GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
13 Eylül 2023 Çarşamba 15:27

CHP İzmir’de seçime 3 kala… Yaşadıklarını ve o diyaloğu anlattı: Kılıçdaroğlu, Sındır’a ne dedi?

27. Dönem CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, il başkanlığına aday olma sürecinde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile arasında geçen diyaloğu anlattı. Sındır "Kendisi uzlaşının mevcut il başkanı üzerinden olmasından bahsetti. Onun da düşüncesi uzlaşı olması yönünde... Tüm illerde, ilçelerde kavga-gürültü olmasın, partililerin kongre ve kurultay süreçlerini partiye güç katacak şekilde yürütmesi noktasında iradesi var. Büyükşehir belediye başkanımızın da mevcut başkanla olan uyumlu çalışma içinde olması sebebiyle sayın genel başkanımızın da böyle bir tercihi oldu" dedi.

EGEDESONSÖZ- 27. Dönem CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, SonSöz TV’de katıldığı programda Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı. Sınıdr, il başkanlığı adaylığı için yaptığı girişimleri ve süreç ile ilgili yaşananlara ilişkin geniş çaplı bir bilgilendirme yaptı, görüşlerini ifade etti.

ÜNİVERSİTEYE GERİ DÖNÜYORUM
CHP’li Sındır, milletvekilliği görevinin sona ermesinin ardından asıl mesleği olan Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ndeki akademisyenlik görevine geri dönme kararını aldığını söyledi. Sındır, “Akademisyenlik mesleğim. O nedenle mesleğime dönüyorum. Vekillik sürecini bitiren işine devam ediyor, ben de akademik mesleğimize dönmüş olacağım. Bazı hocalarımız yok, emekli olmuşlar. Alttan gelen genç arkadaşlar var. Bölüm olarak dinamik bir bölümüz. Fakültede farkımız vardır” dedi.

MOTİVASYON KAYBI VAR
Üniversiteden ayrıldığı süreç yeni dönemin karşılaştıran Sındır, “Üniversiteler genel olarak pandemi ile oluşan fiziki ve maddi şartlar, yüz yüze eğitimin olmayışı üniversite öğrencisini dersten soğuttu. Öğretim üyesini üniversiteden uzaklaştırdı. Farklı bir hava var. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik, siyasi, tüm meseleler üniversitede karşımız açıklıyor. Motivasyon eksikliği, nitelik, kalite konusunda ne kadar öğretim üyelerimiz nitelikli olsa da bir dinamizm sorunu olduğunu görüyorum. Ege Üniversitesi, araştırma üniversitesi olması sebebiyle daha dinamik bir yapıdadır. Ama genel olarak üniversiteler vakıf ve özeller de dahil bir nitelik ve motivasyon, mezun öğrencilerde ise nitelik sorunu var” açıklamasını yaptı.

ADAY OLARAK ÇIKMAM İÇİN HER YERDEN TELEFON VE MESAJ GELDİ
İsminin il başkanlığı ile ilgili geçmesi ile ilgili olarak süreci anlatan Sındır, partililerin bir kısmın mevcut il başkanı ve yönetimin değişmesi noktasında bir kanaat oluştuğunu belirterek yola çıktığını söyledi.

Sındır yaşadığı süreci şöyle anlattı:

“Aslında süreç yanlış işledi. İl başkanı olmak isteyen arkadaşlarımızın daha mahalle delege seçimlerinde bu niyetini beyan edip kendilerini ifade ederek üye tabanından ilçe ve il delegasyonuna kendini kabul ettirmesi ve il delegasyonunda da talep edilen bir il başkanı olma noktasında çalışmaya ihtiyacı vardı. Benim açımdan böyle bir durum olmadı. Böyle bir ihtiyaç yaşamam gerek olmayabilir. Hangi kurum olursa olsun parti, vakıf ya da dernek olsun görev yapan mevcut yapı öncelikle yenilensin, değiştirilsin talebi öne çıkar. Mevcut başkanın değişmesi konusunda bir kanaat var partililerimizin bir kısmında. Her yerden gerek merkez ilçeler, gerek Bakırçay ve Küçük Menderes Havzaları’ndan metropol dışı ilçelerdeki delegelerden, partililerden, bazı ilçe başkanları ve belediye başkanlarından yani partide sorumluluk yapan, yapmayan sevilen insanlardan mesaj ve telefon aldım”

