GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
7 Mayıs 2023 Pazar 17:34

CHP 1’inci sıra adayı Taşkın: İzmir’de bir karşılığım var!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir 1’inci Bölge 1’inci Sıra Milletvekili Adayı Yüksel Taşkın, saha gözlemleri ile ilgili yaptığı açıklamada “İzmir çok katmanlı bir kent. Geldiğimden beri 5 gündür sahadayım. İzmir’de bir karşılığım var benim de. İktidar medyası Kemalizm savunusuna geçerek CHP seçmeninin kafasının karıştırmak istedi. Fakat bu sosyal medyada dolanan kişiler sahayı bilmiyorlar” dedi.

EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir 1’nci Bölge 1’inci Sıra Milletvekili Adayı Yüksel Taşkın, BİR TV’de yayınlanan programda açıklamalarda bulundu.

AMAÇ SEÇMENİ CHP’DEN BİR ŞEKİLDE UZAKLAŞTIRMAK
İktidarın kendisi üzerinden dezanformasyon yapıldığını ve amacın seçmeni CHP’den uzaklaştırmak olduğunu kaydeden Taşkın, “Bunun arkasında CHP seçmeninin kafasını karıştırma anlamında dezanformasyon taktikleri uyguluyorlar ve bunu her seçimde yapıyorlar. Bu bir algı operasyonu… Sosyal medyadaki akıp giden sözlü hayat ile sahada farklı bir dünya var. İktidar partisi seçimlerde Atatürkçü kesiliyor ve bu dönem daha yoğun kullanıyor. Amaç seçmeni CHP’den bir şekilde uzaklaştırmak… Ben İzmir’den aday gösterildim ve önüme bunlar konuldu. Bir başka arkadaşım üzerinden de benzer bir durum yaşanabilirdi. Strateji belli… Burada kimin olacağı ve öne çıkacağı önemlidir. Burada ben hedef haline getirildim. İstanbul‘dan aday gösterilip seçime girecektim. Genel başkanımızın oluru ile İzmir’den aday gösterildim.” dedi.

22 YIL ÖNCEKİ BİR YAZIM VE BANA AİT OLMAYAN İÇERİKLER DOLAŞTIRILIYOR
Geçmişte öğrenci hareketi içerisinde yer aldığını ve ÖDP’de siyaset yaptığını kaydeden Taşkın, zaman içerisinde düşüncelerinin değiştiğini belirterek şunları söyledi: 
“Sivri dilli bir insan değilim. Akademisyenlerin tarzı olayları, olguları çok yönlü değerlendirmeleridir. Benimle ilgili iki içerik dolandırılıyor ve bunlar çarpıtılmış içerikler…. Çok şeffaf olmayan gruplar aracılığıyla bunların ürettiği içerikler daha da kolajlanarak dolaşıma sokuldu. MYK sürecimde de oldu bu durum. Bağlamlardan koparmaya örnek vereyim. Kemalizm ırkçılıktır demedim. Geçmişte ‘Kürtlerle evlenmeyin, yemeğini yemeyin’ tarzında bir makale vardı ve yaptığım onunla ilgili bir analizdi. Ama konu başka yerlere gitti. 22 yıl önceki bir yazım ve bana ait olmayan içerikler dolaştırılıyor. Kemalizmin ırkçılık olduğunu düşünmüyorum. Kemalizm, Fransız ulus anlayışından etkilenmiştir. İnsanların, ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ dilebildiği Cumhuriyetçi bir irade ile ben bu ülkenin kader birliği ve geleceğine inanıyorum dediği bir noktada, Çerkez ve Laz olmalarından öte bir anlayıştır. Ben akademisyen olarak bunu güzel güzel anlatırım. Bağlamından koparılan bir şey… Bir de örneğin genç birisi böyle bir laf etmiş de olabilir. Biz aynı insan değiliz. Ben CHP öncesinde ÖDP içindeydim. Ondan önce öğrenci hareketindeydim. Belli değişimden geçer herkes. CHP’de siyaset yapma ile ilgili bir muhasebe yaptım. Düşündüm taşındım CHP’ye Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğindeki bu partiye destek vermeye karar verdim. İnsanlar fikri değişimler geçirir. CHP’de zamanında daha devrimci hareketlere yakın insanlar da vardı. Ben de burada yer almayı düşündüm. İzmir’de bir algı oluşturmaya çalışıldı. Sanki ben pat diye geldim. Böyle bir şey yok”

