GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
5 Haziran 2023 Pazartesi 16:02

CHP'li Sertel ‘açık sözlü olmak gerekir’ dedi, listeleri eleştirdi: İzmir halkını yordular!

CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, partisinin İzmir milletvekili aday listelerini oluştururken özen gösterilmediğini kaydederek “Türkiye’de CHP'nin oy oranı ortalama 11,7 oranında artmasına rağmen İzmir’de CHP oyları 1,5-2 oranında azaldı. Bu azalma niye oldu? Bunu araştırılmaları lazım neden oldu, niçin oldu. Geçen gün Ümit Yaldız’ın konuşmasında izledim, ‘Biz kimi koysak İzmir halkı seçer, biz kimi getirsek İzmir bizi seçer. İzmir halkını yordular’ dedi. Yoruyorsunuz be kardeşim, İzmir halkını yormayın!" dedi.

EGEDESONSÖZ – Cumhuriyet Halk Partisi 26’ncı ve 27’inci dönem İzmir Milletvekili Atila Sertel, Sonsöz TV’ye konuk olarak Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı. CHP'li Sertel, yakın zamanda gerçekleşen milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçlarına dair açıklamalarda bulundu.

AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya’nın CHP’nin İzmir listesini kast ederek ve kendi ismini de telaffuz ederek “Atatürkçüler partiden silindi’ şeklindeki eleştirilerine yanıt veren Sertel, “Bunu siyaseten yaptılar. Öyle bir tasfiye süreci bizim partimizde olmadı. Öyle olursa başka isimlerin de isimlerini söylemek lazım, başka arkadaşlarımız da listelere konulmadı. Bizim isimlerimizi veriyor arkadaşlar, onlar bilerek bunu yaptılar, toplumda bizim karşılığımızın olduğunu bilerek o karşıtlığı karşıtlığa çevirmek için siyaseten kurnazlık yaptılar. Ne kadar tuttu bilmiyorum ama benim bildiğim şu: Eski İl Başkanı beşinci sıradaydı, Kerem Ali Sürekli. Bana AK Parti’nin 5/5 çıkaracağını söyledi; ben de en fazla 4/4 çıkaracaklarını söyledim. Onlar da 1 milletvekilini başarısızlık olarak görüyorlar. Yani Kerem Ali Sürekli’nin çıkacağını düşürüyorlardı, çıkamadılar” dedi.

MHP O KAPIŞMADAN BİR MİLLETVEKİLİ ÇIKARTTI
CHP’nin listelerinden memnun olmayanların TİP’e oy verdiğini belirten Sertel, “İkinci bölgede Hacer Hanım 4-5 bin oyla kaybetti. Orada da TİP’in etkisi olduğu söyleniyor. Listelerden memnuniyetsiz olan CHP’lilerin TİP’e oy verdiği gerçeği ortada. Çünkü o kadar büyük bir tabanları olduğunu düşünmüyorum. TİP de 4-5 bin oy alsaydı Meclis’te olacaktı, MHP çıkamayacaktı. Daha önce toplandığımızda üstü örtülü şekilde bir parti baraj altı kalabilir diye söylemiştim, o zaman MHP’yi kastetmiştim. Birinci bölgede bu oldu. İkinci bölgede de Hacer Foggo ve TİP arasındaki gidip gelen oydan dolayı MHP vekil çıkardı, yoksa çıkaramazdı. MHP o kapışmadan bir milletvekili çıkarttı” diye konuştu.

‘KEMALPAŞA-KİRAZ’DA ARA AÇILDI’
İzmir’in kimi ilçelerde CHP oylarının düştüğünü ve gerilediğini dile getiren Sertel, “Kemalpaşa’da ve Kiraz’da aranın çok açıldığını görüyorum. Kemalpaşa’da CHP’li bir belediye başkanı var ama Kemalpaşa’nın özünde AK Parti var. Kiraz’da da yüzde 27’lere falan düşmüş, orası da bizim için sıkıntılı bir ilçe. Beğendiğim nokta şu; Bergama gibi, Kınık gibi kaybettiğimiz yerlerde CHP’nin oylarının birinci parti olması açısından memnuniyet duyuyorum. Benim gördüğüm şu en fazla sıkıntının olabileceği yerlerde, mesela Bornova’nın oyu yüzde 39’a düşmüş, Bayraklı’da yüzde 36’ya düşmüş, Karabağlar’da büyük bir parça düşmüş” ifadelerini kullandı.