ÇIKIŞ NEDENİM SİYASİ ÜSLUP VE EKİPÇİLİK ANLAYIŞINA YÖNELİK TAVRIM
İl yönetimine ilişkin değişimin talebinin nedenlerine dair gelen soruya yanıt veren Sındır, “yeni dönemde belediye seçimlerine yeni bir yönetimle gidilmesi talebi vardı. Bunun da çeşitli sebepleri vardır. Siyasi ve parti içi konular olabilir. Kamuoyuna yansıyan konular da bunun içinde… Bunlara girmek istemiyorum. Bu partimizin kendi içinde halletmesi gereken şeyler… Bazı konular ise abartılı… Şahsileştirmek istemiyorum. İl başkanı ve yönetimdeki arkadaşlar ile ilgili gelinen süreçte ‘daha iyi olabilirdi’ düşüncesi ile yeni yönetim olması ile ilgili talebinden kaynaklanıyor. Siyaset üslubunun değişmesi ve İzmir’de ekip anlayışından uzak, daha özgür bir siyaset yapma yaklaşımının olması gerektiğini düşünüyorum. Bence çok özel ve kutsal bir talep bu… Ekipçilik konusu siyaset içinde var. Partiyi yıpratan süreçlere neden oluyor. Yüz yüze değil sırt sırta vermek lazım. Partimizin programında yer alan sosyal, siyasal ve diğer tüm politikaları topluma doğru aktarmamız, çalışmamız ve sırt sırta vererek mücadele etmemiz gerekirken ekipler partide ben iktidar olayım anlayışı ile partiyi büyütmeyen ve toplum nezdinde de eleştirilere neden olan sürece götürüyor” şeklinde konuştu.

ROL MODEL OLMA DÜŞÜNCESİ İLE HAREKET ETMEYE KARAR VERDİM
Gelen teklife olumlu yanıt vermesinin ardından yaşadığı süreci aktaran Sındır şunları söyledi:

“Bilenen, tanınan, güvenilir kim olabilir diye arkadaşlar arasında benim üzerimde bir mutabık kalındığını gördüm. Partimize, ülkemize karşı bir sorumluluk duyarak her ne kadar mahalle ve üye tabanlı gelen bir süreç yaşanmadan ortaya çıkılsa da buna her şeyimden feragat etmeye hazırdım. Hatta üniversiteme döndüm ve kendi kafamda üniversitedeki akademik faaliyetlere ilişkin ağırlıklı bir plan düzenledik. Bu partinin bana verdiği üyelerimizin, partililerimizin ve halkın bana gösterdiği teveccüh ve değerler üzerinden bir sorumluluk olması gerektiğine düşünerek olumlu karşıladım.

‘Ağabey formülü’ deniyor ama yaşımız genç… 60’ını yeni aşmış birisiyim. Yaş 35 yolun yarısı denir. Önceki dönem vekillik yapmış, il başkanlığı yapmış yoldaşlarım Atila Sertel, Musa Çam, Tacettin Bayır, Bedri Serter gibi parti içinde önemli isimlerdir. Onların bir araya gelerek benim de dahil olduğum süreç oldu. Siyasette süreç gerçekten kötü gidiyor. Beni en çok rahatsız eden siyasilerin üslubu, kutuplaştırıcı dil, kin ve nefret söylemler, öfke dili… Bunlardan rahatsız olmaya başladım. AK Partili, MHP’li, HDP’li arkadaşlarımıza yaptığımız bayram ziyaretlerinde partim adına ziyaretlerde yer alırdım ya davetleri kabul ederdim ve şunu söylerdim: Bayram, seyran gelin bu dilden vazgeçelim. Millet olarak bir bütün olmaya ihtiyacımız var. Yok aslında birbirimizden farkımız. Çünkü hepimiz bu ülkenin vatandaşıyız. Siyasi farklılaşmalar üzerinden konuşulur ve vatandaş tercihini yapar.