İZMİR’DE BİR KARŞILIĞIM VAR!
İzmir’deki gözlemlerinden bahseden Yüksel Taşkın, “İzmir çok katmanlı bir kent. Geldiğimden beri 25 gündür sahadayım. İzmir’de bir karşılığım var benim de. İzmir’in demokrasi kültürü ve yerel yönetim tecrübesinden olağanüstü etkilendim. Görev sıramda en çok İzmir’e geldim. Çok üretken bir sivil toplum var İzmir’de. MYK genellikle belli sayıda insanı değerlendirir ve bu kişiler akademiden gelirler ve genel başkanın etrafında tutmak istedikleri insanlardır. Benimle ilgili süreç seçim rekabetine düştü. İktidar medyası, Kemalizm savunusuna geçerek CHP seçmeninin kafasının karıştırmak istedi. Bunun yanına birde farklı partilerde katıldı. Bizim tabanımıza yönelik çabası olan partiler de devreye girdi. Fakat bu sosyal medyada dolananlar sahayı bilmiyorlar. Bana herkes istediğini sorabiliyor. ÇYDD’ye gidiyorum, ADD’ye gidiyorum. Her yere gidiyorum ve soruyorlar, ben de anlatıyorum. Bir kısım insanın ise farklı bir derdi var. Bu derdi de söyleyeyim, Örgütümüzden Kılıçdaroğlu’na yönelik teveccüh var. Örgütümüz canlı ve çalışkan. Bu gözlemlerimi miting çok destekledi. Sosyal medyada gürültü koparanlar her seçim döneminde bunu yapıyorlar. Like siyaseti kültürüne abanıyorlar. Yeni kurulan partilerden belli argortimalarda, öfke ve gençlere hitap edersek bize oy verirler diye bir düşünceleri var. Like partileri diyorum bunlara. Bir dönem beğeniliyorlar sonra ise farklı partilere gidiyorlar. Bunların çoğunun oyu CHP’ye gelecek. Zaten yeni seçmen de bu algoritma kullanılarak algı oluşturmaya çalışan dezenformasyon taktiklerini seçim sonrası büyük bir hüsran bekliyor. Ancak, onların hitap ettiği ilk defa oy kullanacak seçmende de birinci partiyiz. Bence taşlar yerlerine oturacak. Ben sahada işimi yaparak bunlara yanıtımı veriyorum. Örgütüme kendimi tanıtıyorum. Onlar da beni tanımaya çalışıyor. Çok da iyi gidiyor. Bazı söylentilerde partimizin örgütünün benimle sahaya çıkmadığını, çıkmak istemediğine dair sözler dolaştı. Külliyen yalan ve yanlış. Gürül gürül çalışıyoruz. Ben gerçeği söyleyeyim ben buradayım. Hepimiz programlara riayet ediyoruz. Sahada hiç olmayan partiler var. Bunlar öyle şeyler söylüyorlar. Sahada olsalar aslında görecekler. Bu teveccühü nedeni ile onlar sokakta yoklar. Sanal dünyada kendilerini var etmeye çalışıyorlar çünkü sahada yoklar. Saha bambaşka bir şey söylüyor. Örgüt beni tanımak istiyor. Zaten bir kısmı tanıyordu. Tanıyan çok var ve olumlu yaklaşıyorlar. Tanımayanlar da toplantılarımızda tanıyor” şeklinde konuştu.     