BALKAN GÖÇMENİ ADAY OLMALIYDI
Oyların düşüşün nedenini de açıklayan Sertel, “Buralarda hassasiyetler üzerine düşünüp araştırma yapmak lazım. Bilimsel araştırma yapmak lazım. Şöyle bir bakış açısı artık terk edilmeli; “Fatih bana yakın, ben onu istediğim yerde milletvekili de yaparım, istediğim yerde belediye başkanı da yaparım, istersem İstanbul’dan istersem Malatya’dan getiririm.”  Böyle bir bakış açısıyla seçimin zora gireceğini düşünüyorum. İzmir’de çok büyük bir alerji oluştu, en büyük sıkıntılardan birinin de İzmir’in Balkanlar’dan göç eden Selanik’ten tutun Makedonya’ya, Bulgaristan’a, Balkanlardan gelen insanların yoğunluklu yaşadığı yerlerde CHP’den bir tane balkan göçmeni aday yoktu. Bu da sıkıntı yarattı, hatta 1-1 olan İYİ Parti milletvekilini 2-1 yaptı, kayma yarattı. İzmir’de oyunu arttıran tek parti İYİ Parti oldu. MHP perişan oldu, AK Parti perişan oldu, CHP 2 puan geriledi. AK Parti 5 puan geriledi, başarı falan değil. Memnuniyet de yok bence” dedi.

LİSTE KARŞILAŞTIRMASI: BİZİMKİ KARMAYDI!
Listenin belirlenmesi konusunu yorumlayan Sertel, CHP’nin İzmir listesinin diğer partilere göre daha karma bir liste olduğunu kaydederek, “Bizim şöyle bakmamız lazım bu seçimler süresi az, daraltılmış, kısa alanda iktidarın alıp kaçma seçimiydi. Ben bu seçimi alır nasıl kaçarım diye kurguladığı bir seçimdi. Ben CHP’nin yetkili organlarında değilim, yetkili organları da eleştiren bir insanlar da olmadım bu zamana kadar ama şöyle bakılması lazım diye düşünüyorum, bu seçimde zaman dar olduğu için tanınır, bilinir ve toplum tarafından kabul görülmüş insanların listelerde yer almasının çok büyük bir önem arz ettiğini düşünüyorum. Siyasette uzun süredir deneyimle İzmir’de diğer illerde görev görmüş arkadaşlarımızın inanılmaz derecede budandığı bir dönem oldu. 4’te 3’ünü götürürken yerine koydukları da başka partilerden oy getireceklerini düşündükleri Millet İttifakı’nın gönlünün hoş edileceği bir liste hazırlandı. AK Parti “A Takımı” ile sahaya indi. A Takımı kim? Bakanları. Toplum tarafından tanınan bilinen, medyada yer alan, bakanlığın gücünü kullanabilen, ağzı laf yapan, siyasette pişkin, yetişmiş kadrolar. Pişkin derken siyasette pişmenin getirdiği olgunluğu kastediyorum. MHP kendi kadrosunu koydu, bozmadı ve siyaseten bir tavır geliştirdi. CHP’de ise karma bir liste oldu” şeklinde konuştu.

