GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Sağlık
9 Ocak 2024 Salı 14:39

DEÜ önünde ‘hayvan deneyi’ tepkisi: Kendimizi kadavra olarak bağışlıyoruz

Dokuz Eylül Üniversitesi’nde ikinci hayvan deneyi laboratuvarı yapması üzerine açıklama yapan Mülkiye İzmir Hayvan Hakları Grubu adına konuşan Hüsünbeyi, “Hayvanların mal olarak görülmeleri, sömürülmeleri, iradeleri dışında deneyde kullanılmaları, işkenceye maruz kalmaları, öldürülmeleri kabul edilemez” dedi. Açıklamaya katılanlar kendilerini kadavra olarak bağışladıklarını dile getirdi.

Büşra ÇETİNKAYA/EGEDESONSÖZ – Hayvan hakları savunucularının hayvan deney laboratuvarlarına yönelik tepkileri sürüyor. Dokuz Eylül Üniversitesi’nin 10 kilo üstü hayvanlara yönelik 2. Laboratuvarını yapması üzerine Mülkiye İzmir Hayvan Hakları Grubu basın açıklaması yapmak üzere toplandı.

Hayvan deney laboratuvarlarına hayır demek için Alsancak'ta yer alan Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlük Binasının önünde basın açıklaması yapmak isteyenlere polis izin vermedi. Bunun üzerine hayvan hakları aktivistleri ile polis arasında ‘yer’ tartışması yaşandı. Tartışmanın ardından açıklama, Fransız Kültür Merkezi’nin önünde yapıldı.

‘BİRÇOK AŞI ALTERNATİF DENEYLERLE GELİŞTİRİLDİ’
Açıklamayı Mülkiye İzmir Hayvan Hakları Grubu adına okuyan Mete Hüsünbeyi, “Her yıl dünyada 100 milyondan fazla hayvan deneylerde kullanılmakta, bununla beraber hayvanlarda başarılı olan deneylerin % 90'dan fazlası insanlarda başarısız olmuştur.  Bir başka açıdan da insanlarda başarılı olabilecek deneyler, hayvanlarda başarısız sonuç vermektedir. Bu da birçok tedavi fırsatının kaçırılmasına neden olabilmektedir. Kaldı ki uzun yıllar süren hayvan deneyleri, maddi yüklerin ötesinde olası tedavi süreçlerin de gecikmesine neden olmaktadır. Örneğin ABD Ulusal Kanser Enstitüsü 11. Başkanı Dr. Richard Klausner, kanser araştırmaları tarihinin, farelerde kanseri tedavi etme çabasının tarihi olduğunu, onlarca yıl önce farelerde kanseri tedavi ettiklerini, ama bunun insanlarda işe yaramadığını söylemiştir. Yine hayvanlarda başarılı sonuç veren ilaçların yan etkilerinin insanlarda felaketler doğurduğu da gözlemlenmiştir. Hayvanlarda olumlu sonuç doğuran bir ilaç, hamile kadınlarda eksik organlı çocukların doğmasına, yine romatizma için kullanılan bir diğer ilacın ileri aşamalarda kalp hastalıklarına ve yaygın ölümlere yol açtığı görülmüştü. Oysa ki birçok aşı, ilaç ve tedavi alternatif deneylerle geliştirilmiştir. Sıtma, tifo, sarı humma, çocuk felci aşısı, penisilinin bulunuşu, prostat ve meme kanseri için hormon tedavisi bunların başlıcalarıdır” ifadelerini kullandı.

‘ÖĞRENCİLER HAYVAN DENEYİNE ZORLANAMAZ’
Alternatif deney yöntemlerinin geliştiğini ifade eden Hüsünbeyi, eğitimde hayvan deneyini kaldıran üniversiteleri örnek gösterdi ve sözlerine şöyle devam etti:

“Bugün artık biyoloji, tıp, veterinerlik alanlarında alternatif deneyler üst seviyede gelişmiş bulunmaktadır. Kök hücre ile üretilmiş dokular üzerinde deneyler, insan doku örnekleri üzerinde yapılan testler, mikrodoz uygulamaları, radyolojik cihazlardaki ilerlemelerle hastalıkların vücut içerisinde gelişmelerin takip edilmesi, yapay zekâ, beraberinde bilgisayar modelleri ve simülasyonları önemli ve etkili alternatif yöntemlerdir. İnsan, doğanın ve hayvanların egemeni değil paydaşıdır.  Hayvanların mal olarak görülmeleri, sömürülmeleri, iradeleri dışında deneyde kullanılmaları, işkenceye maruz kalmaları, öldürülmeleri kabul edilemez. Aynı şekilde üniversitelerde eğitimde de hayvanların kullanılmaması gerektiği gibi, öğrenciler de, etik eğitim hakkı ilkesi gereği hayvan deneyleri konusunda zorlanamaz. Dünyada birçok üniversitede olduğu gibi ülkemizde de Aksaray Üniversitesi eğitimde hayvan deneyini kaldırmıştır. Dönemin Aksaray Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı, Prof. Dr. Mustafa Cemal Darılmaz'ın dediği gibi buradaki en önemli amaç canlıları korumaktır. Bir araştırma veya çalışma yaparken canlı hassasiyetini ve hayvanların da bizim gibi benzer duyulara sahip olduğunu öğrenerek yetişmemiz gerekiyor. Onları laboratuvar materyali olarak görmememiz gerekiyor. Dünya genelinde birçok ülkede bakanlıklar benzer kararları almış durumda.”

‘KENDİ BEDENLERİMİZİ KADAVRA OLARAK  BAĞIŞLIYORUZ’
Hüsünbeyi, deneylerde hayvanların denek olarak kullanılmasına karşı kendi bedenlerini kadavra olarak bağışayacaklarını dile getirerek şu ifadeleri kullandı:

“Ülkemizde 120'den fazla Hayvan Deney Laboratuvarı bulunmaktadır. Dokuz Eylül Üniversitesi 10 kilo üstü hayvanlara yönelik 2. laboratuvarını yapmaktadır. Bilginin, bilimin geliştiği bu dönemde çağdışı kalmış hayvan deneylerinden vazgeçilmeli, hayvan deney laboratuvarları alternatif bilimsel araştırma laboratuvarlarına dönüştürülmelidir. Biz irademizle kendi bedenlerimizi bilim ve eğitim amaçlı değerlendirilmek üzere kadavra olarak bağışlıyoruz. Bir sömürü biçimi olan hayvan deneyleri vahşetinden vaz geçilmesini talep ediyoruz.  Tüm duyarlı çevrelerle birlikte konunun takipçisi olacağız, her oluşumu ve herkesi bu konuda dayanışmaya davet ediyoruz.”