Ama bizim gibi sorumlu insanlar da hepimiz politize olduk. TV’lerde çok fazla tartışma programı olmazdı. Şimdi bakıyorsunuz tüm TV’lerde tartışma programı var ve sadece siyaset konuşuluyor. Çok politize oldu toplum… Herkesin gözü siyasilerde… Doğru siyasetçilere ve özellikle topluma rol model olacak siyasetçilere ihtiyaç var. Ben de böyle bir anlayışla belki il başkanı olarak bir şeylere katkım olur düşüncesi ile hareket ettim. Sayısız telefon aldım aday olarak çıkmak için. Ben de açıkçası çıktım. Çıkış sebebim bu… Mevcut başkanımız yönetimimiz ile birlikte”

BU SÜREÇTE KUTUPLAŞMA OLSUN İSTEMEDİM
Aday olmaktan vazgeçiş sürecini detaylı bir şekilde anlatan CHP’li Sındır, “gerçekten de partime ve yol arkadaşlarımıza büyük bir borç hissediyorum. Bu borcun karşılığı olarak adaylığı düşündüm. Şunu da ifade ettim: Mümkünse bir uzlaşı olursa… Daha baştan kutuplaşarak sürece girmenin bir sonuç vermeyince de düşündüm. İl başkanı taraftarları, Kamil Hoca taraftarı… Ben bu işin içinde olmak istemedim. İl başkanına destek verenler de benim yoldaşlarım. Demokratik bir tercih… Birden çok aday olabilir. İlçelerde bu yaşandı. Bunu bir rekabet, bir yarış olarak değil bayrağı daha yukarı taşıyacak adayın belirlenmesi gerekir. Birbirine karşı düşmanca, rakip gibi görmek gerekirdi. Hangi isim daha yararlı olur yaklaşımı olması gerekirdi, bu olmadı. Ben de uzlaşı olmasını istedim. Bu düşünce ile yola çıkım. İl başkanımız da hak veriyorum. B u kongre süreçlerinde bizzat ilçelere giderek partililerimize gerekli mesajları vererek delegasyon unsurlarında etkin bir hale geldi. Şu an bir il delegasyonu var. Hepsi kıymetli. Seçilemeyenler de kıymetli, oy veren tüm partililerimiz de kıymetli…” ifadelerini kullandı.

İLÇE BAŞKANLARI İLE TUR RASTLANMAMIŞ BİR BİÇİMDİ
İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun ilçe başkanlığı seçimlerini kazanan yeni başkanlar ile Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’ya görüştürmesi ile ilgili gelen soruyu yanıtlayan Sındır, “İl başkanımızın, ilçe başkanları ile bir araya gelişleri, onları genel başkanımıza götürmesi geçmişte rastlanmayan bir biçim… Genelde il kongresi biter, il başkanı seçilmiş ilçe başkanları ile gider. Ben üyemin ve seçilmiş delegenin iradesinin ipotek altında olduğunu düşünmüyorum” dedi.

ADAY OLSAYDIM ŞANSIM YÜKSEKTİ
Aday olması durumunda ciddi bir oy alabileceğini de kaydeden Sındır, “Aday olsaydım o delegasyondan ciddi oy da alırdım. Seçilme şansım da belki yüksekti. Ama ben kutuplaşma içinde olmak istemedim. İl başkanı kendisini gösterebilecek başarılı ya da başarısız olarak nitelendirecek bir süreç de yaşamadı. Seçim dönemi önemliydi. Oradaki tecrübesini yerel seçimde arttırabilir” değerlendirmesini yaptı.