İZMİR HALKINI YORDULAR!
“İzmir listesi hazırlanırken özen gösterilmediğini biliyorum” diyen Sertel, “Bunu nereden biliyorum? Hüseyin Sezer arkadaşımız, sekizinci sırada açıkladılar. Bir baktılar ki yoksulluk konusunda uzmanlaşmış ve İstanbul’da yaptığı çalışımlarla, Türkiye çapında yaptığı çalışmalarla Genel Başkanın yoksulluk, fakirlik konusunda bütün politikasını üreten Hacer Foggo unutulmuş. Hüseyin Sezer’e dediler ki ‘Seni indiriyoruz sekizden’ Hacer Foggo’yu oraya koyuyoruz dediler. Hacer Foggo, İzmirli mi? Hayır. Sokakları bilir mi? Bilmez. İlçeleri bilir mi? Bilmez. Ama Hacer Foggo bilinen bir isim. Yoksulluk konusunda kabul görülen bir isim. 4-5 bin oyla seçimi kaybetti. Hüseyin Sezer olsaydı bilmiyorum ne olurdu ama Hüseyin Sezer meselesi değil bu.  Listelerin hazırlanışında sizin “A Takımı”nda düşündüğünüz ve geleceğe yönelik bir ismin unutulmasından bahsediyorum. İstanbul’da çok ciddi çalışmaları olan bir arkadaşımız, Hacer Foggo. Milletvekili olsaydı çok büyük bir katkı oldurdu İzmir’i şöyle görüyorlar; biz İzmir’e kimi getirirsek getirelim İzmirli ses çıkarmaz, susar ve oy verir. Öyle olunca İstanbul’da yaşayan, evleri İstanbul’da olan 2 Genel Başkanı ilk sıralara koydular. Yüksel Taşkın’la Gökçe Gökçen. Balıkesir’den Demokrat Parti adayı getirdiler listeye koydular,  Hacer Hanım’ı getirdiler listeye koydular.  İzmirli kendi aradığı milletvekilini bulamadı, profili bulamadı. O nedenle Türkiye’de ortalama oy oranı 11,7 oranında CHP’nin artmasına rağmen; İzmir’de CHP oyları 1,5-2 oranında azaldı.  İzmir aslında CHP’ye desteği veren kentlerin birincisidir. Bu azalma niye oldu? Bunu araştırılmaları lazım neden oldu, niçin oldu. Geçen gün Ümit Yaldız’ın konuşmasında izledim, ‘Biz kimi koysak İzmir halkı seçer, biz kimi getirsek İzmir bizi seçer. İzmir halkını yordular’ dedi. Yoruyorsunuz be kardeşim, İzmir halkını yormayın! İzmir halkının ne istediğine bakmanız gerekiyor. İzmir’de milletvekili sayısı 13-13 26’yken, her iki gölgede 7-7 milletvekili çıktı. Bizim milletvekili sayımız 10’a düşüyor. O 4 milletvekilinin de siyasi geleceğinde ne yapacağı belli değil. CHP ile ilgili alacakları tavır belli değil. Siyaseten geldikleri kök olarak CHP’nin karşısında olmaya uygun bir biçim sergileyebilirler. Çünkü sergileyenler de oldu” dedi.

‘BENİM BİR HATAM OLMADI’
CHP’li Sertel vekillik sürecinde üzerine düşen görevleri yaptığını ve ciddi bir deneyim biriktirdiğini kaydederek “Genel merkez bize ne görev verdiyse onu layıkıyla yerine getirmek için çalıştım. KİT Komisyonu sözcüsüydüm. KİT Komisyonu çok önemli bir komisyon. 300’e yakın toplantı yaptı. Ben bütün toplantılara istisnasız katıldım. Her toplantıda fikirlerimi mutlaka açıkça beyan etmişimdir. Tutanaklarda açıkça var, açıp bakarlar. KİT Komisyonu'ndan kimin haberi var? Kim inceledi, kim irdeledi, kim baktı toplantı sonuçlarına. KİT Komisyonu'ndan 2 kişi kaldı. Deniz Yavuz Yılmaz, Orhan Sümer kaldı ve KİT komisyonu bitti. Plan bütçeden bir iki kişi kaldı, plan bütçe gitti, tecrübeli milletvekili kalmadı. Sıfırdan oraya girecek bir milletvekili ve en az 2 yıl öğrenme süresi geçecek. Biz Deniz Yavuz Yılmaz’la çok ciddi bir çalışma yürüttük ve hepsini kamuoyuna ilettik” dedi.

