GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
7 Temmuz 2023 Cuma 12:14

CHP’den liman önünde satış tepkisi... İzmir iş dünyasına davet, hükümete 'vazgeç' çağrısı!

Cumhuriyet Halk Partisi üyeleri, Alsancak Limanı’nın BAE sermayeli bir şirkete satışına tepki gösterdi, satıştan vazgeçilmesi çağrısında bulundu. Liman önündeki açıklamada konuşan CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, “bu limanı başkasına tıpkı milli egemenliğimizi etkileyecek unsurlar doğurmaması kaydıyla kendi yerli konsorsiyumlarımıza verelim” dedi.

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - İzmir’de tartışmalara neden olan Alsancak Limanı’nın Araplara satılması ile ilgili Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Örgütü, liman kapısı önünde basın açıklaması düzenledi.

CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, CHP İzmir Milletvekilleri Yüksel Taşkın, Mahir Polat ve Rıfat Nalbantoğlu, ilçe belediye başkanları ve çok sayıda partilinin katıldığı toplantıda konuşmacılar hükümet yetkililerine sert sözlerle yüklendi.

İZMİR'İN KÖKLÜ ODALARI İLE GÖRÜŞTÜNÜZ MÜ?
Seçim öncesi özelleştirme konusunu dile getiren Aslanoğlu, limanın önemine vurgu yaptı. Aslanoğlu açıklamasında “Bizler seçimlerden önce sürekli olarak dile getirmiştik. ‘Türkiye AKP iktidarıyla bu krizden çıkamaz, tam aksine ülkenin kaynakları borçları kapatmak, israfı fonlamak için haraç mezat satılır’ diye. Üzülerek söylüyorum ki, haklı çıkmanın acısını yaşıyoruz. Bu haraç mezat, gizli saklı pazarlıklarla satılan milli değerlerimizden birisi de, Alsancak Limanı olacak. Kesin bir dil kullanıyorum, iddialar basın tarafından dile getirildikten, İzmir Milletvekilimiz Sayın Mahir Polat tarafından meclise taşındıktan sonra, çiçeği burnunda Ulaştırma Bakanı iddiaları mecburen doğrulamak zorunda kaldı. Üstelik Sayın Bakan, limanın satışıyla ilgili bir ihaleden, özelleştirilme için isteklilerin teklif verebileceği bir sistemden değil, direk olarak Arap Emirliklerine, ihalesiz ve adrese teslim bir satış olacağını açıkça söyleyerek durumu anlattı. Bu arkamızda gördüğünüz liman, Osmanlı zamanında İngiliz ve Fransızlara verilmişti. Mustafa Kemal Atatürk, tüm borçları ödemiş, limanımızı İngiliz ve Fransızlardan almış ve millileştirmiştir. Şimdi AKP İktidarı Araplara vermek istiyor. Bu liman, İzmir'in aynı adı taşıyan semtiyle özdeşleşmiş ve İzmir’in simgelerinden birisi olmuştur. Bu liman, İzmirlinin malıdır. Bu liman milli güvenlik ve beka meselesidir. İzmir’e yatırım yapmak yerine, İzmir'in mallarını, milli değerlerimizi satmakla uğraşan AKP’lilere bu hatırlatmayı yaptıktan sonra sormak isteriz; Böylesine değerli olan bir limanı, bunca yıldır devlet işletilirken ne oldu da Arap Emirliklerine, üstelikte ihalesiz bir şekilde satmak için ayaklarına kadar gittiniz? Alsancak Limanı’nın satılması ile ilgili İzmir iş dünyası ve odalarla görüştünüz mü? İZTO, EBSO, Deniz Ticaret Odası gibi çok güçlü ve köklü odalarımız ve sanayicilerimiz ile görüştünüz mü? Kendilerinden işletme ile ilgili teklif vermeleri istendi mi? Buradan İZTO, EBSO ve Deniz Ticaret Odası başkanlarına ve yöneticilerine seslenmek istiyorum. Siz bu limanın Araplara ihalesiz satışını doğru buluyor musunuz? Bulmuyorsanız, İzmir aşıkları olarak lütfen çıkıp bunu dile getiriniz. Eyy AKP’nin başındakiler; Seçimden önce mangalda kül bırakmayarak attığınız, beka meselesi ve milliyetçilikle ilgili nutuklar, iş Arapların dolarlarına gelince unutuldu mu?” diye konuştu.