PURÇU’NUN SEÇİLEBİLİR YERDEN GÖSTERİLMESİNİ RAPORLADIM
Listede gösterilmeyen Özcan Purçu’nun yeniden aday gösterilmesi yönünde rapor sunduğunu ancak aday gösterilmedipğini kaydeden Taşkın “Türkiye’de ilk roman vekil bizden çıktı. Türkiye yeni bir dönemece giriyor. Ve bu dönemeçte 68 arkadaşımız listeye giremedi. Bu dönem istisnaibir dönem. Çokfazl arkadaşımızı kestik. 3 dönem arkadaşllarımıız kestik. Özcan Beyi de kestik ve burada romanlara ayrımcılık yapsak zaten neden 3 dönem vekillik yapan Özcan Beyi keselim.Bunu da yapmazdık. Benden engelliler ve Romanlar için rapor istendi. Raporda yeniden aday olmasının ve seçilebilir yerden aday gösterilmesinin iyi olacağını da ilettim. Ama bu dönem listelerle ilgili bir sıkıntı var. Sayın Hacer Foggo’nun adaylaştırılması da bu konuda dezavantajlıların temsiliyeti açısından atılmış bir adımdır. Romanlarla ilgili konuda da özel olarak çalışacağım. Her yerde Roman mahallesine gidiyor. Çok olumsuz koşullarda yaşıyorlar. Roman açılımı yapacağız dediler ve ne vaat sundularsa yapmadılar. Şimdi ise yeni bir iktidar kuruluyor. Kurucu unsuruolmakromanlar için çok iyi olur diye düşünüyorum ve bunu aktarıyorum” dedi.

AK PARTİ’YE GÖNDERME… TAŞIMA, FOTOŞOP MİTİNG!
İzmir’de geçtiğimiz hafta yapılan iki ayrı mitingle ilgili konuşan Taşkın, “gözlem yapan arkadaşlarımzı bana çok cansiz ve şişirilmiş bir miting olduğunu aktardılar. Taşıma suyla değirmen döndürülmeye çalışıldı. Ben şuna bakarım; Bir ilde kuvvetli değilsem kimseden gizlemem ama sadece algılara yaslanmış gerçekten kopuk bir iktidar var ve fotoşopla işleri idare edeceğini düşünüyor. Halbuki öyle değil. Birgün emniyet görevli arkadaşlar bir gün önceki mitingle bir gün sonraki mitingin hangisinin kalabalık olduğunu algılıyorlar. Mitingler önemlidir ama mitinglerin duygusu çok önemldiri. Duygusu çok önemliydi ve sahada gördüğümüzü mitingde gördük. Biz Kılıçdaroğlu’nun stratejisinin sonuna kadar arkasındayız dediler. Sonuna kadar Kılıçdaroğlu’nun konuşmasına kadar beklediler ve yoruldu bu esnada insanalr. Ama sonuna kadarburadayız vearkandayız mesajı verdiler. Bunun dışındaki mitinglerde yoğun katılım var ve coşku var. Dip dalga kurtulmak istiyoruz diyor. İnsanlar çok onurlular. Eşit şartlarda yarışlmıyoruz, sermaye gücü arkamaızda değil, medya gücü büyük oranda iktidara bağımlı… İnsanlar eşit yarışmıyorum ve barışçıl yollarla iktidar değişimi talep ediyoreum diyor. Biz buna yaklaşınca da darbe yapmak gibi absürt ötesi suçlamalara maruz kalıyoruz.Ayıptır. İnsanlar sandık yoluyla değişim istiyorsa bunu durduramazsınız” açıklamalarını yaptı.

