GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ege
11 Haziran 2024 Salı 09:40

Gözler mahkemede... Bir ilçenin canına okuyacak proje!

Çanakkale’nin Bayramiç ilçesinde Cengiz Holding-Truva Bakır Madencilik A.Ş. tarafından yapılması planlanan Halilağa Bakır Ocağı projesinin ÇED olumlu kararının iptali için açılan ikinci davanın duruşması görüldü. Duruşma sonrasında basın açıklaması düzenleyen çevre aktivistleri, “Bölgenin tüm su kaynakları şirkete tahsis edilecek. Hacıbekirler göletleri yetmezmiş gibi bir de Kocabaş Çayı’nın suyu da şirkete verilecek. Yılda 4 milyon metreküp su kullanılacak olan projenin neredeyse tamamı ormanlık alanda" dedi.

EGEDESONSÖZ – Çevre aktivistleri, Çanakkale’nin Bayramiç ilçesinde yer alan Hacıbekirler Köyü sınırlarında Cengiz Holding-Truva Bakır Madencilik A.Ş. tarafından yapılması planlanan Halilağa Bakır Ocağı Kapasite Artışı, Cevher Zenginleştirme Tesisi ve Atık Depolama Tesisi projesi için bir araya geldi. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen 'Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu' kararının iptali talebi ile açılan 2. davanın duruşması 10 Haziran’da Çanakkale Adliyesi’nde görüldü.

Proje hakkında iki ayrı dava açıldı. Birinci dava için, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Ayvalık Tabiat Derneği, Çan Çevre Derneği, Ege ve Marmara Çevreci Belediyeler Birliği ve yörede yaşayan 90 vatandaş başvurdu. İkinci dava ise TEMA Vakfı adına açıldı. Davacılar, ÇED olumlu kararının iptal edilmesi talebiyle mahkemeye başvurdu.

KÖYLERİN İÇME SUYU ŞİRKETE VERİLECEK
Duruşma sonrası, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan basın açıklamasında şunları söyledi:

“55 köyün içme suyuna göz dikmiş, Halilağa, Hacıbekirler ve Muratlar köylerinin haritadan silinmesine neden olacak projenin bulunduğu saha Bayramiç su havzası üzerinde. Devasa ölüm çukurunun açılacağı, patlatmalı faaliyet gösterecek ve ocak gölünün oluşmasıyla güvenliksiz hale gelecek açık ocağın hemen yakınında ise yüksek pasa yığını ile çevrili kocaman bir atık barajının yapılacağı projede, çok fazla miktarda su kullanılacak. Bölgenin tüm su kaynakları şirkete tahsis edilecek. Hacıbekirler göletleri yetmezmiş gibi bir de Kocabaş Çayı’nın suyu da şirkete verilecek. Yılda 4 milyon metreküp su kullanılacak olan projenin neredeyse tamamı ormanlık alanda. Proje alanında ayrıca tarım alanları ve meralar da var. Proje bölgenin tarım ve hayvancılığını bitirecek.

PROJE, KAZDAĞLARI EKOSİSTEMİNİ YOK EDECEK
Atık barajı Hacıbekirler köyüne yalnızca 730 metre mesafede. İliç felaketi de düşünüldüğünde yerleşim yerlerine bu denli yakın olan bir projeye izin verilmesi akıl almaz bir durum. 19 yıl boyunca, 7/24, günde üç vardiya çalışacak bu devasa proje, Kazdağları ekosistemini yok edecektir. Bölgenin ormansızlaştırılması, iklim değişikliği açısından da çok kritik öneme sahiptir. Çanakkale ilimiz, madenlere yapılan orman alanı tahsisleri nedeniyle ülkemizde orman kaybının en çok yaşandığı 2. şehir durumundadır. Tek bir ağacı bile kaybetmeye tahammülümüz kalmamıştır.

BİLİRKİŞİ RAPORUNDA PROJEDE KAMU YARARI OLMADIĞI BELİRTİLMİŞ
Proje için 26.07.2021 tarihli ÇED olumlu kararı dava edilmiş ve dava kazanılmıştı. Ancak şirket, 2009/7 sayılı genelgeye tutunarak yeniden revize ÇED Raporu hazırlamış ve ÇED süreci halkın katılımı süreçlerini atlatarak İnceleme Değerlendirme Komisyonu Toplantısı ile başlatılmıştı. Bugün duruşması gerçekleştirilen dava süreci kapsamında bilirkişi incelemesi yapılmış ve rapor davacılardan yana gelmişti. Bu durumda mahkemenin daha önce olduğu gibi yürütmeyi durdurma kararı vermesi gerekirken şaşırtıcı bir şekilde yürütmeyi durdurma kararı verilmedi. Bilirkişi raporunda; projede kamu yararı olmadığı, orman ekosistemine verilecek zararın değerlendirilmediği, kar zarar hesaplarının yanlış yapıldığı, projeye proses suyu sağlayacak göletler ve derivasyon kanallarının ÇED dışında tutularak Entegre ÇED hazırlanması gerektiği koşuluna uyulmadığı, projenin yerleşim yerlerine çok yakın olduğu ve çevre ve insan sağlığı açısından risk oluşturduğu, yeraltı ve yüzey sularının rejiminin değişeceği ve kirleneceği, ormansızlaşma ve tarım alanlarının kaybının karbon salınımını arttırarak iklim değişikliğine etki edeceği gibi hususlara yer verilmişti. Süheyla Doğan sözlerine şöyle devam etti: “Davacılar olarak da duruşmada dava dilekçemizde belirttiğimiz gibi projenin eksiklik, hata ve tutarsızlıklarını, havamıza, suyumuza, toprağımıza, ormanlarımıza, tarım alanlarımıza, insan ve tüm diğer canlılara vereceği zararları, kasıtlı yanıltıcı beyan ve hukuka aykırılıkları bilimsel olarak bir kez daha dile getirdik ve ÇED olumlu kararının iptal edilmesini istedik.

MAHKEME BİLİRKİŞİ RAPORUNA İTİBAR ETMELİ
Mahkeme heyetinin bizlerin beyanlarına ve bilirkişi raporuna itibar ederek ÇED Olumlu kararını iptal etmesini bekliyoruz. Kazdağları’nın yüzde 79’u metalik madencilik projeleri ile kaplanmış durumda. Bölgede madencilik dışında ayrıca çok sayıda enerji projeleri ve sözde ekoturizm gibi diğer projeler de bulunmakta. Bizler doğa hakkı savunucuları olarak Cengiz Holding’in bu projenin ve Kazdağları’ndaki benzer diğer ekolojik yıkım projelerinin hayata geçmemesi için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.”