GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
İş Dünyası
13 Kasım 2023 Pazartesi 08:51

Danıştay’dan JES’çilerin başkanına veto!

Danıştay, Enerjeo Kemaliye Enerji Üretim Şirketi’nin Manisa’nın Alaşehir ilçesindeki jeotermal kaynak arama projesini veto etti.  Enerjeo Şirketi'nin Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Şentürk aynı zamanda Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği’nin de başkanlık görevini yürütüyor. Danıştay, Sarıgöl’deki benzer bir projenin de ÇED sürecinin iptalini onadı. 

Metehan UD/ EGEDESONSÖZ - Ziraat odaları ve çevre örgütlerinin başta üzüm bağları olmak üzere tarımsal üretime zarar verdiği gerekçesiyle jeotermal enerji santrallere (JES) karşı çıktığı Manisa’da Danıştay’dan çiftçileri sevindiren kararlar çıktı.

Yerel mahkemenin, Manisa’nın iki ilçesinde açılmak istenen jeotermal kaynak arama projeleri ile ilgili ÇED iptal kararı Danıştay tarafından onandı. 

Kararla ile birlikte Enerjeo Kemaliye Enerji Üretim A.Ş.’nin Alaşehir’in Kemaliye ve Toygar köylerinde hayata geçirmek istediği 4 adet jeotermal kaynak arama kuyusu projesi ile AGB Enerji’nin de Sarıgöl’ün Yalınayak, Yukarı Koçaklar, Sığırtmaçlı ve Tırazlar mahallelerinde hayata geçirmek istediği 6 adet sondaja dayalı jeotermal kaynak arama projesinin ÇED kararlarının iptali kesinleşmiş oldu. 

JES DERNEK BAŞKANI
Enerjeo Kemaliye Enerji Üretim A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Şentürk, Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği’nin (JESDER) yönetim kurulu başkanlığı görevini yürütüyor.

OVA KORUMA ALANINDA
Alaşehir ve Sarıgöl Ziraat Odaları’nın avukatı Akın Yakan tarafından açılan davada Manisa 1’inci İdare Mahkemesi’nin ana iptal gerekçesi jeotermal kaynak arama çalışmalarının başta üzüm olmak üzere bölgedeki tarıma vereceği olası zararlar olmuştu. Kararda sondaj arama noktalarının bir kısmının da 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu kapsamında ilan edilen “Büyük Ova Koruma Alanı” içerisinde kaldığı da ifade edilmişti. Yerel mahkemelerin kararı şirketler tarafından Danıştay’a taşınsa da sonuç değişmemiş oldu. 

Alaşehir’le ilgili kararda şu dikkat çeken ifadeler yer aldı:

“Sondaj işlemi ve akış testleri sırasında da hava kirlenmesi, toprak kirlenmesi, yüzey suyu kirlenmesi ve yeraltı suyu kirlenmesi gibi çevresel sorunlar oluşabileceği, nitekim harcanan sıvının çevre için zararlı çözünmüş kimyasallar içerdiği, akışkan kısımdaki kirletici kimyasalların ise Ar, B, Hg, Pb, Cd, Fe, Zn, Mn gibi diğer ağır metaller olduğu, tuzluluğu yüksek olan bazı jeotermal akışkanların çevreye doğrudan zarar verebildiği gibi yüksek konsantrasyonlardaki borun pek çok bitki için zararlı element olduğu ve yakında bulunan Alaşehir jeotermal sularında Türkiye jeotermal alanlarının en yüksek bor konsantrasyonlarının olduğu, nitekim PTD’de de ”atık suların test havuzlarında biriktirileceği ve bir kısmının buharlaşmayla yok olacağı geri kalan kısmının da kuyu tamamlama testleriyle kuyuya geri basılacağı” belirtilmekte olup bu buharlaşma sırasında çevredeki üzüm bağlarının ve zeytinliklerin yoğuşma nedeniyle zarar görme potansiyelinin bulunduğu, ayrıca reenjeksiyonla geri basılamaması ve olası kaza durumlarında da üzüm bağlarının ve zeytinliklerin zarar görme potansiyelleri bulunmakta ise de PTD’de, araştırma amacıyla yapılan sondaj etkinliğinde de toprağın, suyun ve tarımsal ürünlerin zarar görme tehlikesi bulunduğu hususunun dikkate alınmadığı,”