NİYE DEVRE DIŞI KALDIK BİLMEM?
Vekil olmasına rağmen tabandan kopmadığını kaydeden CHP’li Sertel, vekil önerisi dahi kendisinden alınmadığını belirterek, “İzmir’i çok seven bir milletvekiliyim, salı sabahı gidip perşembe akşamı dönmeyi ilke edinmiştim. Sadece toplantılar olduğu zaman Ankara’da kalırdım. Herkesin telefonuna “Alo” diyen bir milletvekiliydim. Vicdanen müsterihim. Adalet Yürüyüşü’nden tut, toplumsal bütün eylemlere katılmış bir milletvekiliyim. Benden sıkıntı duyan olduysa onu bilmem; onu da bize söylemedikleri içindir. Niye devre dışı kaldık bilmem? Seni milletvekili yazmayacağız fakat milletvekili olmasını düşündüğün kimse var mı gençlerden bile denmedi. Mesela bizim bölgeden aday olan, uzun yıllardır mücadele veren Ebru Okay gibi kardeşimiz var, Yüksek Disiplin Kurulu’nda; Şener kardeşimiz var Eski İl Başkan Yardımcısı, öbür tarafta birinci bölgede arkadaşlarımız var o kadar çok insan var ki. ‘Seni yazmayacağız ama senin böyle bir düşüncen var mı?’ diye sormadılar” şeklinde konuştu.

ADAY GÖSTERİLMEYENLERE AÇIKLAMA YAPILMALIYDI
CHP önceki dönem milletvekillerinden Tacettin Bayır’ın adaylık belirleme sürecinde dile getirdiği ‘yazmayacaksanız haber gönderin de bari madara olmayalım’ sözlerini de yorumlayan Sertel, “Açık sözlü konuşmak ve insanlarla oturup konuşarak karar almak, karar aldığın insanla da ilgili ona bir görüş belirtmek her açıdan doğru olandır. Ben seninle bu kadar yol yürüdüm, bundan sonra yürümeyeceğiz şu nedenler var, demelerinde yarar vardı. En azından bunu demiyorlarsa bile genel anlamda bir söylemde bulunarak bunu söylemede bir yarar vardı. Bu sizi sevenlere karşı da saygının gereğiydi” dedi.

ALANA ÇIKTIĞIMA PİŞMAN OLDUM
Seçim sürecinin tamamlanmasının ardından gündelik yaşamından bahseden CHP’li Sertel, “Mesela seçimden sonra alana çıktım, çıktığıma çıkacağıma pişman oldum. Bazı yerlerde geri döndüm. Çünkü toplum beni görüyor, ‘abi seni niye milletvekili yazmadılar’ diye başlıyorlar ve o insanlarla beraber o toplumda demoralize başlıyor. Ondan sonra ben sadece beni çağıran ilçelere gittim. Kırsalda daha çok çalışma yapmaya mücadele ettim. Sonra zaten parti bizi Kastamonu’ya yolladı. Onda da ben söyledim, ben daha çok Eskişehir’de yararlı olurdum, Afyon’da yararlı olurdum, Kastamonu’yla benim ne alakam vardı? Kastamonu’yu bilirim, severim, insanlarla da diyalog kurarım ama işin gereceği şu, Kastamonu’da bizim oylarımız artmış. Kastamonu MHP’nin kalesidir, MHP milletvekili çıkartamadı. Eğer siz toplum tarafından kabul görür isimleri listenizde şekillendirebilseydiniz durum çok farklı olurdu. Örneğin Elâzığ... Elâzığ muhafazakar milliyetçi oyların yoğun olduğu bir yer. Gürsel Erol, ikinci kez aday oldu, tam 10 puan artmış oyları. Neden artmış? Oraya terör söylemleri söylenmedi mi, onlar televizyon izlemedi mi, onlar A Haber izlemedi mi?  Demek ki onlar Gürsel Erol’u seçmeyi kafaya koymuşlar, 10 puan arttırmışlar. Diyarbakır’da oyumuz iki buçuktu oyumuz 8,24’ çıktı, 6 puan arttı. Mustafa Sarıgül, Erzincan’da birinci yaptı partiyi.  İzmir’de biz niye arttıramadık?  Eğer siz doğru isim koyarsanız orada oyunuz artar. Adıyaman’da 11,88’den 18,75’e çıktı, 7 puan arttı, Afyon’da 14,2'den 18,79’a çıktı 4 puan arttı. Ortalama her illerde artarken hangi illerde düştü, Muğla’da düştü. Muğla’da 3 puan düştü, o da neden belediye başkanı milletvekillerini belirledi diye düştü. İzmir’deki oy düşüş sorumlusu kim? Burada sorumlu genel merkezdeki herkes”  diye konuştu.

