GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
16 Şubat 2016 Salı 09:05

Davutoğlu'ndan Putin'e Esad göndermesi!

Başbakan Ahmet Davutoğlu Rusya'nın Suriye'deki müdahalesini “Ya Esad’ı Kadirovlaştıracaklar ya da Esad gitse bile bir Kadirov bulup bunu Batı’ya empoze etmeye çalışacaklar” diye yorumladı.

“Türkiye, kendi güvenliğini korumak için her türlü tedbiri alır, bunda tereddüt etmeyiz” diyen Davutoğlu dün Ukrayna’ya giderken uçakta gazetecilere özetle şunları söyledi:

BATI, 2013’TE CESARETLENDİRDİ
“EĞER Suriye’de, Rusya’nın rejime verdiği destek ve kimyasal silah konusunda 2013’te doğru bir tavır alınsaydı, muhtemelen Ukrayna’da Rusya bu kadar agresif bir tutum takınamazdı. Batılı ülkelerin bazı tutumları, Rusları Ukrayna’da cesaretlendi. Rusya’nın son dönem stratejisine bakıldığında Ukrayna üzerinden AB’ye, Suriye üzerinden de Türkiye’yi sınırlamaya veya Türkiye’ye dönük olarak bir politika takip edildi.

YPG, RUSYA’NIN SURİYE ENSTRÜMANI
YPG’ye yönelik çağrıların bir anlamı var. Çünkü YPG açık bir şekilde şu anda Rusya’nın Suriye’deki enstrümanıdır. Bunu hem iç hem de uluslararası kamuoyunun doğru okuması lazım. Eğer Rusya’nın, Suriye rejimini destekleme konusunda en güçlü enstrümanı nedir diye sorarsanız, YPG’dir. Bu piyon kendisini ‘DEAŞ’a karşı mücadele ediyorum’ diyerek meşrulaştırmaya çalışıyor. Peki Azez ve civarında DEAŞ var mı? Yok. Halep’in kuzeyinde DEAŞ var mı? Yok. Orada ne arıyorlar? Rusya, Türkiye’yi sıkıştırabilmek için de bu araçları kullanıyor. Dolayısıyla bizim tutumumuzun son derece meşru bir temeli var.

Birincisi Türkiye, kendi güvenliğini korumak için her türlü tedbiri alır. Hiçbir ülke Suriye’deki gelişmelerden Türkiye’deki kadar etkilenemez. Dolayısıyla güvenlik tedbirleri almaktan tereddüt etmeyiz. YPG, Fırat’ın batısına geçmeyecek, Azez’e de yani Afrin’in de doğusuna geçmeyecek. Buralarda ılımlı muhalefet var. Açıklamaları takip ediyoruz ancak bu açıklamaları alandaki bu tabloyu görerek değerlendirmekte fayda olduğu kanaatindeyiz.

MOSKOVA’DAN ‘DÜNYA SAVAŞI’ ALGISI
YPG’nin Azez’e yönelik her saldırısı büyük bir mülteci akınına da yol açtı. Bir, Türkiye’ye mülteci akınlarının önlenmesi, iki Türkiye’nin sınır güvenliğinin sağlanması, üç ılımlı muhalefetin Rusya-İran-Suriye rejim güçlerinin yanında YPG ile katılmasının önüne geçmek için bu yaklaşımımız sürecek. Gerekli gördüğümüz yerde gerekli gördüğümüz müdahaleler kullanılır.

‘Bir dünya savaşı çıkabilir algısı’ Rusya tarafından yaratılıyor. Böyle bir algı operasyonuna gelinmemeli. Türkiye gerekli gördüğü tedbirleri alır ancak tedbirleri alırken Türkiye’nin istikrarının ve pozitif siyasi atmosferin etkilenmemesine de büyük özen gösterir. ‘Savaşa giriyoruz, girdik’ gibi gazete manşetlerine de yansıyan spekülasyonları kesinlikle gündemde tutmamak lazım.