VARLIK FONU, YOK PAHASINA SATMAK İÇİN KURULMUŞ
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i hedef alan Aslanoğlu, “Sayın Mehmet Şimşek ulusal ve uluslararası piyasalara güven verecek, modern ve şeffaf politikalar sözü vermişti. 2 gün önce TÜİK’in açıkladığı, saray mutlu olsun diye uydurulmuş yüzde 38’lik enflasyon mu, şeffaflık örneği? Artık kamu bankaları aracılığıyla dolara müdahale edilmeyecek denildikten sadece bir gün sonra, kamu bankalarından yapılan dolar satışı mı şeffaflık örneği? Yoksa İzmir’in simgesi, konumu itibariyle bekamız sayılan, kapasitesi sebebiyle ticaret hayatımızın can damarı konumundaki Alsancak Limanı’nın, gizli saklı pazarlıklarla, adrese teslim ve ihalesiz şekilde Araplara satılacak olması mı şeffaflık örneği? Bir diğer utanç tablosu da, tüm bu satışlar için sözüm ona “Varlık Fonu”nun adeta paravan olarak kullanılmasıdır. Diğer ülkelerdeki Varlık Fonları, ülkelerin tasarruf fazlalarının değerlendirilmesi için kurulmuşken, Türkiye’de milletin malını satarak, AKP tarafından çökertilen ekonomimizin, batmaması için kullanılıyor. Yani bir anlamda artık bizim varlık fonu, ülkenin mallarının haraç mezat körfez ülkelerine satılması için kullanılan bir aracı kurum gibi. Türkiye’nin çıkarlarından çok, Katarlıların, Birleşik Arap Emirliklerinin çıkarları için çalışıyor. Dünyada varlık fonu sahibi ülkeler, varlık fonunu dışarıda yatırıma dönüştürmek için kurarken, Türkiye Varlık Fonu, hazineyi iflastan, çökmüş ekonomiyi batmaktan kurtarmak için elindeki milli ve yerli kurumları yok pahasına satmak için kurulmuş gibi duruyor” ifadelerini kullandı.

İKTİDARI YANLIŞTAN DÖNMEYE ÇAĞIRIYORUZ
Aslanoğlu sözlerine şöyle devam etti:

“CHP olarak, ticaret hayatımızın uluslararası düzeyde iş birliğine açılmasının, ülkemize döviz getirecek, ihracatımızı güçlendirecek yatırım ve anlaşmalar yapılmasının hep destekçisi olduk, olmaya da devam edeceğiz. Ancak, ülkenin önemli kaynaklarının, milli değerlerinin satılmasının karşısında olacağız. Vatanın güvenliğini tehlikeye atacak anlaşmaların karşısında durmaya devam edeceğiz. Alsancak Limanı gibi bir liman başka bir ülkenin elinde olsa, satın almak için teklif eden ülkeleri ulusal güvenliğini tehdit edenler olarak algılar. Limanlar sadece ticaretimizin değil, milli güvenliğimizin de dayanağıdır. Güvenliğinizi başka devletlere para karşılığında devredemezsiniz. Devrediyorsanız, bunun adı ihanettir. Alsancak limanını yabancılara satmak, satmak için teklifte bulunmakta İzmir’e ve İzmirlilere ihanettir. Milliyetçilik lafta değil uygulamada olur. AKP’nin ne kadar milliyetçi olduğunu tüm İzmirliler olarak şimdi görmek isterdik. Milli nutuklar duymak istemiyoruz , İzmir’in limanının satılmayacağının, İzmir’e ait olacağının ilan edilmesini bekliyoruz.Acil olarak iktidarı bu yanlıştan dönmeye çağırıyoruz”

POLAT: İZMİR'İN VARLIK SEBEBİ İZMİR LİMANI'DIR
Limanı almak isteyen Arap firmasının daha önceden gelerek değer tespiti yaptığını belirten CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat ise, “Ben milletvekili olmadan önce  hayatımı bu limanda gümrük müşavirliği yaparak kazanmış birisiyim. İzmir doğal yapısı itibariyle bir liman şehridir ve İzmir'de yerleşim limandan oluşmuştur. Dolayısıyla İzmir'in varlık sebebi İzmir Limanı'dır. İzmir Limanı elimizde devletin işlettiği hali hazırda bulunan iki limandan biridir. Çokça defa İzmir Limanı bu iktidar tarafından bir şekilde ihale edilmek istendi fakat ihale edilemedi, satılamadı. En son 2007’de içinde Ege İhracatçılar Birliğimizin ve milli yerli sermayenin olduğu bir konsorsiyumla 1 milyar 275 milyon dolara ihale edilmişti. Fakat o zamanın idarecileri devretmekten vazgeçtiler. Bugün bize gelen duyumlar dahilinde… Son 1-1,5 aydır, yani seçimden itibaren İzmir Limanı'na Varlık Fonu yöneticileri ve  Abu Dabi firması, Birleşik Arap Emirlikleri firmasının gelip tespit yaptıklarını biliyoruz” dedi