KILIÇDAROĞLU GÖRÜŞMEDE ASLANOĞLU İLE ‘DEVAM’ DEDİ
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmeyi anlatan Sındır, “Onun da düşüncesi uzlaşı olması yönünde... Tüm illerde, ilçelerde kavga-gürültü olmasın, partililerin kongre ve kurultay süreçlerini partiye güç katacak şekilde yürütmesi noktasında iradesi var. İl başkanımızın da çalışmalarındaki olumlu durum sebebiyle mevcut il başkanın devam etmesi noktası konusunda görüşü var. Burada büyükşehir belediye başkanımızın da düşüncesi var. Parti örgütlerinin başında olan kişi belediye başkanı ile belirlenmesi konusu son derece yanlış yaklaşım olur. Birlikte uyumlu çalışmaları önemli. Belediye çalışmalarımızın beğenilmesi ve teveccüh sağlanması anlamında da parti örgütü çok önemli… O uyum yoksa halkın partiden ve belediyeden olan memnuniyetsizliği olmaması gereken şekilde büyür. Büyükşehir belediye başkanımızın da mevcut başkanla olan uyumlu çalışma içinde olması sebebiyle sayın genel başkanımızın da böyle bir tercihi oldu. Kendisi uzlaşının mevcut il başkanı üzerinden olmasından bahsetti” açıklamasını yaptı.

İLLA BENİM ÜZERİMDEN UZLAŞI OLMASI ŞART DEĞİL
Adaylık konusunda uzlaşı olması sebebiyle aday olmama kararını verdiğini kaydeden Sındır, “Buna rağmen aday olarak çıkmanın doğru olmadığını düşündüm. Uzlaşı istedim. İlla benim üzerimden olması da şart değil. Ben il başkanı olurum, yönetimimizin ve partili arkadaşlarımızın da en az il başkanı kadar görev ve yetki sahibi olmalarını ve güçlü bir parti sesinin, iradesinin, üslubunu sağlar, diğer partilerle mücadelemizi düşünsel tartışma ortamında oluşmasını sağlayabilirdik, bir farklılık olabilirdi” şeklinde konuştu.

SOYER’E DESTEK TALEBİNDE BULUNMAK YERİNE UYUM İÇİNDE OLMAYI TERCİH ETTİM
Adaylık süreci ile ilgili İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile bir temasının olup olmadığına yönelik gelen soruya yanıt veren Sındır, “Tunç Bey bana tabiî ki de hayır demezdi. Tunç Ağabey diyeyim. Çünkü kendisi Bornova Anadolu Lisesi’nde benden 3 dönem büyüktü. Tunç bizim abimizdir. Belediye başkanlığım dönemimde ve sosyal projelerde birlikte çalıştık. Bundan önceki belediye başkan aday adayı sürecimde de bana medyadan gelen sorular oldu. Bana sorulan sorularda ‘siz olmazsanız kim olsun?’ sorusuna ben hep ‘olmak isterim ama benden daha nitelikli aday varsa da olabilir’ derdim. Tunç Bey de önemli, nitelikli bir isimdir.  Tunç Başkan’la bir araya gelmek, yüz yüze oturup konuşmanın bile zamanını alacağını düşünerek o diyaloğu kurma ihtiyacı duymadım. Ama biliyordum ki onun vekil olarak benden istediği şeyleri yapmaya gayret ettim İzmir için. Her yıl İzmir’in kamu yatırım planlarındaki projelerini İzmir merciinde takibe aldım. Hangi proje yapılıyor, yapılmıyor, hangisine bütçe konulmuş takip ediyordum. Her proje için soru önergesi verdim. Niye aksadı, neden gecikti, neden ödenek az dedik? Bergama’da ilçe kongresine gittiğimde AK Parti Milletvekili İnan’ın ‘İZBAN 2025’te Bergama’ya gelecek’ haberi önüme düştü. Şaşırdım. Bu arkadaşımız herhalde 2023 kamu yatırım programında bu projenin programdan çıktığının farkında değil… Sayın Binali Yıldırım, büyükşehir adaylığı döneminde ortaya koyduğu ‘35 İzmir, 35 Proje’nin hepsini takip edip soru önergesi olarak sordum. Yanıt alamadım. Soyer’in bir milletvekilinden beklediği ne varsa yapmaya çalıştım. Tunç Bey üzerine yöneltilen haksız, hukuksuz suçlamalara ve saldırılara karşı kalkan olmaya gayret ettim. Tunç Bey ile çok sık yan yana gelmemiş olmasam da kalben birlikteliğimiz oldu. Tunç Bey ile bu süreçte diyaloğum olmadı. Tunç Başkanın mevcut il başkanı ile ilgili olarak son mecliste “bizim kıymetlimizdir” demişti. Doğal bir konuşma ve il başkanımızı koruyacaktır kendisi. Tunç Bey sayın genel başkanımıza mevcut il başkanı ile uyumlu çalıştığını ve bundan sonra da aynı uyumun devam etmesinin partimize yararının olacağını söylediğini duydum. O çerçevede Tunç Bey ‘e ‘ben de varım, beni de gör’ demem olmaz. Saygı duyarım. Bu yola girerken örgüt iradesi esastır. İlçe kongresinde delegelerimiz irade göstermiş ve il delegelerini belirlemiş. Ve üyenin temsili olan il delegasyonu başkanın, il yönetiminin, disiplin kurulunun, kurultay üyelerinin kim olacağına karar verecektir. Genel başkanımız, büyükşehir belediye başkanımız, ilçe başkanlarımız ile diyalog ve uyum çalışmaları önemli. Destek talebi yerine o uyumun içinde olmak daha mantıklı diye düşündüm” açıklamasını yaptı.

