Diren ÇELİK/EGEDESONSÖZ- Geçtiğimiz 14 Mayıs’ta gerçekleşen cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri ikinci tura kalınca gözler 28 Mayıs tarihine çevrildi.
Cumhur İttifakı adına Recep Tayyip Erdoğan’ın, Millet İttifakı adına Kemal Kılıçdaroğlu’nun yer alacağı seçimlerin ardından Türkiye yeni bir sürece yelken açmış olacak.
Gözler ise Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılına yön verecek olan yeni kabinedeki isimlerin kim olacağı yönünde…
Türkiye’nin üçüncü büyük kenti olan İzmir ise ülke siyasetindeki belirleyicilik yönünden Ankara ve İstanbul’un oldukça gerisinde olduğunu söylemek gerekiyor.
İzmir iş dünyası ise Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılında yön verecek kabinede İzmir’den isim ya da isimlerin temsil edilmesi noktasında çağrıda bulundu. İzmir’in gerek insan gerek ticari potansiyelinin bakanlık düzeyinde temsil edilmesi için yeterli olduğunu savunan iş dünyası, kentin potansiyelinin daha fazla açığa çıkarılması için kazana kim olursa olsun İzmir’in yeni kabinede vitrine çıkması için siyasetçilere çağrıda bulundu.
ARTIK İZMİR’İN TANIMI FARKLI HALE GELDİ
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar:
Bu kent, her zaman aldığının fazlasını veren bir kenttir. O açıdan, tabii ki İzmir’in en az bir bakanlıkla temsil edilmesi gerekir. İzmir bunu fazlasıyla hak ediyor. Türkiye’nin 3. büyük şehri, net ihracatçı, sanayide, turizmde, tarımda ve sağlıkta çok büyük potansiyele sahip. Ancak, bu potansiyeli ortaya çıkarması için büyük projelere, büyük projeler için de desteğe ihtiyaç duyuyor. Kendi yerel imkanları doğrultusunda alabildiği mesafe, alması gereken mesafenin gerisinde kalmaktadır. Dünyadaki değişimin ve dönüşümün çok hızlı olduğu bir süreçte; potansiyeli ile sahip olduğu insan gücü ve sektörel yapısı ile bu yönde desteklenen İzmir, 1’e 2-3 verecek güçte olup, İzmir’in gelişmesi, ülke ekonomisinin de ivme kazanması anlamındadır.
Unutulmamalıdır ki, İzmir’in desteklenmesi, İzmir’in gelişmesi sadece o ili değil, Bölge ekonomisini de doğrudan ilgilendirmekte ve etkilemektedir. O nedenle de, İzmir’in bir bakan ile temsil edilmesini, konularımızın ivedilikle icracı bir bakan tarafından Bakanlar Kurulu’na aktarılmasını, bire bir takip edilmesini çok isteriz.
Özellikle Binali Yıldırım’ın bakanlığı ve İzmir milletvekilliği döneminde biz bundan çok güzel bir şekilde istifade ettik. Binali Bey, çok da destek oldu ve hala desteğini sürdürüyor. Yeni kurulacak kabinede de İzmir’in bir bakanının olması, en büyük beklentimizdir. Bu tabii ki yeni seçilecek cumhurbaşkanımızın takdiridir. Kabinede yer alacak bakan İzmirli olsun diyenler de var. Bu konuda ben, bakan İzmirli olsun veya olmasın kısmında değilim. İzmir’den bir bakan olsun, peşindeyim. Artık İzmir’in tanımı da farklı hale geldi. Mesela Binali Bey de İzmirli değildi ama bir İzmirli gibi bu kente çok hizmet etti.”