LİMANIN DEĞERİ 52 MİLYON DOLAR!
Gündeme getirdiği soruların yanıtsız kaldığını belirten Polat, “Israrla sorduğumuz sorularımıza ‘evet görüşüyoruz, satıyoruz’ dendi. Görüşme yeni değil. 2021’den itibaren başlayan hem de FETÖ'ye kaynak ayıran FETÖ'yü destekleyen ülke dedikleri BAE ile Varlık Fonu üzerinden, hatta ve hatta BMC'nin ve bizim tank paletin peşkeş çekildiği firmaların da içinde olduğu bir gruba peşkeş çekilmeye çalışıldığını biliyoruz. Limanımız uluslararası değerlendirmelerde 52 milyon dolar civarında bir yatırımla dünyanın en önemli aktarma limanlarından birisi olacağı tespit edildi. Bu tespit ve fizibilite çalışmaları Devlet Demiryolları Liman İşletmesi'nin elinde var. Çünkü bu liman, yapıldığı zaman 13 metre yanaşma dip derinliğiyle dünyanın eşsiz limanlarından biriydi. Yıllar içerisinde on bir metreye düşmüş ve 2007’den bugüne hiçbir yenileme yapmadan ölüme ve değersizleştirilmeye terk edilmiş bir liman haline dönmüştür. Biz buna karşıyız. Değersizleştir, ondan sonra peşkeş çek. Yeni tip sömürge anlayışında tıpkı Afrika'da olduğu gibi borç ver, ülke ödeyemesin, sonra başka limanlara ardından da havalimanlarına çök. Çünkü bunlar gelir getirici, en büyük, yatırımı az ve geliri en yüksek işletmelerdir mantığıyla Türkiye'nin sömürgecilere peşkeş çekilmesine karşıyız. Buna izin vermeyeceğiz. Ölüme terk edilmiş, çürümeye terk edilmiş bir limandan bahsediyoruz. Bu liman sadece swaptan kaynaklı borçlarla mı yoksa Tosyalı gibi grupları zengin yapmak için peşkeş çektiğiniz bir liman mı? Yoksa kendinizi zenginleştirmek için mi yada üç kuruşa muhtaç olduğunuz için mi peşkeş çektiğiniz bir liman mı?  Ben buradan dış ticaret erbaplarına, ticaret erbaplarına seslenmek istiyorum. İzmir Limanı 1994-1998 yılları arasında Türkiye'de elleşlenen konteynerlerin yüzde 47’sini elleşlerken bugün yapılmayan yatırımlarla yüzde 10’un altına düşmüş bir değere ve elde işleme kapasitesine sahip.” diye konuştu.

LİMANI EGEMENLİĞİMİZİ ENGELLEMEYECEK ŞEKİLDE YERLİ KONSORSİYUMLARIMIZA VERELİM
Kendilerinin satışa müsaade etmeyeceklerini vurgulayan Polat, “Gelin bu limanı başkasına tıpkı milli egemenliğimizi etkileyecek unsurlar doğurmaması kaydıyla kendi yerli konsorsiyumlarımıza verelim.  Ticaret odamıza, sanayi odamıza, 2007’de olduğu gibi Ege Bölgesi  İhracatçılar Birliği'ne ve içinde bizim belediyelerimizin de olduğu işe hakim  iş insanlarının da olduğu bir konsolosluğum tarafından eğer devletin gücü yoksa işletilmeye açılması çağrısında bulunuyorum.  Bu topraklar Umumiye idareleri gördü. Duyunu Umumiye idareleri beleş parayla bu ülkenin limanlarını yabancılara sattı. Taa ki İzmir İktisat Kongresi'ne kadar. İzmir İktisat Kongresi'nde alınan ve Kabotaj Bayramı diye kutladığımız kararlarla limanlarımız milli ve oldu ve o günün gazeteleri ‘Türk limanları özgürleşti’ dedi. Biz İzmir'den sesleniyoruz: Milli egemenliğimizi ve ulusal çıkarlarımızı zedeleyecek işlere girmeyin. Bu ülkenin limanlarını yabancılara peşkeş çekmeyin. Yabancılara peşkeş çektiği limanlarda neler olduğunu görüyoruz. Örnek Mersin Limanı… 2022 yılında anlattım. Mersin Limanı'ndaki usulsüzlüklerin hiçbirini burada göremezsiniz. Çünkü devletimiz işletiyor burayı. Hiçbir çocuğumuzu zehirleyecek materyaller bu limandan geçmez. İzmir'in bütün siyasetçilerine seslenmek istiyorum. Başta da AK Partili Duyun-u Umumiye hükümetinin parçalarına seslenmek istiyorum. Çamdan, kavaktan nedenlerle İzmir'de algı yaratmayı bırakın. İzmir'in malı İzmir'de kalsın. Gelin yanımızda durun. Bunlarla birlikte mücadele edelim. Tam bağımsızlıktan yana olan İzmirlilere sesleniyorum. Gelin Hep beraber bir yabancı işgaline, bir Arap işgaline, bir ekonomik işgale karşı Cumhuriyet Halk Partisi'yle birlikte yan yana durun ve buna geçit vermeyelim. Biz vermeyeceğiz diyorum” diye konuştu.