiklikleri, arz zincirinin etkin çalışmamasını ve en önemlisi üretim planlaması yapılamamasını geliştirilmesi gereken konular olarak sıralayabiliriz. Tüm bu konuları kısa dönemde çözmek maalesef mümkün değil.Hemen hemen hepsi orta ve uzun vadeli kararlı politikalar izlenmesini gerektiriyor. Bu anlamda üretim planlaması için bu yıl başlatılan çalışmayı çok önemsiyoruz.Bölgelerin toprak ve su kaynaklarının durumu, üreticilerin makine parkları, sanayi ve ticaretin ihtiyaçlarına göre yapılacak planlamanın ülkemiz tarımında arz ve talep dengesinin kurulmasına önemli katkıları olacaktır. Gıda sanayi ve ihracatın dikkate alındığı kadar, tarımsal girdi piyasalarının da bir o kadar dikkate alınması gerekiyor.Dolayısıyla sektörümüzün gelişimi için en önemli ihtiyaçlarından birisi tüm paydaşlar arasındaki istişare ve iş birliğinin tesis edilmesi. Bu alanda yapılacak her türlü iyileştirme çözümün de anahtarı olacaktır.Ve İzmir Ticaret Borsası olarak biz her zaman çözümün parçası olmak üzere hazır ve hazırlıklıyız.”



ÜRETİM VE TİCARET SİSTEMLERİ İKLİM DOSTU ŞEKLE DÖNÜŞTÜRÜLMELİ
Kestelli son olarak küresel iklim değişikliğine dikkat çekerek üretim şeklinin iklim dostu bir şekle dönüştürülmesi gerektiğini aktardı, “Dünya yeni bir yön arayışında. Birçok etkinin bir araya gelmesi ile son 3-4 yılda ortaya çıkan durum devam mı edecek? Yoksa 2024 yılı bir toparlanma sürecinin başlangıcı mı olacak? Bu durum, özellikle süreci biraz geriden takip eden bizim gibi ülkeler için belirsizliğini koruyor. Tüm bu süreçleri etkileyen bir diğer konu ise küresel iklim değişikliği. Kesin olan bir şey var ki, üretim sistemlerinden ticarete yaşamın her alanı hem iklim değişikliğinin kendisinden hem de mücadelesinden etkilenecek. Nitekim, Kuzey yarımküre 2023 yazında dünya tarihindeki en sıcak üç ayını yaşadı ve tarımsal üretim kadar günlük yaşamlarda bundan olumsuz etkilendi. İklim değişikliği ile mücadelenin en önemli noktası 2015 yılındaki Paris Anlaşması ve her yıl düzenlenen ve kısaca COP olarak adlandırılan Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi. Zirvenin 28’incisi geçtiğimiz günlerde Birleşik Arap Emirlikleri’nde gerçekleştirildi. Karar metninde fosil yakıtlara açıkça değinen ilk zirve olması nedeniyle kimileri tarafından “tarihi bir zirve” olarak adlandırılsa da bazı çevreler anlaşmanın yetersiz olduğunu belirterek iklim değişikliğiyle mücadeledeki yavaş ilerlemeyi eleştiriyor. Zirvede, gıda üretimini ve üreticileri iklim değişikliğinin etkilerine karşı korumayı öngören “Sürdürülebilir Tarım, Dirençli Gıda Sistemleri ve İklim Eylemi Bildirisi’nin” Türkiye dahil 159 ülke tarafından imzalanması faaliyet alanımız olan tarımda küresel bir konsensusun olduğuna işaret ediyor diyebiliriz.Küresel ortak bir iradenin olması bizler için çok net bir sonuç ortaya çıkıyor. Mevcut iş kapasitelerimizi korumak ya da artırmak istiyorsak üretim ve ticaret sistemlerimizi yakın gelecekte iklim dostu şekle dönüştürmek zorundayız.Bu konuda firmalarımızın yanı sıra, teknik destek ve yönlendirme konusunda Borsamıza da önemli görevler düştüğünün farkındayız ve çalışma planlarımızda bunu dikkate aldığımızı ifade etmek istiyorum” diyerek sözlerine son verdi.