Hava operasyonları olmasa bugün Suriye’de çok farklı bir tablo olurdu. Suriye’deki temel problem, başından itibaren Suriye rejiminin ve şimdi de Rusya’nın havadan yaptığı saldırılar. Yani karada kendi vatanını savunan Suriyeli kardeşlerimize üstünlük kurulamayınca hava gücüyle üzerine bomba yağdırılıyor. Esas problem hava saldırılarının durmasıydı. Maalesef bu sağlanamadı.

ABD’YE: MESAJIMIZI İLETİN
(Rusya’nın Suriye’de özellikle hastane ve fırınları vurduğu yönünde bilgilerin geldiğinin hatırlatılması üzerine) Rusya bütün bunları halkı tedirgin etmek ve halkı ‘Esad rejimi kalsın’ diye bir psikolojiye sokmak için yapıyor. Çeçenistan’da da Kadirov gibi bir kuklayı nasıl iş başına getirdiler, ondan önce nasıl bir kıyım yaptılar ise şimdi aynı şeyi Suriye’de yapıyorlar. Ya Esad’ı Kadirovlaştıracaklar ya da Esad gitse bile bir Kadirov bulup bunu Batı’ya empoze etmeye çalışacaklar. Onun için de alanda hiçbir direnç kalmamasına çalışıyorlar. Joe Biden’a da evvelsi gün söylediğim husus açık ve netti: Rusya’ya da YPG’ye de gerekli mesajı iletin.

CENEVRE’DE YPG MASAYA GELİR AMA...
Rusya, YPG’yi kullanarak demeye çalışıyor ki ‘Cenevre masasında YPG de olsun’. Yani bizim ısrarımızla engellenmişti, şimdi Türkiye’ye dönük olarak YPG’yi bir koçbaşı gibi kullanıp, hem Türkiye’ye bir baskı oluşturmak hem YPG’yi masaya çekme çabası var. Biz de diyoruz ki ‘YPG masaya gelebilir. Nasıl gelebilir? Rejim safında. Çünkü rejimin piyonudur YPG.” 

YPG AZEZ'DEN ÇIKTI
(PYD Eşbaşkanı Salih Müslim’in açıklamaları) Geri adım atmayacağız demesinin bir anlamı yok. Geri adım attılar. Şu anda YPG unsurları Azez civarından uzaklaştırıldı. Azez’e yaklaşırlarsa en şiddetli tepkiyi görürler. Azez’in düşmesine izin vermeyeceğiz. Bunu çok net bütün dünya bilmeli. Havaalanı konusunda da bu havaalanını, Türkiye’ye ve ılımlı muhalefete karşı kullanmasına izin vermeyeceğiz. Çekilmezlerse o havaalanı kullanılmaz hale gelecek. Azez’e 1,5 kilometre yaklaştıkları için biz uyardık. Biz, Rusya’yı da kaç kez uyardık. ‘Yapmayın, sınırımıza yaklaşmayın, ihlal etmeyin.’ Bu uyarıları dinlemedikleri için bu oldu. Aynı şekilde YPG’yi de uyardık, ‘Fırat’ın batısına geçmeyeceksiniz, Azez’e de yaklaşmayacaksınız.’ Şimdi de uyarıyoruz, yaklaşmayacaklar.”

SÖZLERİ DOĞRU DESTEK VERMELİ
DAVUTOĞLU, CHP Sözcüsü Selin Sayek Böke’nin Hıristiyan kökenli olduğuna ilişkin bir gazetenin yaptığı haberi değerlendirirken de şöyle dedi: “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bütün vatandaşları eşit haklara sahiptir, herhangi bir vatandaşın geçmiş kökeni etrafında yapılan tartışma kesinlikle insan haklarına aykırıdır. Etnik bir ırkçılık dozu taşır. Biz kimsenin geçmiş kökenini araştırmak üzerine siyaset yapılmasını doğru bulmayız. Ben Başbakan olarak bu konuda Selin Hanım’ın açıklamalarının doğru olduğunu ve desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.”(hürriyet)