ÇARŞAF LİSTE OLMALI
Yönetime girecek isimleri ile kurultay delegelerinin belirlenmesinde çarşaf liste uygulaması yapılmasını desteklediğini söyleyen Sındır, “Çarşaf liste olmalı. Parti tüzüğümüz ‘çarşaf liste’ esastır der. Normalde bunun tartışılması bile doğru değil. Blok liste oylama ile kabul edilir. İlçe veya il kongrelerinde blok liste önerisi gelmediği sürece çarşaf liste uygulanır. Blok liste ihtiyaç olarak çıkarsa örneğin uzlaşı durumu var ve il başkanı tek kişi ve herkes mutabık, il başkanına inisiyatif verelim bir delegasyon oluşsun, öylesi bir durumda blok liste ile mutabık kalalım denebilir. İlçe kongrelerinde büyük oranda blok liste oldu. Ama esas olan çarşaf listedir. İl kongre ve kurultayda çarşaf liste gelenek olarak uygulanan bir yöntem.  Çünkü çarşaf listede delege olan veya olmayan üyemizin kurultay delegesi olma şansı oluyor, yönetime girme şansı oluyor. O fırsatı blok liste ile ortadan kaldırıyorsun. Blok liste ile gelen oyları aşabilmek çok zor… Çarşaf olmasını da arzu ediyorum. Kurultay delegesi olmak gibi bir dileğim de yok. Mevcut il başkanımız ya da adaylarımızdan Şakir Başak ve Aytekin Tunus kıymetli partililerimiz. İlçe başkanlığı da yapmışlar, yöneticilik yapmış yürekten çok sevdiğim insanlar. Onların da adayı var. Ben ortamı eşit görüyorum. Çünkü üye iradesinin iradesi esastır. Üç aday da eşit bir şansa sahiptir bana göre… Bence yeter imza toplayacaklardır diye düşünüyorum. Demokrasi bunu gerektirir. Çarşaf listeyi de bu anlamda kıymetli buluyorum. Birden fazla aday varken üye iradesi ile daha doğru isimler seçilebilir” ifadelerini kullandı.

BENİ KURULTAY DELEGELİĞİNE YAZMAYIN, KENDİMİ SİLDİRİRİM
Kurultay delegesi olmayacağının altını çizen CHP’li Sındır, “Söylenti olur. Hoca adaylıktan çekildi, delegeliği pazarlık meselesi yaptı diye bir düşünce olabilir. Hiçbir şekilde böyle bir şey olmaz. Buradan il başkanımıza ve çarşaf yada blok liste hazırlayan arkadaşlarımıza sesleniyorum. Beni yazmayın. Yazılırsa ismimin silinmesini isteyeceğim. Üniversiteye dönmek gibi özel şartlarım var. Bornova İlçe Kongresi’nde blok liste tartışmasında Atila Sertel vekilim aleyhte söz isteyip hem tüzük çalışmaları hakkında bilgilendirme yaptı hem de parti içi demokrasi gereği çarşaf listeli bir seçimin olması gerektiğini anlattı. Bu sözü, güçlü sesi kurultayda da ifade edeceğiz. Kimse çarşaftan korkmasın. Delege iradesi esassa bırakın tercihi onlar yapsın” dedi.