İZMİR’DE BİR BAKANIN OLMASI, BAKAN TEMSİLİNİN OLMAMASINDAN DAHA İYİDİR
BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kasalı:
“İzmir’de bir bakanın olması, bakan temsilinin olmamasından daha iyidir. İş insanları açısından, ekonomiye ve yatırıma dönük bakanlıklardan birinin temsili olması olumlu yansır. Parlamento sisteminde bir bakanının temsil etmemesi çok şey fark ederdi. Bugün ile karşılaştırıldığında bakanların olağanüstü bir etkisi ve ağırlığı vardı ancak yeni başkanlık sisteminde başkanın dedikleri ağırlık kazanıyor. Bakanlar, genel olarak müsteşarların düzeyinde bile değiller. İcraya müdahale eden ve gerçek uygulamalarda bulunan bir devlet düzeni söz konusuydu. Dolayısıyla olması olmamasından daha iyidir diye yorumlayabiliriz”
‘ÖNEMLİ BİR KALDIRAÇ GÖREVİ GÖREBİLİR’
İZİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Betül Sezgin:
“İzmir’in teknoloji ve tasarım alanında çok güçlü bir potansiyeli var. Ancak bu konuda öncü olabilmesi için, güçlü bir temsiliyete ihtiyacı var. Temsil edecek kişilerin İzmir’i iyi tanıyan, sürdürülebilirlik hakkında vizyon sahibi, döngüsel ekonomide yetkin, teknoloji ve tasarım alanlarında da deneyimli olması gerekir. Bakanlık düzeylerinde İzmir temsili hem şehrimizde motivasyon yaratabilir, hem bu şehirde yapılacak yenilikçi pilot uygulamalarla ülkemizde İzmir’in önemli bir kaldıraç görevi üstlenmesini sağlayabilir.”
İŞ DÜNYASINA POZİTİF KATKI SAĞLAR
EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer:
“İzmir’de bir bakanımız olmasını isteriz ancak olmasa bile mevcut ya da olası hükümete milletvekillerimiz sayesinde de sorunlarımızı iletebiliyoruz. Bu yönde bir bilgi akışımız da var. İzmir Ticaret Odası ve diğer odalarımız bu konuda bizlere öncülük yapıyor. Hem kendi, hem sanayicilerin iş dünyasının dertlerini direkt olarak bakanlarımıza da iletebiliyoruz. İzmir’de bir bakanın olmaması eksiklik olmasa da varlığı iş dünyasına pozitif katkı sağlayacaktır. İkinci tur seçimlerimiz hayırlı olsun, yeni hükümetimiz öncelikli olarak enflasyon ile mücadele etmeli. Finansmana erişim çok zorlaştı. Yeni hükümetten beklentilerimiz bu şekilde”
‘İZMİRLİ BİR BAKAN OLMALI’
TÜGİAD Ege Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Engin Korkmaz:
“28 Mayıs’tan sonra oluşturulacak yeni kabine içerisinde İzmirli bir bakanın yer alması kent açısından oldukça önemli. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde kabinenin meclis dışından seçiliyor olması, tercih noktasında Cumhurbaşkanı’nın elini güçlendiriyor. O sebeple kabine oluşturulurken İzmirli, İzmir’i bilen, tanıyan, İzmir’de yaşayıp İzmir’in ihtiyaçlarına vakıf, kısacası bizden birinin kabinede olması, İzmir’in sesini merkezi yönetime duyurma noktasında büyük fayda sağlayacaktır"
İKİ BAKAN BİZİ MUTLU EDER
İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi (İAOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Karace:
“İzmir’in bir ya da iki bakanla temsil edilmesi sanayici için de, iş insanları için de nereye müraacat edeceğini bilmesi açısından iyi olur. Bir yetmez hatta iki bakan olsun diyoruz. Bir İzmir bir de Ege Bölgesi’nden olursa bizi de bölge olarak güçlü kılar. Bilindiği üzere. Sayın Binali Yıldırım da bir dönem İzmir’den başbakan olarak gitti. İzmir kamuoyu ve sanayiciler bunun oldukça faydasını da gördü. Her bir problemde kendisine çabuk bir şekilde ulaşılabiliyordu. Milletvekilleri de her ne kadar yardımcı olsalar da ulaşılabilir bir bakanın olması bizi memnun eder”