MUSTAFA İNCE’Yİ İNCE İNCE DOĞRUYORLARDI
İzmir’in birçok yerinde karşılığının olduğunu kaydeden Sertel, “Sadece Bornova, Bayraklı’da değil İzmir’in her yerinde benim karşılığım var. Beni Güzelbahçe’de de Konak Gültepe’de de Menderes’te de Selçuk’ta da severler. İki ilçeyle sınırlı görülmek ve burada öyle kayda geçmesini istemiyorum. Yerel seçimler olursa ne olur, yerel seçimlerin nasıl şekilleneceğine bağlı bu hadise. Yine sen, ben, bizim oğlan oturalım bize yakın birilerini atayalım gibi bakış açısı söz konusu olursa benim orada adım geçmesin daha iyi. Ben zaten ilk atamada da hiçbir ilçede şu olsun, bu olsun diye görüş belirtmedim. Çünkü inanmadığım şeye ben niye karışayım ki, katılayım ki. Bir kişi desin bana Genel Merkez'den şuna kulis yaptın buna kulis yaptın. Bir kez çıktık o da Ednan Arslan’la beraber, Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce’yi ince ince doğruyorlardı. Genel başkana onunla ilgili yanlış bilgi verenler olmuştu. Kendisini vuran mafyadan şikayetçi olmadı gibi bir bilgi vermişler, Mustafa İnce’yi harcamak için. Ednan Arslan’la beraber çıktık genel başkana. Dedik ki gerçek bu değil. Mustafa İnce’nin öyle bir şeyi yok, üstelik şikayetçi de oldu şeklinde görüşümü belirttim. Onun dışında herhangi bir şeye karışmadım” ifadelerini kullandı.

BEN ESKİ BELEDİYECİYİM
Yerel bir aktör olmak ister misiniz sorusuna yanıt veren Sertel, “Ben eski bir belediyeciyim. 1989’da ben büyükşehir belediye başkanı Yüksel Çakmur’un 32 yaşında Daire Başkanı yaptığı bir figürdüm. Hürriyet gazetesinden Basın Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı'na geçmiştim. Türkiye’nin en genç Daire Başkanıydım. Rahmetli Adnan Kahveci’nin imzasıyla başlamıştım. Ben belediyeciliği bilirim, her şeyi birilim. Yüksel Beyi çok iyi hatırlarım; bir kaldırım taşı yerinden söküldüğünde elinde telsiz başında bekler, onu yerine taktıktan sonra öyle devam ederdi, sorumluluk açısından söylüyorum bunu. Tansaş mağazasına girdiği zaman raflardan tuvalete kadar her şeyi kontrol ederdi. Büyükşehir Belediye Başkanı olarak belediye otobüsüne binerdi, büyükşehir otobüslerindeki temizliği, şoförün davranışlarını kontrol ederdi. Bir gün sabah beni Bornova’daki atölyelere ESHOT’ların çıktığı noktaya yolladı, sabah saat 05.30’da, 06.00’da otobüsler çıkıyor, onları say makama gel dedi. Muzaffer Soykan’ı da Adnan Saygun Kültür Merkezi’nin olduğu yerdeki atölyelere, yollamış onları say gel dedi.  Kendisi de Karşıyaka’yı saymış. Makama geldik o gün 503 otobüs çıkmıştı servise ve o zamanki genel müdür Zekeriya Dolar’dı, ESHOT Genel Müdürü'ydü. Bağla kızım Zekeriya’yı dedi. Bağladı ve sordu ‘Zekeriya bugün kaç otobüsümüz var’ dedi, döndü 587 civarında bir rakam vardı ‘Zekeriya seni kandırıyorlar 503 aracın çıktı, seni kandırıyolar’ dedi. Ondan sonra Zekeriya Dolar hiç uyumadı. Kaç otobüs giriyor, çıkıyor hepsini kontrol etti” şeklinde konuştu.