EN AZ 16 VEKİL ÇIKARIRIZ 
İzmir’de en az toplam 16 vekil çıkaracaklarını söyleyen Taşkın “Birinci sırayım ve herkesten daha çok çalışmamız lazım. Her gün sokaktayım. 8’i 9’u çıkarmak için çalışıyoruz.Bu potansiyelimiz var. 8’in altına inmeyiz, 9’u zorlarız. İki bölgede de… Eskiden daha rahat anketlere yanıt verirdi. Şimdi ise veremiyor. Benim partimin de militanı, iktidar partisinin de militanı yanıt veriyor, çünkü çok inandıkları için rahatifade edebiliyorlar kendilerini… Endişleli yurttaşın ise anketlere yanıtı düşük… Muhalefet partisi oyları iyi yansımdağını düşünüyorum. Biz cumhurbaşkanlığını ilk turda yakınız. Potansiyelimiz var ve 300’ün üzerine çıkma hedefinde çok yakınız” ifadelerini kullandı.

BELİRLİ ZAMANLARDA İZMİR’E GELECEĞİM
İzmir’e geldiği günden beri  bir otelde kaldığını söyleyen Taşkın, “vekil olduğumda bir ofisim olacak. MYK olduğum sürece belirli zamanlarda İzmir’e geleceğim. Eşim akademisyen İstanbul’da ve MYK olduğum sürece İstanbul-Ankara-İzmir arasında olacağım. Bizim açımızdan kolay değil ama dengeleyeceğim” şeklinde konuştu.

YEREL YÖNETİMİN YÖNETİCİSİNİ EKONOMİNİN DE AMİRİ YAPMAK LAZIM
İzmir’in muazzam bir ekonomi potansiyelinin olduğunu söyleyen CHP’li Taşkın, yerel yönetimlere dayalı bir ekonomik model üzerinde çalıştıklarını söyleyerek “Çok sıçrama yapabilecek bir dünya kenti olabilir burası. Bunun için dünyada usul şudur: Yerel yönetimin yöneticisini ekonominin de amiri yapmak lazımdır. Bu üniter sistemin içerisinde pekala mümkündür. Tunç Soyer seçildiğisürece ekonominin de amiri olmalı. Ekonomik bütçe ve planlamalarda yetkisi olmalı. Yerel inisiyatife daha fazla alan açmalıyız.İzmir’de bu konuda iş insanların büyük kısmı merkezi iktidardan beslenemediklerinden tam anlamıyla burjuva denilebilecek kişiler… Merkezi iktidar destekliyici ve teşvik edici olması lazım. Kayırmacı olmamalı. Şugrubu getireyim İzmir’e, İzmir’in taşı toprağı değerlidir demememiz lazım. İstihdamı kim arttıracaksa katmadeğerli ürünü kim üretecekse ve onun önünü açmamız lazım. Belediyelerinde  biraz kuvvetlenmesi lazım” dedi.

BUNU YAPARSAK TARIM VE SANAYİ UÇAR
“Ekonomik bir özerklikten mi bahsediyorsunuz?” sorusuna yanıt veren Taşkın, “özerklik demeyelim, insanların kafası karışıyor. Yerel yöneticiye gidip iş istiyoruz. O zaman istihdam için de eline kuvvetler verelim. Tunç Bey’e sürekli CV veriyor insanlar. O da nezaketle alıyor ve yapabiliyorsa yer açıyor. Belediyeler istihdam alanı değil, hizmet üretim yeridir. Belediye ekonomi alanında dönüşüm sağlayacak bir durumda olsun. Özel sektörün önünü kessin demiyorum, koordine etsin, planlama yapsın. Mesela MARBLE Fuarı var. Bu tarz şeyler daha fazla olmalı. Tarımı da stratejik olarak görüyorum. Tunç Bey’in, geçmişte Aziz Bey’in çalışmaları çok kıymetli… Resmen teşvik edilmeyi bekleyen harika projeleri var. Biz bunlara sadece inisiyatif tanıyacağız. Kaynak aktarımında destek olacağız ve kendileri de tarımı, kentin sanayisini de uçuracaklar. Merkezi iktidar burada teşvik edici, destekleyici ve denetleyici olacak.