BELEDİYE BAŞKANLIĞINA TOPLUM KARAR VERİR
Belediye başkanlığı gibi bir hedefinin olup olmadığı yönünde gelen soruya yanıt veren Sertel, “Kente karşı her noktada sorumluluğunu hisseden bir yapıdan geliyorum. Ben belediyeciliği iyi bilen bir insanım. ‘Belediye başkanı olmak ister misin?’ sorusuna ona bir toplum karar verir. İkincisi parti karar verir. Üçüncüsü yöntem karar verir. Şu an ne yapacağıma kişisel olarak karar vermedim. Şimdi okuyorum, yazıyorum, konuşuyorum, organik yaşamaya çalışıyorum. Oğlum ofiste bir yer tahsis etti bana, oraya takılıyorum, gazeteci arkadaşlarla sohbet ediyorum, kahveye gidiyorum, arkadaşlarımla oyun oynuyorum. Şu anda rahatım herhangi bir beklentim yok, illa şu olsun diye bir düşüncem yok. Buna toplum karar verir, parti karar verir yöntem karar verir. Tacettin gibi açıkça isterim diyemem. Onun düşüncesine de saygı duyarım. İyi de olur deneyimli olan insanları deneyimleri yok etmek, onu kenara atmak doğru olmayabilir ama toplumda da şu var; her yere her şeye siz mi aday olacaksınız diye. Dikkatli olmak gerekir. İnsanlar bizimle ilgili ne düşünüyor, parti bizimle ilgili ne düşünüyor, yöntem bizimle ilgili ne düşünüyor. Ön seçim olursa hodri meydan ben ondan hiçbir şekilde çekilmem” dedi.

EMİR ERİ OLMADIM, BİAT ETMEDİM
Belediye başkanlığı sürecinin önseçimle olması gerektiğini kaydeden Sertel şunları söyledi:

“Hiçbir şey yapmıyorlar, yapmasınlar, atama yapsınlar. Onlar için daha iyi oluyor ama toplum için acı oluyor sonuçları. Sonuçları biz söyledik onlara, bizim ön seçimi kazanıp kazanmayacağımızı kim bilir, toplum bilir. Biz demokrasi istiyoruz. Onlar diyor ki kalem benim elimdeyken ben onları yazayım benim arkadaşlarım var, ben onları yazacağım diyor. Bizim öyle bir durumumuz olabilir mi? Benim arkadaşlarımı ben yazayım, onun arkadaşlarını o yazsın, toplum neresinde, siyaset neresinde? O kadar çok kardeşimiz siyasetle ömür harcadı ki… Mesela Çiğli’de Gürbüz Bal, ömrünü harcadı çocuk. Parasını pulunu değil her şeyini harcıyor. Siyasette bir şey olmak istiyor. Şener kardeşimiz, Şener Akdemir. İllerde görev yaptılar, ilçelerde görev yaptılar. O kadar çok insan var ki. Siyaset yapmak istiyorlar, tıkıyorsunuz önlerini, yaptırmıyorsunuz. Aziz Bey  yakın arkadaşlarının olmasını istiyordu. Bu dönemde farklı yakın arkadaşlar. Ben o işlerin içerisinde hiç olmadım, hiç kimseye de yakın olmadım, kimsenin emir eri olmadım, kimseye de biat etmedim. Ben partiliyim, partim bana ne derse, örgütüm bana ne derse, emrinde olurum. Hiçbir şey olma, hiçbir şey olmam; ilçe başkanı ol, ilçe başkanı olurum, sorun değil. Partimizin başarısı için her şeye hazırım ama illa ki bir görevde olmak dert değil”

KAHRAMANMARAŞ’TA YÜZDE 16,96’YA ÇIKTIK
Deprem bölgesinde çıkan oy oranlarını da yorumlayan CHP’li Sertel, “Kahramanmaraş’ta da deprem oldu ve merkezi üssü orası. Bizim oyumuz orada yüzde 9,76’ydı. 9,76’den 16,96’ya çıktı, 2 milletvekili çıkarttık. Siz deprem bölgesine de yanlış adaylarla gitmişsiniz demek ki. Suzan Hanımı koysanız, Serkan Bey’i koysanız tanınır bilinir, milletvekillerini koysanız kaygınız olmaz ki. O insanlar gece gündüz orada çalıştı, orada yattı, orada kalktı. Niçin liste değiştirildi, niçin Hatay’da liste değiştirildi. Çorum’da Mehmet Tahtasız 20,33’tü oyu, 30,78e çıktı, 10 puan. Buralarında etkilenmesi lazım vatandaşın terör söyleminden” dedi.